Güncelleme Tarihi:
Teknoloji çocukların hayatında her geçen gün daha da önemli hale geliyor. Nesibe Aydın Eğitim Kurumları Rehberlik Birimi öğretmenlerinden Psikolog İpek Güler ise sorunun teknolojide değil onu kullanma biçimimizde olduğununun altını çiziyor. Güler aşırı teknoloji kullanımının çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini hatırlatarak şunları söylüyor:
BÜYÜYEN BİR SORUN
İster beğenelim, ister beğenmeyelim çocuklar artık dijital ve kablosuz bir dünyada büyüyor. Tabletler, telefonlar, bilgisayarlar, elektronik kitaplar, oyun konsolları ve diğer teknolojik cihazlar artık hayatımızın vazgeçilmezlerinden. İnternet, uygulamalar veya televizyon hem eğlence için, hem de eğitim için harika imkanlar sunuyor. Teknolojiyi kullanmak değil, onu kullanma biçimimiz sorun yaratıyor. Özellikle de bu cihazların uzun süreli kullanımı dünya çapında çığ gibi büyüyen bir sorun haline geliyor.
HİPERAKTİVİTEYE NEDEN OLABİLİYOR
Aşırı teknoloji kullanımının olumsuz etkileri, iskelet yapısı bozukluğu gibi fiziksel rahatsızlıklardan, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklara; sözel beceride gerilemeden, obeziteye uzanan geniş bir yelpazeye sahip. Sadece çocukların ekran başında geçirdikleri zaman değil, bu zaman diliminde nelere maruz kaldıkları da ayrıca önemli bir konu. Filmlerde, dizilerde, reklamlarda, oyunlarda ve hatta çizgi filmlerde verilen mesajlar çoğu zaman çocuklara uygun değil. Şiddet, yaşlarına uygun olmayan davranışlar ve korku ögeleri çocuklar üzerinde hiç de istenilen etkiler bırakmıyor.
TEKNOLOJİNİN ETKİLERİNİ İNCELEDİK
Çocukla ilgili her alanda olduğu gibi bu konuda da en büyük rol ve sorumluluk ailelere düşüyor. Öncellikle ailelerin, daha sonra çocukların bu konu üzerinde farkındalığının olması oldukça önemli. İlkokulumuzda ‘teknoloji farkındalık” haftası düzenlememizin sebebi de bu. Derslerle ve ders dışı etkinliklerle bu konunun önemine vurgu yaptık. İlkokulumuzda öğrenim gören, yaşları 7 ile 8 arasında değişen 216 öğrencilerimizle yaptığımız 10 sorudan oluşan ‘teknoloji testi’ isimli anketle hem öğrencilerin kendilerine yönelik farkındalıklarının hem de ev ortamında bu farkındalığın oluşmasını amaçladık. Öğrencilerimize aileleriyle birlikte yapabilecekleri ve teknolojiyle ne kadar yakından ilgili olduklarını görebilecekleri bir anket dağıttık. Sonuçlar ilgi çekici. Etkinliğe katılan öğrencilerimizin yüzde 80’i yemeklerini hiçbir zaman bilgisayar veya tabletin başında yemediğini; yüzde 81’i internette vakit geçirmek için arkadaşlarıyla beraber olmaktan vazgeçmediğini; yüzde 84’ü oyun yüzünden derslerini ihmal etmediğini; yüzde 93’ü geç saatlere kadar bilgisayar oynadığı için uykusuz kalmadığını ifade etti. Buna karşın öğrencilerimizin sadece yüzde 11’i oyun oynamadığı zaman aklının oyunlarda kaldığını; yüzde 19’u bilgisayar veya tablet başında zamanın nasıl geçtiğini fark edemediğini; yüzde 7’si her zaman oyunun başından çok zor kalktığını; yüzde 9’u annesi veya babası çok fazla oyun oynadığını söylediğinde sinirlendiğini; yüzde 7’si internette geçirdiği süreyi azaltmak istediğinde bunu bir türlü başaramadığını ve yüzde 2’si bilgisayarda veya tablette sürekli oyun oynamak istediğini söyledi.
ÖNEMLİ İPUÇLARI ELDE ETTİK
Öğrencilerimizin, bahsedilen teknolojik cihazları ne amaçla kullandıklarını bu sonuçlardan değerlendiremesek de, bize bu cihazların, öğrencilerin hayatlarındaki yerini kestirebilmemiz için ipuçları sağlıyor. Ayrıca bu çalışmada hem çocukların hem de ailelerinin kendilerini değerlendirmeleri sağlanarak farkındalıkları arttı. Sonuç olarak teknoloji kullanımı asla başlı başına iyi veya kötü sayılabilecek bir konu değil. Yanlış veya aşırı kullanım mevcut. Bu konuda çocuğa yardımcı olmak da ailenin sorumluluğunda. Çocuklarımızı, fiziksel ve psikolojik sağlığına gelebilecek zararlardan korurken; onlara eğlenirken öğrenebilecekleri bir ortam oluşturmak hepimizin isteği.