Güncelleme Tarihi:
TEDMEM Direktörü Prof. Dr. Emin Karip ve uzmanlar Sabiha Sunar, Kübra Çelikdemir, Nilgün Demirci Celep, Derya Şahin İpek ve Gamze Çetinkaya'nın hazırladığı raporda, okulların kapalı kaldığı süre uzadıkça öğrenme eksiklerini kapatmanın güçleştiğine vurgu yapıldı. Öğrencilerin ve toplumun sağlığını korumak için her türlü tedbiri almanın öncelik olması gerektiği belirtilen raporda, okulların açılmasının, kısa vadede Kovid-19 salgınıyla ilgili endişelerin kaynağı olmakla birlikte, sağlık otoritelerinin okulların kapalı kalmasının da orta ve uzun vadede hareket kısıtlılığı ve sosyal izolasyona bağlı sağlık sorunlarına neden olacağı konusunda uyarılarda bulunduğu anımsatıldı.
Okulların açılması veya kapatılması kararının zorluğuna işaret edilen raporda, "Bireylerin sağlığını ve yaşamlarını korumak" ile "Bireylerin geleceğini korumak" arasında hassas bir denge bulunduğuna işaret edildi. Bu dengenin rasyonel bir temelde, güncel sağlık verileri ve bilimsel bilgilere dayalı olarak oluşturulması gerektiği kaydedilen raporda, okulların kapalı kaldığı süre uzadıkça, öğrenme eksiklerinin ve kayıplarının telafisinin sistemin yönetme kapasitesinin sınırlarını aştığı kaydedildi.
CİDDİ BİR ÖĞRENME KAYBI SÖZ KONUSU
Normal koşullarda haziran-eylül arasında sadece yaz tatili için okulların kapalı kaldığı durumda dahi ciddi bir öğrenme kaybı söz konusu olduğu bilindiği ifade edilen raporda, "Bu sürenin yaklaşık iki buçuk ay gibi ilave bir süre daha uzaması, içinde bulunduğumuz öğretim yılında öğrenme kayıplarının daha da artması anlamına geliyor. Her ne kadar uzaktan öğretim çalışmaları yapılmış olsa da öğrencilerin çevrimiçi derslere erişimlerinde ve okulların ve öğretmenlerin öğrencilere destek ve yönlendirme sağlamalarında yaşanan sınırlılıklar dikkate alındığında öğrenme kaybı ve eksikliklerinin ciddi boyutlarda olması beklenmektedir. Okulların 2020 yılı Eylül ayında açılamaması halinde ise öğrenme kaybının ve eksiğinin kapatılması, telafi edilmesi nerdeyse imkansız hale gelecektir." denildi. Raporda, "Öğrenme kayıpları ve eksikleri bireysel, toplumsal ve ekonomik olarak kalıcı kayıplara neden olacağından okulların daha uzun süre kapalı kalması mevcut öğrenme ve temel beceri yetersizliği sorunlarını daha karmaşık hale getirebilir." uyarısı yapıldı. Salgının ne kadar devam edeceği ve okulların ne kadar süre kapalı kalacağına ilişkin farklı senaryolar olduğuna dikkat çekilen raporda bireylerin çalışma hayatları süresince yıllık ortalama 355 dolar ile 1408 dolar arası gelir kayıpları olacağının da tahmin edildiği belirtildi.
OKULLARIN KONTROLLÜ OLARAK AÇILMASINA YÖNELİK SEÇENEKLER
Raporda, okulların ülke genelinde kapalı kalmasının sağlık açısından da eğitim öğretim açısından da en kötü senaryo olarak değerlendirildiğine de işaret edilerek, şu ana kadar uluslararası alanda yapılan açıklamaların okulların kapalı kalması değil kontrollü olarak açılmasına odaklandığı aktarıldı.Öğrenme kayıpları ve öğrenme eksikleriyle ilgili değerlendirmelerde çeşitli uluslararası kuruluşların, okulların kapalı kalması halinde ilk senaryoyu birinci yarıyıl sonuna kadar kapalı kalması, ikinci senaryoyu ise 2021 yılı Eylül ayına kadar kapalı kalması şeklinde ele aldığı kaydedilen raporda, okulların kontrollü olarak açılmasına yönelik değerlendirilebilecek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladıklarıyla da örtüşen şu uygulama seçeneklerine yer verildi:
"Vaka sayısının çok düşük olduğu veya pozitif vaka olmayan yerleşim yerlerinde okulların tam zamanlı açılması.
Okulda öğrenci yoğunluğunun ve şube başına düşen öğrenci sayısının görece az olduğu okulların tam zamanlı açılması.
Okulların haftada altı iş günü açık olması, öğrencilerin iki gruba bölünerek dönüşümlü olarak okula üçer gün gelmeleri.
Öğrencilerin okula gelmediği günlerde uzaktan öğrenme araçları ile öğretime devam etmeleri.
Yüz yüze öğretim süresinin ilkokul öğrencileri için mümkün olduğunca artırılması, uygulamaların eğitim kademeleri itibariyle farklılaştırılması.
Salgın devam ettiği sürece temel becerilere odaklanılması, öğrenme kayıpları ve eksiklerini asgari düzeye indirebilmek için haftalık ders çizelgelerinde yer alan derslerin tamamını kapsamak yerine bir kısmının yüz yüze eğitim yoluyla verilmesi.
Derslerin sayısında ve haftalık sürelerinde yüz yüze eğitim imkanları ve uzaktan öğrenmede kısıtlılıklar dikkate alınarak değişiklik yapılması."
ÖĞRENME KAYIPLARI DEZAVANTAJLI ÖĞRENCİLERDE DAHA FAZLA
Raporda, bugüne kadar yapılan çalışmalarda, okulların kapalı kalmasının neden olduğu kayıplar da şöyle özetlendi:
"Öğrencilerde telafi edilmesi oldukça güç öğrenme kayıpları ve eksikleri oluşması ve okulların kapalı olduğu süre uzadıkça bu kayıpların artması.
Öğrenme kayıplarının dezavantajlı öğrencilerde daha fazla olması.
Öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişiminin olumsuz etkilenmesi.
Öğrencilerde beslenme ve davranış sorunlarının oluşması.
Öğrencilerin fiziksel olarak hareketsiz kalmaları sebebiyle orta ve uzun vadede sağlık sorunları ortaya çıkması."
Raporda, yüz yüze eğitime geçilirken, okul öncesi, ilkokul, sınavlara hazırlanacak 8 ve 12. sınıf öğrencileri ile öğrenme güçlüğü olanlar ve engelli öğrencilerin yanı sıra uzaktan öğrenme araçlarına ve internet erişimine sahip olmayan öğrencilere öncelik verilebileceği belirtildi.