Güncelleme Tarihi:
Her yıl tatil ve karne zamanı geldiğinde uzmanlar, Milli Eğitim Bakanlığı görevlileri basın yayın organlarında ‘çocukların tatili nasıl geçirmeleri gerektiği, neleri yapıp neleri yapmayacakları ile ilgili’ görüşler sunarlar. Ülkemizde son yıllarda giderek artan bir ivmeyle tatilde çocuklar asla hiçbir akademik materyal ile uğraşmamalı, ödev verilmemeli tarzında mesajların yoğunlaştığını hatta öğretmenlerin bu konuda basın yoluyla ciddi şekide baskı altına alındığını gözlemlemekteyim. Dikkatimizi sadece tatilde bir öğrencinin neler yapıp yapmayacağından çok, hangi seviyede olursa olsun öğretim hayatının içindeki bir çocuğun/ergenin eğitiminin bütününe çevirmeliyiz. Eğitim okulda devam ettiği kadar okulun dışında da, tatilde de düşünülmesi gereken bir kavram. Eğitim, saygıdeğer Selahattin Ertük hocamızın tarif ettiği gibi “Bireyde istendik davranışlar oluşturma süreci” şeklinde en genel haliyle tarif edilebilir. Bu süreç hem eğitim dönemini, hem de tatil dönemini kapsar. Süreklilik gösteren bir olgudur. Olaya böyle bakılınca bir öğrenci hangi yaşta olursa olsun, aile öğretmen ve toplum olarak şunları geliştirmesini beklemek yanlış olmaz sanırım:
NELERİ YAPMIŞ OLMAYI İSTERSİN
- Tatile çıkıldığında çocuğun/ergenin dinlenme ve öğrenmeye ayırdığı zamanı dengelemeyi öğrenmesi önemli bir kazanım. Öğrenme, ödev yaparak ya da ders çalışarak olabileceği gibi iyi planlanmış bir şehir gezisi ile de olabilir. Şehirdeki farklı mekânları bir yetişkinin eşliğinde gezen bir öğrencinin okulda öğrendiği bilgileri pratik hayatta dönüştürmesi için bir olanak hazırlanabilir. Örneğin, iki ayrı uç sosyo-ekonomik yapıdaki semt gezilip gözlem yapıldıktan sonra bir çay molası verilip paranın, ekonominin hayatları nasıl etkilediği üzerine sohbet edilebilir, görüş alışverişi yapılabilir. Bunun en önemli kazanımı gözlem yeteneğini arttırma ve olayları analiz etme sözel olarak görüşlerini ifade etme gibi becerilerini geliştirmek olabilir.
- Hedef belirleme konusunda bir deneme yapılabilir. Ebeveynlerden biri çocuğa/ergene şunu sorabilir: “Tatil bitip okula döndüğünde neleri yapmış olmayı istersin? Okula gidince neleri yapmış olursan kendinle gurur duyarsın?” Bu soru bir zaman dilimini verimli şekilde kullanma için çocuğa bir yol gösterebilir.
- Genel olarak uyuma, yeme içme gibi tüm yaşam alışkanlıklarının değiştiği bir dönem olduğundan okuldan istenen ödev veya görevlere yeniden ısındırma ve hatırlatma son birkaç gün öncesi yapılmalı. Evet tatilin ilk haftası insanın özgürlüğü tatması ve gevşeyip dinlenmesi için iyi bir fırsat olabilir ama hayat bize bazı görevler yüklüyor ve bizim bunları yapıp yapamadığımızı gözleyerek bizi izliyor. İşe gitmeyen bir baba çocuklarını sokağa bırakan bir anne gördüğümüzde eleştiriyoruz, görevlerini yerine getirmediği için kızıyor da tatil bittiğinin ertesi günü yine tüm ciddiyeti ile okul sürecinin ve görevlerinin başlayacağı bilinciyle bunu yapan bir öğrenciye acıyarak bakıyoruz veya “Bırakın dinlensin” uyarısında bulunuyoruz. Oysa tatilin başından sonuna yayılmış bir iş/görev takvimi ikinci haftada düzene konulan yatma kalkma düzeni çocuğu üzmek için değil, eğitmek içindir. Yaşam disiplini, görev bilinci kazandırmayı sağlar. Okulda ödevler yaşamda görevlerimiz var.
TATİL FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜLMELİ
- Bilgisayara cep telefonu vs. ile zaman geçirme problemli konulardan bir diğeri. Okul zamanı çocuğun/ergenin kısıtlı olarak vakit geçirmesine izin verilen bir araç iken, tatil olduğunda sınırsızca oyun oynayabileceği tabir uygunsa kafasını içine gömüp çıkarmayacağı bir etkinlik olmamalı. Disiplinde süreklilik şarttır. Eğer okul zamanı çocuğun belli faaliyetler için vakit geçirdiği bir araç ise bilgisayar ve türevi tatil zamanında seçilmiş birkaç faaliyeti sınırlandırılmış sürelerde oynayabileceği bir araç olmalı. Ebeveyn olarak bağımlılık yarattığı, sosyalleşme becerisini kazanmasını engelleyen ve hatta öğrenme bozukluğu gibi bazı istenmeyen durumlara yol açtığı için bilgisayar ve oyunlarını internette vakit geçirmeyi yasaklıyorsak bu bir ilke halinde tatilde de okul zamanında da sürdürülmeli.
- Son olarak, tatil çocuğun/ergenin yaparak yaşayarak öğreneceği faaliyetler için bir fırsata dönüştürülmeli. Modernleşmenin olumsuz getirilerinden biri çocukların/ergenlerin doğayla ve gerçek hayat beceriyle ilgilerinin kesilmesidir. Bununla kastettiğim herhangi bir şeyin nasıl yapıldığı ve mümkünse çocuğun/ergenin kendi katıldığı bir faaliyet, hobi niteliğindeki bir etkinlik olabilir. Bu aynı zamanda çocuğun bilgisayar oyunu gibi önceden kurgulanmış bir materyal ile aklını köreltmek ya da sadece belli suni becerilerini geliştirmektense doğal ve gerçek hayatta işine yarayacak beceriler kazanmasını sağlayacaktır. Özetle, duygusal, zihinsel, motor veya ahlâki becerilerini geliştirmesini sağlayacak herhangi bir etkinlik ile öğrencinin okul dışında da düşünme, hayatı deneyimleme fırsatını yakalayacağı bir zaman dilimi olmalıdır tatil. Peki ya tatil sonrası okul düzenine nasıl adapte olunmalı neler yapılmalıdır?
TATİL SONRASI
Uyku saatleri: Çocukların tatilde en çabuk kaybettikleri düzenleri uyku saatleridir. Dolayısıyla tatil bittiğinden özellikle ilk birkaç okul günü sabah kalkmaları problem olur. Arzu edilen çok ender olaylar haricinde çocukların biyolojik ritmini bozmamak için tatilde de belirli bir saatte uyuyup uyanmalarıdır. Eğer bu yapılamıyorsa, anne babanın uyku saatlerinin düzeni hakkında çocukla konuşması ve kurallarını, isteklerini ona iletmesi gerekir. Okul zamanı vaktinde kalkabilmek için akşam yaşına göre ayarlanmış belli bir saatte yatmaları önemli bir nokta. Ancak, öncelikle evde belli bir düzen olması akşam yemeğinin saat 20.00’den öncesinde yenmesi eğer ailenin bir araya gelmesi mümkün olmuyorsa çocukların 19.00-20.00 arası akşam yemeklerini yemiş olmaları yatmadan önce en az bir iki saat geçmiş olması ayarlanmalı. Tercihen ılık bir banyo okul öncesi kaliteli bir uyku için yardımcı olacaktır.
Okula hazırlık ve ödevler: Her okul günü öncesi çocuğun ailenin denetiminde çantasını ve eşyalarını hazırlaması ilkokul döneminden itibaren kazandırılması gereken önemli bir alışkanlık. Kendi hayatıyla ilgili kademeli olarak çocuğa görevler vermeli ve bunları yapmasında planlamasında yol gösterilmeli. Tatil bitiminde bu konuda ailenin desteği ve motivasyonu önemli. Buradaki kritik nokta çocuğun/ergenin ailenin sürekli uyarısıyla planlama ve hazırlık yapmaması. Bunu ödül, özendirme ve gerekirse ceza yöntemiyle yerleştirmek gerekir.
Ödül/ceza denilince bir açıklama notu düşmek gereği oluştu. Davranışlarımız sonrasında gördüğümüz tepkilerle şekillenir. Çocuk/gencin yaptığı davranışın sonunda ebeveyn, okul gibi kurumlardan aldığı tepkiler davranışlarını şekillendirecektir. Çanta hazırlamayı ertesi günü tasavvur ederek planlamak çocuk için aslında bir zihinsel kazanımdır. Bunu sürekli yapmaması veya ihmal etmesi halinde öğretmen/okul idaresiyle işbirliği içinde yaptığının sonucuna katlanması sağlanmalı. Cezayla kastedilen olumsuz davranış karşısından anne babanın neden kızdıklarının açıklamasını yaparak çocuk bunu telafi edinceye kadar ilginin kesilmesi veya çocuğun sevdiği bir etkinlik ya da fırsattan mahrum edilmesi.
Sonuç olarak, tatil ve okul döneminin bir bütün olarak düşünülmesi, her tatil döneminin yapboz tahtası gibi alışkanlıkların kaybedildiği ve sonra tekrar kazanıldığı bir düzende olmaması önerilir. Tüm öğrencilerin keyifli ve hayata, aklını geliştirmeye dair kazanımlarının olduğu bir tatil geçirmiş olmasını diliyorum.