Tatilde öğrenme kayıplarının önüne nasıl geçilir?

Güncelleme Tarihi:

Tatilde öğrenme kayıplarının önüne nasıl geçilir
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2023 10:14

Öğrencilerin pasif alıcı yerine aktif öğrenci olarak düşünülmesi gerekir. Bu düşüncenin temelinde ise öğrencilerin öğrenme sürecinde aktif rol alması yatar. Öğrencinin aktif olması için bilgiyi keşfetmesi, öğrendiğini anlamlandırarak uygulamaya dönüştürmesi gerekir. 

Haberin Devamı

Kuşkusuz bu süreç yaş gruplarına ve eğitimde bulunulan basamaklara göre farklılık gösterir. Eğitimin ilk basamağında daha temel, somut, gözlenebilir etkinliklere dikkat çekilirken eğitimin basamakları yükseldikçe daha somut ve eleştirisel bakış açılarının devreye sokulmasında yarar var. Böylesi yaklaşımlar ezber yerine, kalıcı öğrenmelere yol açar. Türk Eğitim Sistemindeki üst basamaklara geçiş sınavlarında (LGS ve YKS) bireysel, duygusal, kültürel gelişim ile ilgili sorulara yer verilmeyip sadece sayısal ve sözel sorulara göre değerlendirme yapıldığı dikkate alındığında sınav odaklı çalışmalar ön plana çıkarılır. Bu durumda öğrenci velileri, sınav başarısına yönelik girişimleri tercih eder hale düşerek öğrencilerin dinlenme, eğlenme zamanlarının büyük bölümünü sınav maratonlarına hazırlamakla meşgul olurlar.

Haberin Devamı

DİJİTAL DÜNYADAN YARARLANILMALI
Eğitim süreci, bireysel becerileri, bireyin duygusal, sosyal, psikolojik yönden bütünüyle gelişmesini sağlamayı amaçlamalı. Öğrenme sürecinin gerçekleşmesi için öğrencinin istekli olması veya isteklendirilmesi, öğrenilecek bilgilerin ona haz verecek nitelikte olması, kabul edilebilir nitelikte olması olmazsa olmaz koşulardan. O nedenle öğrenciler, okul dışı zamanlarda ve tatillerde ilgili olduğu eğitim seviyesi ile ilgili kaynakları gözden geçirmeli. Bunu yaparken dijital dünyada yaşandığı dikkatten kaçırılmamalı. Dijital dünyadan yararlanarak öğrenilen ve öğrenilecek konular aile ortamında oyunlaştırılarak, teatral hale getirilerek, tartışma ortamı yaratılarak yapılabilir. Tatil ortamı dikkate alındığında arkadaşlarla bu konular grup eğitimi içerisine alınabilir. Böylesi yaklaşımlar öğrencilerin bilgileri ezberlemesi yerine öğrendiklerini anlamlandırması, problem çözme, eleştirisel düşünme ve iletişim becerilerinin gelişmesine yardımcı olabilir.

EĞİTİMİN ALT BASAMAKLARINDA ÖNEMLİ
Öğrenciler, ders çalışmaya zorlanma yerine kendi çalışma programlarını oluşturma konusunda isteklendirilmeli. Öğrenme iyi bir şey ise bunu aile bireyleri de uygulayarak göstermeli. Yoksa “sen dersine çalış ben dizi veya haber seyredeceğim” yaklaşımı öğrenmenin keyifsiz bir iş olduğu olgusunu doğurur. Öğrenci ile birlikte bir çalışma programı oluşturulmalı. Öğrenci kitap okuma, ders çalışma etkinliklerinde aile de tv veya diğer dijital ortamlardan uzak durarak kendileri için gazete, kitap veya diğer gelişimsel etkinliklerle meşgul olmalı. Özellikle eğitimin alt basamaklarında bu durum yaşamsal önem taşır. Eğitim seviyesinin yükseldiği dönemlerde öğrenci çalışma alışkanlığını kazanmışsa aile kendisini daha serbest hissedebilir.

Haberin Devamı

ORTAM DÜZENLENMELİ
Öğrenciyle birlikte bir çalışma programı yapılmalı. Bu program öğrencinin dinlenmesine eğlenmesine, serbest zaman kullanmasına olanak vermeli. Çalışma öncesi ortam düzenlenmelidir. Özellikle bireysel mi, yoksa arkadaşları ile çalışılacak buna karar verilmelidir. Kâğıt, kalem, kitap, bilgisayar veya tablet ortamda hazır halde bulundurulmalı.  Çalışma sırası “beslenme saati” olmadığı dikkate alınarak çalışma masasında sadece su bulundurulmalı. Ailelerin pek çoğu çocuklarını otururken görünce atıştırmalık, meyve veya diğer yiyeceklerle onu beslemeye kalkarlar. Bu öğrencinin dikkatinin dağılmasına ve öğrenme sürecinin ciddiye alınmamasına sebep olur. Ortam düzenlenmesinde dikkate alınacak bir başka durumu evde tv, müzik çalar vb. görsel-işitsel araçların kapalı olmasına özen gösterilmeli.

Haberin Devamı

HASSAS DAVRANILMALI
Çalışma sırasında öğrencilerin soru sormasına, yorum yapmasına, konularla ilgili anlatım yapmasına izin verilmeli. Öğrencinin öğrendikleri ile ilgili bir değerlendirme yapması öğrenciden istenebilir. Ancak bu konuda dikkatli olmakta yarar vardır. Öğrenci “ailem bana güvenmiyor, benim çalışıp çalışmadığımı kontrol ediyor şeklindeki bir güvensizlik duygusuna kapılmamasına aracılık edilmemesi konusunda hassas davranılmalı.

ÖĞRENİLENLERİ UNUTMAMAK İÇİN

• Öğrenilenlerin en çok kullanılan veya bilinen mekanlarla eşleştirilmesi sağlanarak hafızada depolanması sağlanabilir.

• Öğrenilenler peş peşe getirilerek anlamlı anlamsız pek çok hikâye oluşturulabilir.

Haberin Devamı

• Öğrenilen kelime veya sayılar kullanılarak bir akrostiş oluşturulabilir.

• Günlük tutulabilir. Öğrendiklerimiz, öğrendiklerimize ilişkin düşüncelerimiz bu günlükte yer alabilir. Günlük tutmakla bir anlamda gün içerisinde öğrenilenler yazılırken tekrar edilmiş olabilir. Deftere yazmak zor gelirse artık dijital dünyada yaşadığımız dikkate alınarak “Google Calendar” kullanılabilir. Buna hatırlatmalar düşüldüğünde belli aralıklarla bildirimler alınması sağlanabilir. 

• Roman, hikaye, dergi gibi okuma alışkanlığının geliştirilmesinde aileler model olmalı.

• Öğrendiklerimizi unutmamak için kendinize uygun tekrar yöntemlerine yer verin. Öğrendiklerinizle karşılaştıklarınız arasında ilişki kurun. 

Haberin Devamı

• Zihnimizde konularla ilgili belli kurgular yaratarak onlara ilişkin kendi kendinize sorular sorun. 

• Unutmayın öğrenme bireysel bir çaba. Başkaları adına öğrenilemez. Başkaları adına öğrenilmeyeceğine göre unutmamak için de kendimiz çaba göstermeliyiz. İnsan öğrendikçe başka bir şeyleri öğrenmek için istek gösterir. Önemli olan öğrenmeyi zevkli bir hale getirmek. Öğrenmenim zevkli hale gelebilmesinde ailenin öğrenme sürecine katılımı büyük önem taşımaktadır. Çocuklarımızın bizim “göz bebeğimiz, geleceğimiz” olduğu gerçeği dikkate alınarak onları, bireysel güçlerini aşan durumlara sokmamak, çalışma için uygun zaman ve ortamı hazırlamak ailenin temel görevi olduğu unutulmamalıdır. Akademik başarı önemli olduğu kadar duygusal, sosyal ve psikolojik gelişimin göz ardı edilmemesi sağlıklı bireylerin yetiştirilmesinde yaşamsal önem taşır.

PROF. DR. COŞKUN BAYRAK KİMDİR?
Ankara’da çeşitli kamu ve özel kuruluşlarda çalışan Prof. Dr. Çoşkun Bayrak, Hacettepe Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladıktan sonra Karedeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi ve Giresun Eğitim Yüksekokulu’nda meslek dersleri öğretim görevlisi olarak görev yaptı. 1987 yılında Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ne geçti. Lisans ve lisansüstü dersleri yürütmesinin yanı sıra anabilim dalı başkanlığı, bölüm başkanlığı, enstitü müdürlüğü, beden eğitimi ve spor yüksekokulu müdürlüğü görevlerinde bulundu. 2014 yılından beri Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi olarak görevini sürdürüyor. Çok sayıda yüksek lisans ve doktora tezi yönetti. Çeşitli dergilerde, kitaplarda öğretmen yetiştirme, yönetim, liderlik, örgütsel değişim, motivasyon, iletişim becerileri, stres ve çatışma yönetimi, toplam kalite yönetimi konularında çalışmaları bulunuyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!