Güncelleme Tarihi:
TEVDAK, İstanbul’da 21 Temmuz 1991’de, Memduhpaşa Yalısı’nda dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol Başkanlığı’nda yapılan bir toplantı ile kuruldu. Kurucu Başkanlığına da merhum Feyyaz Tokar getirildi. TEVDAK bünyesindeki liseler; Galatasaray, İstanbul Erkek, Kabataş Erkek, Vefa, Pertevniyal, Haydarpaşa, Kadıköy Anadolu, Nişantaşı Anadolu, Beyoğlu Anadolu, Eyüp Liseleri, Ankara Atatürk Lisesi, İzmir Atatürk Lisesi, Edirne Lisesi, Erzurum Lisesi, Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi’dir.
TEVDAK, üye okulların aralarındaki dayanışmayı arttırmak, çağdaş eğitimin gerçekleşmesinde Milli Eğitim Bakanlığı’ndan destek alarak, milli eğitimin yaşanan genel ve özel sorunlarının çözümünde ortak hareket edip, geliştirici araştırmalar yapmak, böylece Türkiye’de çağdaş eğitim sistemlerinin uygulanarak eğitimde kalitenin arttırılmasına ve Türk toplumuna yararlı yurttaşlar yetiştirilmesine katkıda bulunmak amacı ile kuruldu. Önce ‘Eğitim Vakıfları Dayanışma Konseyi’, sonra da TEVDAK (Türk Eğitim Vakıfları Dayanışma Konseyi) adını aldı.
TEVDAK, 15 Temmuz 1997’de ‘Türk Eğitim Vakıfları Dayanışma Konseyi Liseleri Derneği’ adı ile oluşumuna yasal statü kazandırdı. TEVDAK üyesi Eğitim Vakıfları, kuruldukları tarihten bu yana bünyelerindeki tarihi liselerin eğitim-öğretim başta olmak üzere her türlü ihtiyaçlarına büyük maddi ve manevi destek sağladı. Bu desteklerini halen sürdürüyorlar.
Tarihi liseler semt okulu olmaya elverişli değil
TEVDAK liselerinin tamamı, merkezi sınavla öğrenci alan ve yabancı dil ağırlıklı eğitim yapan Anadolu lisesi statüsünde. Bunlardan 6 tanesi (Galatasaray, İstanbul Erkek, Kabataş Erkek, Vefa, Kadıköy Anadolu, Ankara Atatürk Lisesi) önünde hazırlık sınıfı bulunan beş yıl öğretim süreli, yabancı dil ağırlıklı eğitim yapan Anadolu lisesi. Kamuoyunda son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın “okul türlerini sadeleştirme” adı altında genel liseleri Anadolu lisesine dönüştürme ve bu okullara sınavsız öğrenci alma yönünde çalışmalar yaptığı söylentileri, TEVDAK’ı, “Tamamı Anadolu lisesi olan tarihi liselerin geleceği ne olacak?” sorusu ile karşı karşıya bıraktı.
Çünkü, Anadolu liselerine sınavsız öğrenci alınması, bunların semt okulu haline gelmesi demek. Halbuki bu liseler, ülkemizin yabancı dil bilen insan ihtiyacını karşılamak üzere kuruldular. Takdir edersiniz ki, globalleşen dünyada iyi bir veya birkaç yabancı dil bilmek, kaliteli iş ve hizmet üretebilmek için bir zorunluluk haline geldi.
Bu durumda sadece TEVDAK liseleri değil, Osmanlı döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan diğer tarihi liseler de kısa sürede kurum kültürlerini, kimliklerini ve eğitim kalitelerini kaybedecekler. Şunu unutmamak gerekir, bu okulların öğrencileri, sadece seçilmiş oldukları için değil, bu okulların kültüründen ve geleneklerinden, çağdaş eğitim imkanlarından, sosyal ve kültürel faaliyetlerinden kazanımları dolayısıyla da başarılı oluyorlar.
Tarihi liselerin çoğu merkezi yerlerde ve pansiyonlu okullardır. Dolayısıyla coğrafi konumları semt okulu olmaya elverişli değil ve bulundukları ilin dışındaki illerin öğrencilerine de hizmet veriyorlar. Bu okullar şu anda ülkenin üstün zekalı öğrencilerinin eğitim ihtiyacını da karşılıyor. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin yönetici kadrolarını, diplomatlarını, sanatçılarını, bilim, teknik ve işadamlarını yetiştiren bu eğitim abidelerinin korunmasına milletçe özen göstermemiz gerekir. Çünkü bu okullar sadece camialarının değil, milletin malı ve gururudur. Bakanlığımızın da bu okulların özelliklerinin korunmasına özen göstereceğine inancımız tamdır.
Ayrıcalık istemiyoruz
Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı 25 Şubat 2013 tarihinde yaptığı açıklamada, “Galatasaray Lisesi ve İstanbul Erkek Lisesi gibi bazı okulların kendi sınavlarını yapabileceğini, kontenjanı üzerinde talep alan Anadolu liselerinin genel ölçütlere (ders notları, ders dışı başarıları vb.) ek olarak ölçütler koyabileceğini” söyledi.
Bazı okulların kendi sınavlarını yapabilmesi idari ve teknik yönden mümkün değil. Ayrıca böyle bir uygulama çeşitli şaibelere de açık olur. Şunu unutmamak gerekir, öğretim sürecindeki başarılarına göre öğrenci yerleştirme sistemi, 1990’lı yıllarda süper lise modeli biçiminde uygulandı ve hüsranla sonuçlandı. Başarılı olan okulların çoğu başarısız oldu.
Biz ayrıcalık istemiyoruz, tarihi liselerimizin kimliğinin ve eğitim kalitelerinin korunmasını, özellikleri bozulmadan gelecek kuşaklara hizmetlerini taşıyabilmeleri için gereğinin yapılmasını istiyoruz.
Bunun için, bugüne kadar olduğu gibi, bu liselere Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapacağı merkezi sınavlarla öğrenci alınmasına devam edilmesinin uygun olacağı düşüncesindeyiz. Bunu yapan Bakanın da, bu hizmetinden dolayı eğitim tarihimizde seçkin bir yere sahip olacağına yürekten inanıyoruz.