Güncelleme Tarihi:
Tam yargı davası, idari işlemden kaynaklanan bir zararın tazmin edilmesi istemine dayanıyorsa iptal davası ile birlikte açılabileceği gibi, iptal davasının kesinleştikten sonra bağımsız bir dava olarak da açılabilir.
Tam Yargı Davası Nedir ve Özellikleri Nelerdir?
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 12. maddesi gereğince; kişilerin haklarını ihlal eden bir idari işlem nedeni ile Danıştay’a ve idare ya da vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilirler. Aynı zamanda, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması nedeni ile, bu konudaki kararın ya da kanun yollarına başvurulması durumunda da verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sonucunda doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilecekleri kurala bağlanmıştır. İptal davası açılmamış olması, o işlem bakımından tam yargı davası açılmasına herhangi bir hukuki bir engel oluşturmaz.
Doğrudan doğruya tam yargı davası açılabilmesi için yasa gereğince işlemin hukuka aykırılığı için açılmış olan bir iptal davasında yargı kararı ile saptanmamış bir işlem bulunması durumunda açılan tam yargı davasının bu nedenle reddini de gerektirmediği için idare mahkemesi kararında bu yönden hukuka aykırılık bulunmaz.
Tam Yargı Davasının Şartları
Tam yargı davasının bazı ön şartları ve davanın başarılı bir şekilde sonuçlanabilmesi için de bazı şartlar vardır. Buna göre şu ön şartlardan bahsedebiliriz:
Dava yetkili ve görevli mahkemede açılmalıdır. Aksi taktirde görevsizlik ya da yetkisizlik kararı ile karşı karşıya kalınabilir. Aynı zamanda tam yargı davasında bazı süreler de söz konusudur.
Davanın açılabilmesi için idarenin gerçekleşmiş bir eylemi, işlemi ya da sözleşmesi söz konusu olmalıdır. Bu fiillerin daha gerçekleşmemiş olması durumunda davayı açmak mümkün olmaz.
Tam yargı davasının kazanılabilmesi için davacının kişisel bir zararı olması gerekir. Bu zararın da aynı zamanda idari işlem, eylem ya da sözleşme sonucunda ortaya çıkmış olması gerekir. İdari işlem, eylem ya da sözleşme ile ortaya çıkan zararlar arasında illiyet yani nedensellik bağı olması gerekir.
İptal davalarında yargı yoluna gidilmeden önce idareye başvurmak zorunda değildir. Ama isteyen kişilerin böyle bir hakkı vardı. Fakat tam yargı davalarında önce idareye başvuruda bulunmak gerekir.
Tam Yargı Davası Nerede Açılır?
Tam yargı davası, idari işlem ya da eylemin özelliklerine göre Danıştay, vergi veya idare mahkemesinde açılabilen bir idari dava türüdür.
Kişilerin haklarını ihlal eden idari işleme karşı açılan iptal davası için öngörülmüş olan dava açma süresi içinde doğrudan tam yargı davası açabilirler.
Hakları ihlal eden bir idari işleme karşı dava açma süresi içinde tam yargı davalarını ve iptal davası ile birlikte açabilirler.
Hakları ihlal eden idari işlemin icrası nedeni ile doğan zararlar sonucunda icra tarihinden itibaren dava açma süresi içinde dava açılabilirler. Bu dört ayrı tam yargı davası açma süresi içinde, 2577 Sayılı Kanun’un 11. maddesinde öngörülen başvuru yolları da kullanılarak tam yargı davaları da açılabilir.
Hakları ihlal eden idari işleme karşı açılmış olan iptal davası karara bağlandıktan sonra kararın tebliğinden itibaren 60 günlük bir dava açma süresi içinde tam yargı davası açabilirler.