Güncelleme Tarihi:
Sürme sırasında çocuklarda genel bir huzursuzluk, uykusuzluk, ateş, iştahsızlık, tükürük salgısında artış, sürme bölgesinde kaşıntı, kızarıklık ve ağrı görülebilir. Bu dönemde yumuşak diş fırçalarıyla, kaşıyıcılarla ve parmak yardımıyla masaj yapılarak dişin sürmesi kolaylaştırılabilir.
Süt dişleri 10-12 yaşlarına kadar çocukların ağzında kalıyor. Bunların sürekli dişler gelene kadar ağızda kalması önemli. Süt dişleri, sürekli dişler için gerekli yeri muhafaza ve sürekli dişlerin yerlerine yerleşmesine rehberlik ediyorlar. Süt dişlerinin çürüme riski süreklilere göre; hem yapısı gereği hem de çocukların şeker ve karbonhidrattan zengin beslenmelerinden ötürü daha yüksektir. Süt dişlerinin bakımı sürekli dişlere göre daha dikkatli ve özenli yapılmalı. Çocuklarda çürük fark edildiği andan itibaren, onların ağrı şikayeti beklenmeden pedodontistlere (çocuk diş hekimliği uzmanlarına) başvurulmak gerekiyor. Süt dişleri nasıl olsa düşecek düşüncesiyle çürükler önemsenmez ve derinleşirse; erken diş kayıpları yaşanabilir. Bunlar da ileride çapraşıklıkla sonuçlanarak ortodontik problemlere yol açabiliyor.
Çocuklarda diş çürümelerini engellemek için koruyucu önlemler alınabilir. 3 veya 6 aylık periyodik olarak pedodontistlere kontrole gidilebilir; pedodontist ihtiyaç görürse flüor ve fissür örtücü tedavileri uygulayabilir, koruyucu tedavi olarak. Çürüğün boyutuna ve lokasyonuna göre süt dişlerine dolgu veya kanal tedavisi yapılabilir.
Gerekirse süt dişleri de çekilebilir
Süt dişlerinde de sürekli dişler gibi tedavi edilmezse enfeksiyon gelişebilir. Dolgu ve kanal tedavisi ile tedavi edilemeyecek kadar büyük bir enfeksiyon ve madde kaybı olduğunda süt dişinin çekimi gerekiyor. Enfeksiyon, süt dişinin altında bulunan daimi diş germine zarar verecek kadar büyükse süt dişinin çekilmes gerekiyor. Çekim öncesi, diş germi ve enfeksiyonun lokalizasyonu ve büyüklüğü röntgenle mutlaka kontrol edilmeli.
Düşme zamanından önce çekim endikasyonu verilen süt dişinin yerini muhafaza etmek, diğer dişlerin yer değiştirerek bu boşluğu kapatmasını engellemek amacıyla yer tutucular yapılması gerekiyor. Engelli ve koopere olmayan ve diş hekimi korkusu olan çocuklarda genel anestezi veya sedasyon altında tedaviler ve çekimler yapılabilir. Bu tedavi yöntemleri hastane ve ameliyathane ortamlarında uygulanmalı. Çocuklarda da yetişkinler kadar sık olmasa da mukoza hastalıkları görülebilir. Bunlar genellikle ciddi belirti vermese de bazen beslenmeyi zorlaştırabilecek ağrılara neden olabilir.
Pamukçuk: Çocuk ve bebeklerde en sık karşılaştığımız oral mukozanın mantar enfeksiyonlarındandır. Daha çok çeşitli hastalıklarla beraber, yetersiz beslenme, uzun süre antibiyotik kullanımı gibi vücut direncinin düştüğü zamanlarda görülür. Ağrılı olup çocukların beslenme düzenlerini bozabilir. Bu nedenle tedavisi ihmal edilmemeli ve bir diş hekimine danışılması gerekiyor. Öncelikle ağız hijyeni sağlanmalı, mamayla beslenen bebeklerde biberonların ve emziklerin sterilizasyonuna dikkat edilmeli, pamukçuk alanları elle veya diş fırçalarıyla kaldırılmaya çalışılmamalı. Diş hekiminizin verdiği tedavi protokolüne uyduğunuzda bir hafta içinde pamukçuklar ortadan kalkacaktır.
Stomatit (Dişeti ve yumuşak mukoza iltihabı): Akut enfeksiyon hastalıktan ve uzun süre antibiyotik tedavisinden sonra; bazen de sorunlu diş çıkarma döneminde; vücut direncinin düştüğü zamanlarda kötü beslenmeye bağlı olarak ortaya çıkabilir. Aftöz stomatit tipi ağrılı bir hastalıktır. Ateş genellikle yüksek olur. Aftlı stomatiti olan bebeklerde ağrıdan dolayı beslenme daha da kötüleşir. Bu sorunun çözülmesi için öncelikle çocuğa kolay çiğnenen ya da çiğnemeye ihtiyaç duymadan yutulabilecek muhallebi kıvamında besinler verilmesi gerekiyor. Tedavisi mümkün olmayan aftlar herhangi bir tedavi uygulanmasa da genellikle 7-15 gün sonra kendiliğinden iyileşiyor. Yapılacak işlemler sadece ağrı ve acıyı azaltmaya yönelik olacaktır.
Uçuk: Çocuklarda sık gördüğümüz diğer bir oral mukoza enfeksiyonudur. Uçuğa neden olan herpes simpleks (HSV) denilen bir virüstür. Çocuklarda uçuk oluşacak bölgede ilk önce kızarıklıklar, kızarıklıkların şişmesiyle içi dolu veziküller (kabarcıklar) oluşur. Kişiye bir kez bulaşan HSV virüsü belirti vermeden vücutta kalabildiği gibi, ileri dönemde tekrar eden enfeksiyonlarla da ortaya çıkabiliyor. HSV virüsü bulaşıcıdır ve temasla geçiyor. Bağışıklık sisteminin baskılandığı kişilerde; stresli, üzüntülü, kaygılı dönemler geçiren çocuklarda; sağlıksız ve dengesiz beslenen çocuklarda bir kez bulaşmış olan HSV virüsünün uçuklaması gözlenir.
Uçuğun tedavisi için öncelikle ortaya çıkmasını tetikleyen faktörleri ortadan kaldırmalısınız. Sonrasında diş hekiminizin size tavsiye edeceği ilaçları kullanmalısınız. Çocuğunuzun oral ve genel temizliğine dikkat etmelisiniz. Uçuğun yayılmasını önlemek için çocuğun elleriyle onunla oynamasına engel olmalısınız.
Diş sağlığı haftası kutlu olsun
Kanser hastalığı, çocuklarda yetişkinlere göre daha az görülür. Özellikle ağız kanserlerine çocuklarda çok daha az rastlıyoruz. 0-17 yaş arasında görülen kanser türlerine çocukluk çağı kanserleri denir. Çocukluk çağında en sık görülen kanserler Lösemi, Hodgkin-Non Hodgkin Lenfomalar, Burkitt lenfoma; kemik tümörü olarak da Osteosarkom ve Ewing sarcoma çocuklarda sık rastlanıyor. Çoculuk çağı kanserleri yetişkinlerden farklıdır, hem tümör tipi hem de sağkalım açısından farklılık gösterir.Tedavi olarak en sık kullanılan dört tedavi yöntemi var. Bunlar bazen tek başlarına bazen de kombinlenerek uygulanıyor: Ameliyat, Kemoterapi, Radyoterapi ve Kök hücre nakli. Çocukluk çağı kanserlerinde iyileşme oranı yetişkinlere göre daha yüksektir.
22 Kasım 1908’de; ülkemizin ilk dişçilik yüksekokulu olan ‘Dişçi Mekteb-i Aliyesi’ kuruldu. Bu mektep ülkemizde kurulmuş olan ilk diş hekimliği okuludur ve fakültemizin başlangıcını oluşturuyor. 1996 yılından bu yana her yıl 22 Kasım’ı içine alan hafta ‘Ağız Diş Sağlığı Haftası’, 22 Kasım günü de ‘Diş Hekimliği Günü’ olarak kutluyoruz. Bu sene de fakültemizin kuruluşunun 108’inci yılını kutluyoruz.