Sürücüsüz araç yarışında YTÜ birinci

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Bilim ve Toplum Dairesi Başkanlığı'nca, bu yıl 14'üncüsü gerçekleştirilen Alternatif Enerjili Araç Yarışları'nda otonom kategorisinde Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) birinciliği elde etti. Körfez Yarış Pisti'ndeki yarışlarda bu yıl ilk defa düzenlenen otonom (sürücüsüz) kategorisinde Gümüşhane, Karabük, Pamukkale, Selçuk ve Yıldız Teknik üniversitelerinin takımları mücadele etti. Araçların, 120 metrelik parkuru, yol kenarı ve sonunda bulunan engellere çarpmadan tamamlamanın mücadelesini verdiği kategoride, her ekibe üçer hak tanındı. Parkuru hatasız ve en hızlı tamamlayan Yıldız Teknik Üniversitesi, bu kategoride birinci oldu. Parkuru tamamlayamayan diğer ekipler sıralamaya giremedi.  Yarışlar, yarın elektromobil kategorisinde 39, hidromobil kategorisinde 8 aracın final mücadeleleriyle sona erecek. Gerçekleştirilecek ödül töreninde otonom araç kategorisi birincisine 15 bin lira, en az enerji tüketen ve en verimli araç olmak için mücadelenin verileceği elektromobil ve hidromobil kategorilerinde birinci olan takımlara 25 bin lira verilecek. Yarışlarda, takımlara 15 bin liraya kadar "Yerli Ürün Teşvik", "En İyi Teknik Tasarım" ve "En İyi Görsel Tasarım" ödülleri de dağıtılacak.

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi  (MAM) Enerji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdulkadir Balıkçı, ülkedeki teknolojik bilgi birikiminin artmasını hedeflediklerini ve aynı zamanda gerekli insan kaynağının yetişmesine önem verdiklerini belirterek, Formula G olarak 14 yıl önce başlayan güneş enerjili elektrikli araç yarışlarının zamanla teknolojiye uygun olarak kendisini yenilediğini, elektrik bataryalı, hidrojen teknolojili araçlara yöneldiğini dile getirdi. Balıkçı, bu yıl itibarıyla otonom araçlara geçiş yapmaya başladıklarını anlatarak, "Bu yıl yaptığımız geçiş, bir test mahiyetinde. Önümüzdeki yıldan itibaren bunu daha geniş kapsamda yapmayı planlıyoruz. Buradaki temel amaç, günümüzdeki otonom araç teknolojilerini ülkemiz olarak yakalamak, bu teknolojide dünyanın gerisinde kalmamak, hatta daha da ilerisine geçmek. Bu amaç doğrultusunda üniversitedeki arkadaşlarımızı işin içine sokmayı arzuluyoruz. Öğrenim hayatından iş hayatına geçtiklerinde bu tip teknolojilere hazır olmalarını sağlamayı hedefliyoruz" diye konuştu.

Otonom dendiğinde işin içine yazılımın, sensörlerin girdiğine işaret eden Balıkçı, öğrencilerden öncelikle sensör geliştirmelerini beklemediklerini fakat yazılımları, algoritmaları kendilerinin geliştirmelerini istediklerini bildirdi. Balıkçı, otonom teknolojileri üzerinde çalışan Google, Apple gibi firmaların aslında bilişim, yazılım firmaları olduğuna işaret ederek, bu teknolojinin yerli otomobil projesine de yön vereceğine inandığını vurguladı. Konvansiyonel araç üreten firmaların hem elektrikli araç teknolojilerine geçtiğini hem de kendi otonom araçlarını geliştirmek için ciddi bir emek harcadıklarını belirten Balıkçı, şunları söyledi:
"Ar-Ge harcaması yapan firmalara baktığımızda bilişim firmalarının ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Ulaşımda geleceğin bundan sonraki teknolojisi otonom araçlar diyebiliriz. En büyük hedefimiz, öğrencilerin yaptığı çalışmaların hayatta uygulamasını görebilmek. Ülkemizde de yerli araç geliştirme projesi bir süredir devam ediyor. Oradaki araç da zaten konvansiyonel araç olmayacak, elektrikli olacak. Elektrikli araç olduktan sonra bunun otonom araç haline dönüştürülmesi mutlaka gerekecek çünkü piyasa şartlarında rekabet edebilmeniz için hali hazırda rakiplerinizin araçlarına benzer ya da daha üstününü üretmeniz gerekir. Otonom araçlar hayatımıza yavaş yavaş girdi, şerit takip eden, otomatik park etme gibi özellikler aslında otonom araç özelliği. Bunların da mutlaka yerli otomobilde olması gerekiyor, bununla birlikte tam otonom dediğimiz, aracın sürücüye ihtiyaç duymadan gidebilmesini sağlamak."