Güncelleme Tarihi:
Sudur teorisi ile ilgili yazılmış kitaplardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
1- Farabi - İlimlerin Sayımı 2- Muhyiddin İbn'ül Arabi - Özün Özü
3- Sadredddin Konevi - Tasavvuf Metafizi 4- İbn Sina - İşaretler ve Tembihler
5- Aristoteles - Metafizik 6- İbn Rüşd - Faslu'l Makal 7- Plotinus - Dokuzluklar
Sudur Teorisi Nedir ve Kim Tarafından Ortaya Atılmıştır?
Sudur teorisinde, kainattaki her şeyin Tanrı'nın varlığından taştığı ve her şeyin özünün bir olduğu savunulur. Plotinus ''birden bir çıkar'' önermesiyle sudur teorisini ortaya atan ilk düşünür olmuştur. Ancak Aristoteles'in Metafizik adlı kitabında öne sürdüğü fikirler de bu teorinin gelişmesinde etkili olmuştur.
Aristoteles Tanrı'yı ''hareket etmeyen hareket ettirici'' ve ''kendi kendisini düşünen en büyük düşünce'' olarak nitelendirmiştir. Bu iki önerme de sudur teorinin temelini oluşturur. Bu nedenle aşkın bir varlık olan Allah, ''İlk Neden'' olarak tanımlanmıştır.
Farabi ise Allah'ı Vacibü'l Vücud, yani Zorunlu Varlık olarak nitelendirmiştir. Sonradan yaratılmış olan her şey ''Mümkün Varlık'' olarak tanımlanır. Mümkün varlığın varlığı ile yokluğu eşit derecede imkanlar dahilindedir. Çünkü varlığı bir başka varlığa, İlk Neden'e bağlıdır.
Sudur Teorisi Özellikleri
Sudur Teorisi, Orta Çağ'dan itibaren birçok filozof ve mutasavvıf tarafından farklı şekilde yorumlanmıştır. Sudur teorisini savunanlar alemin ezeli olduğunu savundukları için başta İmam Gazali olmak üzere birçok kelamcının eleştirisine maruz kalmıştır. Çünkü İslam kelamına göre ezeli ve ebedi olan yalnızca Allah'tır. Onun dışındaki tüm cismani şeyler sonradan yaratılmıştır ve fanidir. Kelamcılar bunun kanıtı olarak Rahman Suresinin 26. ayetini gösterir. Bu ayette Allah'ın dışında her şeyin fani olduğu bildirilir.
Sudur Teorisinin temelinde ''On Akıl'' kuramı vardır. Allah, Akl-ı Evvel olarak nitelendirilir. Farabi ise İdeal Devlet adlı eserinde yaratıcıyı Faal Akıl olarak tanımlamıştır. Faal Akıl tanımı da Aristoteles'in ''kendi kendini düşünen düşünce'' terimiyle yakından ilgilidir.
Bu teoriye göre yaradılış bir bakıma zorunludur İyi olan her şey özü gereği yayılmak ister. Mutlak İyi olan Allah'ın varlığından taşan kainat onun sonsuz ilminin bir parçasıdır. Muhyiddin İbn'ül Arabi ise sudur teorisini değiştirip yorumlayarak Ayan-ı Sabite teorisini geliştirmiş. Bu teoride zorunlu ve mümkün varlıklar dışında ''madum'' varlıklar da mevcuttur. Madum, yok anlamına gelir. Henüz yaratılmayan ancak Allah'ın sonsuz ilmi tarafından bilinen madumlar da varlık dairesi içerisinde yer alır.
Sudur teorisinin diğer özellikleri ise şu şekilde sıralanabilir:
1- Allah, İlk Neden'dir. Onun varlığının nedeni yine kendisidir.
2- İbn Rüşd, Allah'ı El Vahid El Evvel, yani İlk Bir olarak nitelendirmiştir. Allah, dışında tüm varlıklar Onun tarafından yaratılmış ya da onun varlığından taşmıştır.
3- Tanrı özü gereği tam ve mükemmeldir. Ondan ayrılan her parça, her mümkün varlık ise özü gereği kusurludur.
4- Mutasavvıflardan bazıları sudur teorisine yeni yorumlar getirmiştir. Min Haysu Hüve Hüve, sufilerin geliştirdiği bir terimdir. Bu terimin Türkçe karşılığı varlık olması bakımından varlıktır.
5-En mükemmel bilgi İlk Varlık'ın özünün bilgisidir. Ancak bu, ancak İlk Akıl ve İlk Neden tarafından bilinebilir.