Güncelleme Tarihi:
Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda kabul edildi. Teklifte, yükseköğretim kurumlarında çalışan sözleşmeli araştırma görevlilerinin (50/d) kadrolu araştırma görevlisi (33/a) kapsamına alınması da yer alıyor. Buna göre tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık eğitimi yapmakta olanlar ve bu eğitimlerini tamamlamış olanlar hariç, tezli yüksek lisans veya doktora, sanatta yeterlik eğitimine devam eden veya bu eğitimlerini tamamlamış araştırma görevlileri, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde talep etmeleri halinde kadrolarının bulunduğu üniversite tarafından araştırma görevlisi kadrosuna atanacak.
ŞARTLARI SAĞLAYANLAR KADROYA ALINACAK
YÖK Başkanı Erol Özvar, “2018 Ocak ayı itibarıyla başarısızlık nedeniyle ilişiği kesilen araştırma görevlisi sayısı 244. 2018’den sonra istihdam edilen 50/d araştırma görevlilerinden ilişiği kesilenlerin sayısı ise 1.816. İlişiği kesilen bin 816 kişiden 589’u üniversitelerde öğretim elemanı olarak görev yapıyor. İlişiği kesilenlerden bin 227 kişi şu an itibarıyla yükseköğretim sisteminin dışında bulunuyor. Sözleşmeli araştırma görevlilerine biz ne getiriyoruz? Eğer şartları tutuyorsa kadroya alıyoruz” dedi.
MİT BÜNYESİNDE YÜKSEKÖĞRETİM KURUMU KURULACAK
Teklife göre vakıf yükseköğretim kurumları, öğrenci gelirlerinin yüzde 2’sini her yıl kendi adına açılan hesaba yatırma yükümlüğünü, banka teminat mektubu ile yerine getirebilecek. Bunun yanı sıra Yükseköğretim Kalite Kurulunda uzman ve uzman yardımcısı istihdam edilebilecek. Bazı üniversitelerin isimlerinin değiştirilmesinin de yer aldığı teklifte Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) bünyesinde; Milli İstihbarat Akademisi adıyla, istihbarat ve millî güvenlik ile ilgili alanlarda lisansüstü eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapmak üzere yükseköğretim kurumu kurulacak. Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin denetlenmesi, etkin ve verimli şekilde yönetiminin de yer aldığı teklifte ayrıca, yükseköğretim kurumlarındaki disiplin cezaları ve disiplin cezalarını gerektiren disiplin suçları da ayrıntılı bir şekilde yeniden düzenleniyor.
ÜNİVERSİTELERİ PAYDAŞIMIZ OLARAK GÖRÜYORUM
Bazı üniversitelerin isimlerinin değiştirilmesine ilişkin düzenlemenin de yasa teklifinde yer aldığını belirten Özvar, bu konuyla ilgili şöyle konuştu: “İsimler konusundaki istek ve irade YÖK’ün gündeme getirdiği bir konu değil. Üniversite yönetimlerinin kendi üniversitelerinin itibarıyla, içinde bulunduğu mekânla ilgili olmak üzere taleplerine YÖK’ün verdiği bir cevap. Bu sebeple kurumlardan gelen bu talepleri kanun, yönetmelik ve ilgili mevzuat dahilinde bir sakınca teşkil etmediği takdirde Meclis’e taşımayı görev edindik. Aslolan, üniversitenin kendisine ilişkin bu konudaki kararlarına saygı duymak. Ben, Yükseköğretim Kurulu Başkanı olarak, yükseköğretim kurumlarımızın yeterli olgunluğa çoktan ermiş olduğundan dolayı ilgili mevzuata aykırı olmadıkça asla müdahale edilmesi taraftarı değilim. Üniversitelerimizi kendi paydaşımız olarak görüyor, onlarla beraber hareket etmeye çalıştığımızı ifade etmek istiyorum.
EKSİKLİKLER VARSA DÜZELTME YOLUNA GİDİLİR
Teklifte yer alan disiplin yönetmeliği çeşitli paydaşların, toplumun, kamuoyunun, ilgili tarafların mahkemelere taşımasıyla pek çok hukuki testten geçtiği. Konu kanunla düzenlenme gereğinden dolayı teklifte yer aldı. Dolayısıyla, mahkemeler tarafından test edilmiş bir yönetmeliğin artık bugün kanuna intikalinden söz ediyoruz. Ancak Meclisimiz takdir ederse, kanunla alakalı eksikler veya üzerine gidilmesi gereken konular varsa bunlar da zaman içerisinde yine kanunla düzeltilme yoluna gidilecektir.”