Sosyal öğrenme kuramı nedir ve kavramları nelerdir? Sosyal öğrenme kuramı kime ait ve özellikleri

Sosyal öğrenme teorisi, sosyal davranışın başkalarının davranışlarını gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenildiğini öne sürer.

 Sosyal Öğrenme Kuramı Nedir ve Kavramları Nelerdir?

 Sosyal öğrenme, insanın dünyada ve toplumda kendine yer bulabilmek için çocukluktan itibaren hayata geçirdiği, hayatı boyunca otomatik ve içgüdüsel olarak uyguladığı bir kavramdır. Cinsiyet rolleri, din, siyasi görüşler ve öz değer gibi temel inançlar ve dünya görüşleri, başlangıçta sosyal öğrenme yoluyla şekillenir. Bu, çevremizdekilerin farklı görüşlere nasıl tepki verdiğini gözlemleyerek olur.

 Sosyal öğrenme, kişinin davranışlarını sosyal bağlamlara uyarlamak amacıyla diğer insanları gözlemleyerek öğrenmedir. İnsanlar tipik olarak en mantıklı dünya görüşlerini benimsemezler, ancak benzersiz ortamımızda en az eleştiriyi hak eden davranışları benimsemekten etkileniriz.

 Başkaları tarafından kabul edilmek istemek insan doğasıdır, bu nedenle davranışlarımızı uyarlamak için başkalarının nasıl davrandığını ve sonuçlarının ne olduğunu otomatik olarak gözlemleriz. Sosyal öğrenme ile istenen sonuca ulaşmak için başka bir kişinin başarılı olduğu davranışları benimsemek için bu tekniği kullanırız. Sosyal öğrenme genellikle belirli bir içeriği öğrenmekle ilişkilendirilirken aslında hayatımızın her günü bilinçaltında doğal olarak kullandığımız bir süreçtir.

 Buradaki sosyal terimi, istenen bir sonuca ulaşmak için bir kişinin sosyal bir ortamda diğer insanları gözlemleyerek davranışlarını sorgulaması ve ayarlaması gerçeğini ifade eder. Motivasyon, iş etiği ve öğrenme teknikleri, istenen sonucu elde etmek için taklit edebileceğiniz gözlemlenen davranışlara örnektir. Sosyal ortamlarda öğrenilen davranışlar döngüsel bir etkiye sahip olabilir ve aynı sosyal ortamda başkalarına ilham verebilir.

 Sosyal Öğrenme Kuramları

Dikkat: Davranışı fark etme derecemiz

Bir davranışın taklit edilebilmesi için önce dikkatimizi çekmesi gerekir. Günlük olarak gözlemlediğimiz ve taklit etmediğimiz davranışların sayısı göz önüne alındığında, bir davranışın taklidi etkileyip etkilemediği konusunda dikkatin çok önemli olduğunu gösterir.

Tutma: Davranışı ne kadar iyi hatırlıyoruz

Davranışı hatırlamazsak davranışı gerçekleştiremeyiz. Bu nedenle, bir davranış fark edilebilirken, bir bellek oluşturulmadıkça gözlemci davranışı gerçekleştirmeyecektir. Sosyal öğrenme hemen gerçekleşmediği için, akılda tutma davranış modelleme için hayati önem taşır.

Üreme: Davranışı gerçekleştirme yeteneği 

 Bu, gözlemlediğimiz bir davranışı yeniden üretme yeteneğidir. Davranışı gerçekleştirmeyi deneyip denememe konusundaki kararımızı etkiler. Gözlenen bir davranışı taklit etmek istediğimizde bile, fiziksel yeteneklerimizle sınırlıyız.

Motivasyon: Davranışı taklit etme isteği

 Bu arabuluculuk sürecine dolaylı pekiştirme denir. Doğrudan deneyim yoluyla değil, diğer insanlar için eylemlerin sonuçlarını gözlemleyerek öğrenmeyi içerir.

 Sosyal Öğrenme Kuramı Kime Ait ve Özellikleri Nelerdir?

 1961 ve 1963'te Albert Bandura Dış bağlantı sosyal davranışların (saldırganlık) gözlem ve taklit yoluyla elde edilip edilemeyeceğini belirlemek için bir dizi deney yaptı. Çocukların şişme bir oyuncak bebeğe yumruk atmasını gözlemleyen araştırma, çocukların başkalarını izleyerek davranışlarını taklit ettiği fikrini destekledi. Bu deneyler topluca Bobo bebek deneyleri olarak biliniyordu.

 Bobo bebek deneylerindeki bulgularıyla desteklenen Bandura, 1977'de sosyal öğrenme teorisini geliştirdi. Teori daha sonra 1986'da sosyal bilişsel teoriye evrildi ve bu teori, öğrenmenin sosyal bir çerçeve içinde, sürekli değişen ve paylaşılan bir etkileşimle gerçekleştiğini varsayar. Bu varsayımlarla;

İnsanlar gözlem yoluyla öğrenirler. Öğrenciler sadece bir modeli gözlemleyerek yeni davranış ve bilgi edinebilirler.

Pekiştirme ve cezanın davranış ve öğrenme üzerinde dolaylı etkileri vardır. İnsanlar, mevcut tepkilerin nasıl pekiştirildiğine veya cezalandırıldığına bağlı olarak gelecekteki tepkilerin potansiyel sonuçları hakkında beklentiler oluştururlar.

Arabuluculuk süreçleri davranışlarımızı etkiler. Bir davranışın kazanılıp kazanılmadığına katkıda bulunan bilişsel faktörler.

Öğrenme mutlaka değişime yol açmaz. Bir kişinin bir şey öğrenmesi, davranışında bir değişiklik olacağı anlamına gelmez. 

 Günlük yaşamda sosyal öğrenme teorisi örnekleri yaygındır ve en belirginlerinden biri çocukların aile üyelerini, arkadaşlarını, ünlü kişileri ve hatta televizyon karakterlerini taklit ettikleri davranışlarıdır. Bir çocuk böyle bir davranış için anlamlı bir ödül olduğunu algılarsa, bir noktada bunu yapacaktır.