Sosyal medya eğitimi

Güncelleme Tarihi:

Sosyal medya eğitimi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2024 10:58

Altmışlı ve yetmişli yıllar enformasyon toplumu teorilerinin ışığında dijital devrimin ayak seslerinin duyulmaya başlandığı yıllardı. Doksanlı yılların sonlarından itibaren ise diğer tüm alanlarda olduğu gibi medya alanının da dijital ortamlara yöneldiğini gördük. Hatta medya ürünleri, dijital dönüşümün ateşleyicisi konumundaydı.

Haberin Devamı

Yaşanan bu dönüşüm süreci medya ürünlerini dönüştürürken aynı zamanda iş süreçlerini, okuyucuları ve bu alanda yer almak isteyen meslek profesyonellerini de dönüştürdü. Bunun için medya kuruluşlarının öncelikle Yeni Medya’yı ve bu yeni medyanın ekonomik bileşenlerini iş sürecinin merkezine alarak hareket etmeleri ve bunun sonucunda tüm üretim, dağıtım ve yönetim süreçlerini de dönüştürmeleri gerekti. Aslına bakılırsa bu bir zihniyet devrimiydi ve yeni bir bakış açısı ve eğitim gerektiriyordu.

Medya ürün ve hizmetleri diğer ürün ve hizmet üreten endüstrilerden farklı. Medya endüstrisi kamusal yarar üreten ve bilinçleri hedef alan ürün ve hizmetler üretirken aynı zamanda bir işletme olarak karlılığını muhafaza ederek ayakta kalmak zorunda. Kamusal fayda ve karlılık çoğu zaman birbiriyle çatışan hedefler. Bu yüzden medyanın kendine has bir ekonomik bakış açısına ve yönetime ihtiyacı var. Bu durum yeni medya için de geçerli. Ortamın “yeni” olarak ifade edilen ağ temelli bir mecrada olması bu durumu değiştirmez aksine daha da önemli hale getirir. Çünkü yeni medya toplumun her bireyine yayıncı ya da üretici olma imkanı tanır.

Yeni medya, internet altyapısıyla çalışan teknoloji, görüntü ve ses arasındaki etkileşimi tanımlamak için kullanılan 21’nci yüzyıla ait kapsamlı bir terim. Medyanın önündeki “yeni” sıfatı da tam bu kapsamın genişliğini ve önceki ortamlardan farklılığını tanımlar. O yüzden kimi çalışmalarda kullanılan dijital sözcüğü bu yeni ortamı tanımlamak için oldukça yetersiz kalır. Dijitallik sadece bir bileşendir. Oysa asıl yenilik etkileşimde, modülerlikte, molekülerlikte, sanallıkta ve enformasyon ile verinin metalaşarak ticarileşmesinde yaşanıyor.

EKONOMİK BİR ENDÜSTRİ
Yeni medya ekosisteminin en önemli unsurlarından biri ise sosyal medya. Sosyal medya, kullanıcılara enformasyon, düşünce, ilgi ve bilgi paylaşım imkanı tanıyarak karşılıklı etkileşim yaratan çevrimiçi araçlar ve web siteleri için ortak kullanılan bir terim. Sosyal medyanın toplumsal etkisi, kitleleri harekete geçirme gücü sayısız olayda kendisini gösterdi. Japonya Depremi’nden Domuz Gribi’ne, Arap Baharı’ndan Covid Pandemi sürecine kadar hem doğal afet hem de toplumsal olaylarda sosyal medya, bir yandan felakete uğrayanlara yardım ulaştırmak bir yandan da toplumsal karışıklık çıkarmak amacıyla çok yaygın ve etkin bir şekilde kullanıldı. Sosyal medyanın bu gücünü çeşitli amaçlarla kullanmak bu alanlarla da sınırlı kalmamış özellikle ticaret, reklamcılık, iletişim ve medya alanlarında da yoğun olarak tercih edildi. Sosyal medya, günümüzde önemli bir sosyal ve ekonomik etkiye sahip.

Sosyal medya sürekli olarak gelişir ve dönüşür. Bu dönüşüm sadece bir medya olarak ortamı değil, o ortamın ekonomik ve endüstriyel boyutunu da etkiliyor. Sosyal medya teknolojileri, özel sektör ile kamuda yenilikçiliği ve rekabet gücünü destekler, tüm disiplinlerde bilimsel ilerlemeyi mümkün kılar. Bilgi İletişim Teknolojileri ve Sosyal Medya artık hemen hemen her uygulamaya, endüstriye ve işe entegre edildi. Günümüzün sosyal medya bileşenleri web siteleri, mobil uygulamalar, sanal dünyalar (Metaverse), multimedya, bilgisayar oyunları, insan-bilgisayar etkileşimli arayüzler, animasyonlar, NFT ve blockchain temelli sanal para ve yatırım araçları ve yapay zeka ile entegre olmuş geniş bir dünya. Tüm bu bileşenlerin ortak paydası aslında bunların ekonomik ve endüstriyel gerçekliğe dayanan bir medya ekosisteminin unsurları olması. Günümüzde sosyal medya dediğimiz alan ekonomik temele dayanan bir endüstri.

YETENEKLER DEĞİŞİYOR
Bugün, web 3.0 ve “Dördüncü Sanayi Devrimi” olarak adlandırılan ve tüm hayat tarzımızı değiştirecek iki farklı sürecin şafağındayız. Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler yaşama, çalışma ve iş yapma şeklimizi değiştiriyor. Sosyalmedya teknolojilerinin ve ağlarının rekabeti, inovasyonu ve üretkenliği yönlendirmek için muazzam bir potansiyeli bulunuyor. İş dünyasındaki inovasyon, işletmelerin ve küresel ekonominin işleyişini temelden değiştiren yeni, yıkıcı teknolojiler ve ortaya çıkan trendlerle birleşerek hızlanıyor. Örneğin, ortaya çıkan sosyal medya ağları yeni iş modellerini etkinleştirerek ve yeni müşteri deneyimleri yaratarak iletişim endüstrisinde yeni pazarların ortaya çıkmasına neden oluyor. Sosyal medya alanı sadece okuyucu ve izleyicilerden oluşan değil üretici, satıcı, pazarlamacı, analizci gibi yeni gurupların ekonomik değer ürettiği bir alana dönüşüyor. Günümüzün medya profesyonelleri içerik, ağ ve veri ekseninde geçmişteki meslektaşlarından farklı yetenek ve becerilere sahip olmak zorunda. Dahası, dijital ağlardan topladıkları iş süreciyle ilgili tüm veriyi anlamlandırarak tüm süreci etkin biçimde sevk ve idare etmeleri; böylelikle içeriğin veriye göre yeniden tasarımı, üretimi, revizyonu ve hatta kişiselleştirilmesi, dijital mecraların performanslarına göre satış-pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi onlardan bekleniyor.

Günümüzde iletişim sürecinin vazgeçilmez ögelerinden; araç, ortam, kanal gibi kavramlarla ifade ettiğimiz medya (iletişim ortamı) etkileşim, sanallık, dijital, hiper-metin nitelikleri ile yeni medyaya dönüştü. İletişim alanında yaşanan bu temel dönüşüm bu alanın yeni dinamiklerine ve zamanın ruhuna hakim profesyonellerin yetişmesini gerekli kılıyor. Özellikle yapay zeka uygulamalarının da sürece eklenmesiyle yeni nesil medya profesyonellerinden geçmişteki meslektaşlarına kıyasla çok daha nitelikli kavrayışlar ve özellikler bekleniyor.

ÜNİVERSİTELERDE İHTİYACA GÖRE YENİ BÖLÜMLER
Bu ihtiyaca cevap vermek üzere iletişim fakülteleri de kendilerini yeniliyor, klasik bölümlerinin yanına yeni medya ve iletişim gibi bölümler ekliyor. Öte yandan tezli, tezsiz yüksek lisans ve doktora programlarıyla da bu bölümler destekleniyor. Doç. Dr. Kılıç’ın (2023, 90) çalışmasına göre; devlet üniversitelerinde sadece 1 üniversitede bulunan Yeni Medya ve İletişim programı, vakıf üniversitelerinde en yaygın programlardan biri olarak dikkati çekiyor. Çalışmada dikkati çeken bir başka konu da Dijital Oyun Tasarımı ve Sinema ve Dijital Medya gibi vakıf üniversitelerinde bulunan bazı bölümlerin devlet üniversitelerinin hiçbirinde bulunmaması. Bu verilerden hareketle vakıf üniversitelerinde iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin ve sektördeki beklentilerin devlet üniversitelerine göre daha fazla dikkate alındığını ifade etmek mümkün.

Örneğin benim de kurucuları arasında yer aldığım Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü tam da bu ihtiyaca göre planlandı ve açıldı. Henüz öğrenci almayan bölümümüz tam da sözünü ettiğim bu açık ve beklentiye uygun olarak tasarlandı. Öte yandan hem koordinatörü olduğum hem de ders verdiğim Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü “Sosyal Medya Yönetimi” tezsiz yüksek lisans programında da yeni medya ve uzantısı olan sosyal paylaşım ağlarını teknolojinin olanaklarıyla bütünleştirebilecek, bu ağlara içerik üretebilecek ve kuramsal bilgileri pratik uygulamalarla harmanlayarak bu ağları kontrol edebilecek ve yönetebilecek, eleştirel ve estetik değerlere sahip bireylerin yetiştirilmesi için çalışıyoruz.

Haberin Devamı

SOSYAL MEDYA YÖNETİCİLERİNE TALEP ARTIYOR
Dijital dönüşümün etkisini her alanda göstermeye başlaması ve yeni küresel pazarların ortaya çıkışı yeni medyayı büyüyen bir ekonomik alan haline getirdi. Yukarıda örneğini verdiğim tür programlar teknolojik yenilik, yakınsama ve mobilite etkisi ile genişleyen yeni medya ekosisteminin müzik, oyun endüstrisi, dijital para gibi alanlar da dahil olmak üzere tüm dijital içeriğin üretimini ve tüketimini nasıl etkilediği ve bu etkinin ekonomik ve toplumsal sonuçları üzerinde duruyor. Seçim, arz, talep, fırsat maliyeti, değerleme, fiyatlandırma, ölçek ve kapsam ekonomileri, kaynakların tahsisi, veri analizi, yeni iş ve gelir modelleri ve dijital pazarlar da dahil olmak üzere temel ekonomik kavramların bu ekonomiyi nasıl şekillendirdiği de bu tarz sosyal medya yönetimi programlarının temel amaçları arasında.

İnternetin yayılımı ve dijital dönüşümün hızına bakıldığında yeni medya uzmanlarına ve sosyal medya yöneticilerine olan talebin boyutları daha iyi kavranabilir. Bu programların mezunları medya ve iletişim sektörlerinin hemen her alanında, bütün özel ve kamu kuruluşlarında iletişim uzmanı olarak görev alabilirler. Gazete, dergi, radyo, televizyon, film yapım şirketi gibi medya kuruluşlarında, yeni medya editörlüğü ve prodüktörlüğü; halkla ilişkiler ve danışmanlık şirketlerinde çevrimiçi (online) kamuoyu araştırmacılığı; reklam ajanslarında internet reklamcılığı veya dijital pazarlama yöneticiliği; herhangi bir kamu, özel ya da sivil toplum kuruluşunun sosyal medya biriminde sosyal medya uzmanlığı yapabilirler. Bir başka deyişle, herhangi bir kurum ya da kuruluşun yeni medya alanındaki ses, yazı, grafik, fotoğraf, video, film gibi multimedya içeriklerin üretimi ve yönetimini gerektiren tüm pozisyonlarında çalışabilirler.

Ekonomik ve yönetsel gerçeklikten uzak geleneksel medya bakış açısı ile yeni nesil kuşakları eğiterek ülkemizin çağdaş gelecek vizyonuna hazırlamak mümkün görünmüyor. Değişen ve gelişen dünya ekonomisinde sosyal medya uygulamalarının iş süreçlerindeki yeri ve önemi yadsınamaz bir gerçek.

KAYNAKÇA
* Kılıç, N. (2023), Cumhuriyet’in 100. Yılında Türkiye’de İletişim Fakültelerinde Verilen İletişim Eğitimi Üzerine Bir Betimleme, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt: 25, Sayı: 100. Yılında Cumhuriyet Özel Sayısı, Kasım 2023, 83-93.

PROF. DR. TOLGA KARA KİMDİR?
Lisans eğitimini 1999 yılında Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde tamamlayan; 2000 yılında yüksek lisans eğitimine başladığı Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak kariyerine başlayan Kara, 2002 yılında aynı kürsüden yüksek lisans tezi ile mezun oldu. 2006 yılında ise Doktor unvanı aldı. Kara halen mezunu olduğu Marmara Üniversitesi, İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği Anabilim Dalı’nda Profesör olarak görev yapıyor. Kara’ın kitapları arasında 2012 yılında yayınlanan ‘Sosyal Medya Akademi’, 2013 yılında yayınladığı ‘Sosyal Medya Endüstrisi’ ve 2016 yılı basımı ‘Ağdaki Şüphe’ öne çıkıyor. Uzmanlık alanları arasında Medya Ekonomisi, Yeni Medya, Sosyal Medya ve Yeni Medya Ekonomisi gibi konular yer alan Kara aynı zamanda lisans, yüksek lisans ve doktora seviyelerinde ‘İletişim Kuramları’, ‘Medya ve Küreselleşme’, ‘Medya Okuryazarlığı’, ‘İletişim, Teknoloji ve Küresel Kültür’ ve ‘İletişim Ağları Ekonomisi’ dersleri veriyor.

BAKMADAN GEÇME!