Güncelleme Tarihi:
İlk kez yönetmelikle sınırları belirlenen sosyal medya yaptırımları ile ilgili olarak eğitimciler “aşırı, sert ve ağır” yorumu yaptı. Disiplin, uzaklaştırma ve okuldan atılma cezalarını ağır bulan eğitimciler, öncelikle rehberlik servislerine yönlendirmeyi önerdi. MEB Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk, “Sosyal medyaya yasak getirmiyoruz. Sadece kanunlar, kavramsal yapıya sindirildi. Bilişim konusunda yapılan düzenlemelerin yönetmeliğimizle altını çizdik. Sosyal medya kullanımının kurallarını belirledik” dedi. Tüm Eğitim Müfettişleri Derneği Başkanı Nihat Köse ise sosyal medyanın ilk kez yönetmeliğe girdiğini vurgulayarak, “Eskiden sadece bilişim araçlarının kullanımı belirlenmişti. Şimdi ise sosyal medya paylaşımlarının içeriği belirlendi.Ancak, yaptırımları ağır bulduk” açıklamasını yaptı. Sosyal medya yaptırımlarını eleştiren eğitimcilerin görüşleri özetle şöyle:
Çocuklar minyatür değildir
Prof. Dr. Tuncay Ergene (Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi): Sadece yasakçı bir zihniyetle organize etmek, MEB’in temel işlevi olan eğitim-öğretim ile çelişir. Çocuklar, yetişkinlerin birer minyatürü değildir ve kendilerine özgü düşünce biçimleri vardır. Düzenleyici tedbir almak ile ‘yasakladım’ demek aynı şey değil. Çocukları zapturapt altına almayı hedefliyorlar. Birilerine göre olumsuz olan paylaşımları yasaklayıp bu çocukları sistemden ayıklamak, uzun vadede bilişsel, sosyal, psikolojik gelişimleri olumsuz etkiler.
Kızgınlığa neden olur
Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı (Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi): Yaptırımlar, aşırı ve sert. Öncelikle yaptığının neden yanlış olduğunu anlatmak ve rehberlik servislerine yönlendirmek gerekir. Çocuğa eğitim vermeden, anlamadan cezalandırmak, inatlaşmalara neden olur. Yasak nedeniyle disipline sevk etmek, okuldan uzaklaştırmak kızgınlığa yol açar.
İfade özgürlüğünün kapsamını sınırlandırıyor
Prof. Dr. Mutlu Binark (Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Bilişim ve Enformasyon Teknolojileri Öğretim Üyesi): Bu, ifade özgürlüğünün kapsamını sınırlandıran anayasal bir ihlal. Yönetmeliğin iptali yönünde gerekli adımlar atılmalı. Toplumsal etik kriterinden, ahlak kriterine geçiş ise ideolojik bir adım. Paylaşımlara ceza vermek MEB’in sınırlarını aşıyor. Yasaklamak yerine gençlere öncelikle sosyal, etik ilkeler öğretilmeli.
Sorunlar yasaklarla aşılamaz
Prof. Dr. Galip Yüksel (Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi): Yasaklar yerine bu alanda beceri edinmeleri sağlanmalı, uygun kullanım konusunda eğitimler verilmeli. Yaşamın vazgeçilmez bir parçası adeta vücudun bir organı haline dönüşen sosyal medya ile ilgili yaşanan sorunlara yasaklarla çözüm getirilemez.
CEZA NASIL İŞLEYECEK?
Yeni düzenlemeye göre, sosyal medya paylaşımı ile ilgili öncelikle şikâyet gerekecek. Şikâyet edilen paylaşım okul komisyonlarınca incelenecek. Komisyon gerek görürse, paylaşım ilçe ve il milli eğitim müdürlüklerinin incelemesine ve onayına sunulacak. Eğitimciler bu durumu, öğrencilerin sosyal medya hareketlerinin izlenmesi ve birbirini ihbar etmesinin yolunu açma diye yorumluyor.