Güncelleme Tarihi:
Sizi dinlemeyen, görev ve sorumluklarını yerine getirmeyen bir ergenle mi yaşıyorsunuz? Telaşlanmayın, bu durum aslında gayet normal. Çünkü ergenlerin beyinleri henüz bu becerilere karşı hazır değil. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Psikoloji Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Başak Şahin Acar, gelişim psikolojisi alanında çalışmalarını sürdürüyor. Yrd. Doç. Dr. Acar, ergenlerin sorumluluk algılarıyla ilgili şunları anlatıyor:
Ergenlik, beyinde karar alma süreçlerini yöneten başlıca bölüm olan ‘prefrontal korteks’ gelişimi tamamlanana ve geç ergenlik dönemi sonlanana kadar devameden bir süreç. Bu gelişimi henüz tamamlamamış ergenlerde, davranışlarının sonuçlarıyla ilgili algı yetişkinlerden farklı oluyor. Ergenlerde bu dönemde “Benim başıma gelmez” anlayışı hâkim. Örneğin bir ergen “Kayalık bir tepeden denize atlayan birinin başına kaza gelebilir ama bana olmaz” diye düşünüyor. Bu dönemde yara almazlık, dokunulmazlık anlayışı ortaya çıkıyor. Görev bilinci, ergenlikten genç yetişkinliğe doğru yavaş yavaş gelişiyor. Ergenin evde, okulda ve toplumda nasıl muamele gördüğü de bu gelişimde önemli rol oynuyor. Özellikle anne-babanın onunla ilişkisinin karşılıklı güven ve açıklığa dayanması çok önemli.
‘BAŞARI’ İÇİN GÖREV BİLİNCİ
Aileler ortaya çıkabilecek birçok sorunu gerçekleşmeden engelleyebilir ya da etkilerini azaltabilir. Küçük yaştan itibaren çocuklarıyla konuşan, duygularından bahseden, onları anlamaya çalışan, sorumluluklarını hakkıyla yerine getirerek iyi örnek olan ebeveynlerin çocukları yaşıtlarına göre daha bilinçli seçimler yapabiliyor. Çocuklar ailelerinde görmedikleri türden bir sorumluluk anlayışını çok içselleştirmiyor ve hayat tarzı haline getirmiyor. Bu içselleştirmeyi yaşayan ergenler ise, genelde hatırlatılmadan, sorumluluğu olarak gördüğü görevleri daha kolay yerine getiriyor.
Küçük yaşta görev bilinci sergileyen bireylerin akademik başarısı bir noktaya kadar daha yüksek olabilir. Ancak aile çocuğu zorlayarak bu sorumlulukları yerine getirmesini sağlıyor ve onun içsel bir motivasyon geliştirmesini öncelik olarak görmüyorsa, başarılı ergen ebeveyn baskısı üstünden kalktığında ve karar alması gereken durumlarla karşılaştığında bir boşluğa düşebiliyor. Böyle yetiştirilen bir ergenin karşısına yeni problemler çıktığında, yanında ne yapacağını dikte eden bir yetişkin bulunmayınca başa çıkmayı bilemiyor. Sorumsuz davranışlar ortaya çıktığında uzman yardımı almak toplumumuzda çok da yaygın davranış değil. Ancak anne-baba çocuklarını bir uzmana götürmek için çok sorunlu davranış sergilemesini beklememeli. Çocuğun daha hafif zorluklar yaşadığı belirli dönemlerde de uzman yardımına başvurmaları, hem onların, hem de ebeveyn olarak kendilerinin gelişimi için çok yararlı olur.