Güncelleme Tarihi:
EFSANE PELE FOTOÄžRAFLARI İÇİN TIKLAYIN                            Â
Pele, Santos Futbol Kulübü’nde top onamaya baÅŸlayalı kısa bir süre olmuÅŸtu ki,Âo zamanın Brezilya Milli Takım antrenörü Sylvio Pirilo’nun dikkatini üzerine çekmeyi baÅŸardı ve milli takıma çaÄŸrıldı. 7 Temmuz 1957’de, henüz on yedi yaşındayken, ilk milli maçına çıktı. Rakip Arjantin’e 2-1 yenildikleri bu maçta, Brezilya’nın golünü atan Pele olmuÅŸtu. 1958 Dünya Kupası geldiÂçattı ve ilk defa bütün dünya "Siyah Inci"yi tanıma fırsatını yakaladı. OlaÄŸanüstü bir yetenek, inanılmaz bir sürat ve roket gibi ÅŸutlar futbolseverleri hayretler içinde bıraktı. Pele futbol hayatı boyunca, 1958 Isveç, 1962 Åžili, 1966 Ingiltere ve 1970 Meksika Dünya Kupaları olmak üzere, tam dört Dünya Kupası’na katıldı. Oynadığı 14 maçta 12 gol attı. Futbol tarihine, katıldığı milli takımla üç dünya kupası kazanabilen tek futbolcu ünvanıyla yazılan Pele, kırılması zor bir rekora daha imza atmış oldu.
1958 Dünya Kupası’nda yıldızı parlayan Pele Isveç’e sakat geldi. Ilk iki maçta görev alamadı. Brezilyalıların ilk karşılaşması Avusturya Milli Takımı’ylaydı. Brezilya 3-0 kazandı. Sonraki maçta Ingiltere ile 0-0 berabere kaldılar. Son grup maçı Gothenburg’da Sovyetler Birliği’ne karşıydı. Brezilya’nın 2-0 yendiği maçta, Pele bu sefer takımdaki yerini almıştı. Iki golün de sahibi Vava’ydı. Pele’nin şutlarından biri direkten dönmüş, fakat ikinci gölün pasını veren o olmuştu. Çeyrek finalde rakipleri Galler’di. 1-0 kazandıkları maçın tek golü Pele’den geldi. Kaleye doğru gönderdiği top defanstan Stuart Williams’a çarparak filelerle buluştu ve bu sayede Dünya Kupaları’ndaki ilk golünü kaydetmiş oldu; Pele on sekiz yaşındaydı. Brezilya Milli Takımı yarı finalde Fransa’yı 5-2’lik skorla devirdi. Beş golden üçü Pele’nin, biri Didi’nin ve öbürü ise Vava’nındı. Final maçını ev sahibi Isveç’le oynadılar. Zagalo bir, Pele ve Vava ise ikişer gol kaydettiler. Pele’nin bir şutu direkten dönmüştü. Attığı gollerden biriyse büyüleyiciydi. Kalabalık defansın içine yüksekten yapılan ortayı dizinde yumuşatıp, topu başının üstünden arkasına doğru bıraktı. Daha top yere değmeden, kendi etrafında dönüp öyle bir vole vurdu ki, kaleci Svensson olduğu yerde bakakaldı. Finale kadar yükselebilen Isveç Milli Takımı, maçı kendi evinde 5-2 kaybederek büyük hayal kırıklığı yaşadı. Turnuvanın sonuna kadar oynayabildiği dört maçta tam altı gol attı Pele. Brezilya’nın 1958 Dünya Kupası’nı kazanmasında büyük rol oynadı ve henüz on sekiz yaşında uluslararası üne sahip oldu.
1962’deki Şili Dünya Kupası’nın tartışılmaz ustaları yine Brezilyalılardı. 22 yaşındaki Pele’ye, artık dünyadaki bir numaralı futbolcu gözüyle bakılıyordu. 2-0 kazandıkları açılış maçını Meksika ile oynadılar. Pele kendinden bekleneni yaptı ve muhteşem gollerinden birini daha attı. Topla buluştuktan sonra kaleyle arasındaki dört rakip futbolcuyu harika çalımlarla geçti ve kalecinin yanından topu Meksika filelerine bıraktı. 0-0 berabere kaldıkları ikinci maçta rakip Çekoslovakya’ydı. O maçta bacak yan bağlarından biri kopan Pele turnuvadan çekilmek zorunda kaldı. Fakat, Brezilyalıları durdurmak mümkün olmadı. Yollarına Pele’den yoksun devam
1966 Ingiltere Dünya Kupası ise Brezilya Milli Takımı için tam bir felaketti. Brezilyalılar oynadıkları son üç Dünya Kupası’ndaki başarılı çizgilerinin çok altındaydılar. 12 seneden sonra, ilk defa grup maçlarını geçemeyerek, çeyrek finale bile yükselemediler. Aslında, iyi bir çıkış yapıp gruptaki ilk maçını kazanan Brezilya takımı, Bulgaristan’ı 2-0 yendi; olağanüstü bir frikik gölü atan Pele yine sahanın yıldızıydı. Fakat ikinci maçta Macarlara 3-1 yenilmekten kurtulamadılar. Macaristan Milli Takımı’nın bu zaferinde, Pele’nin ufak bir sakatlık yüzünden takımdaki yerini alamamasının payı büyük olmuştu. Brezilya’nın üçüncü maçı Portekiz’e karşıydı. Oyuna çok sert başlayan Portekizliler, kolay lokma olmayacaklarını daha ilk dakikalarda belli etmişlerdi. Macarlardan aldıkları şok yenilgiden sonra, maça yedi değişiklikle başlayan Brezilya Milli Takımında Pele ilk on birdeydi; fakat sakatlıktan yeni çıkmış, eski formunu henüz bulamamıştı. Bütün bunların üstüne, işi şansa bırakmak istemeyen Portekiz Milli Takımı, yaptıkları faullerle Brezilyalılara sahada adım attırmıyorlardı. Ingiliz hakem George McCabe’in Portekizlilerin o sert oyununa göz yumması, tüm dünyada maçı seyreden futbolseverleri şaşkına çevirmişti. Sonunda, Portekizli futbolcu Morais’in tekmesiyle yerde kalan Pele maça devam edemedi. Ingiliz hakem sakatlıkla sonuçlanan o sert faule bile uyarıda bulunmayıp, sadece Brezilya lehine serbest vuruş kararı verdi. Portekiz’le oynadıkları son maçı da 3-1 kaybeden Brezilya Milli Takımı turnuvadan elendi. Finalde Almanya’yı yenen Ingilizler 1966 Dünya Kupası’nı kazanmış oldular. Pele ise, bütün o yaşadıklarından sonra, bir daha Dünya Kupası turnuvalarına katılmama kararı aldı.
1970 yılında, Brezilya Milli Takımı’ndaki liderlik koltuğuna tekrar çağrılan Pele, yapılan bütün ısrarlara ve milli görev aşkına karşı koyamadı ve aktif futbol hayatındaki en son Dünya Kupası’na Meksika’da katıldı. Brezilyalıların 1970’teki turnuvaya katılan takımı o güne kadarki milli takımlarının en muhteşemiydi. Birbirinden yetenekli oyunculardan kurulu olan takımın ileri dörtlüsü solda Rivellino, sağda Tostao, ortada ise Jairzinho ve "Siyah Inci"den oluşmaktaydı. Bunaltıcı Meksika sıcağı altında geçen turnuvada Brezilya Milli Takımı’nı durdurmak imkánsızdı.
Brezilya’nın gruptaki ilk rakibi Çekoslovakya Milli Takımı’ydı. Maça her zamanki gibi gol peşinde başlayan Brezilyalılar, defansta oluşan bir açık yüzünden, kalelerinde erken bir gol gördüler. Fakat, kısa bir süre sonra, Rivellino’nun attığı harika frikik golü skoru eşitledi. Golden sonra maç nerdeyse tek kale oynanmaya başladı. Pele’nin golüyle öne geçen Brezilyalılar coştular ve son iki golü de Jairzinho’nun ayağından buldular. Brezilya Çekoslovak Milli Takımı’nı 4-1’lik skorla ezip geçti.
Sırada Ingiltere vardı. Ingiltere Milli Takımı, son oynanan Dünya Kupası’nı kazanmış olduğu üzere, birçok futbol yazarı tarafından maçta favori gösterilmekteydi. Pele’yi sıkı markaj altına almayı düşünen Ingiliz antrenör, iyi bir defans oyuncusu olan Alan Mullery’e verdi bu görevi. Fakat, Pele’yi durdurmak çok güçtü. Daha maçın onuncu dakikasında, Jairzinho’nun ortasına müthiş bir kafa vurdu Pele. Kaleye doğru giden bu topa herkes gol gözüyle bakıyordu ki, Ingiliz kaleci Gordon Banks yüzyılın kurtarışını yaptı. Daha sonra, Gordon Banks’ın bu kurtarışı Dünya Kupaları’ndaki en iyi kurtarış olarak tarihe geçecekti. Bir ara, Ingiltere adına Alan Ball’ın bir şutu direkten döndü. Birçoklarınca erken final diye adlandırılan bu maçta Ingilizler olağanüstü bir gayretle çok iyi defans yaptılar; fakat, Jairzinho’nun golüne engel olamadılar. Gol pasını veren Pele’ydi ve Brezilya maçı 1-0 kazandı.
Turnuvanın geri kalan maçlarında, Brezilya ilk önce Romanya’yı 3-2 yendi. Pele iki gol atmıştı. Diğer golse Jairzinho’dan geldi. Brezilya çeyrek finalde rakip Peru’yu rahat bir skorla 4-2 geçti. Yarı final maçındaysa, 3 gol atan Brezilya’ya,
Pele bu başarıdan kısa bir süre sonra milli takımda futbol oynamaya son verdi. 18 Temmuz 1971’de, Brezilya’nın Maracana Anıtı önünde, Pele milli takım için bir daha top oynamayacağını açıkladı ve on numaralı formasını çıkarıp on yaşındaki bir çocuğa verdi. Bu tarihi olayı anıtın önünde gözyaşları içinde izleyen 200.000 kadar Brezilyalı ve dünyadaki tüm futbolseverler yasa boğuldu.
Â