Sınırın bekçisi öğretmenler

Güncelleme Tarihi:

Sınırın bekçisi öğretmenler
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2013 12:14

Van'ın Başkale ilçesine bağlı İran sınırındaki Albayrak köyünde görev yapan öğretmenler, sınırda öğretmen olmanın zorluğunu ve güzelliğini hazırladıkları okul takviminde anlattı.

Haberin Devamı

Terör ve kaçakçılık olaylarıyla gündeme gelen İran sınırında bulunan Albayrak köyündeki 9 derslikli ilköğretim okulunda görevli 22 öğretmen, hem okullarının tanıtımını yapmak hem de zor şartlar altında yaşadıkları mutlulukları paylaşmak amacıyla okul takvimi hazırladı.

"Başkale'de öğretmen olmak" temasının işlendiği 13 yapraklı duvar takviminde, öğretmenlerin, öğrencileriyle çektirdiği fotoğraflar ile duygu ve düşüncelerini anlatan kısa metinler yer aldı. İlk etapta bin adet basılarak Albayrak ile çevre köylere, okullara, ilçedeki kurumlara ve iş yerlerine dağıtılan takvim, kısa sürede büyük yankı buldu.
Okul müdürü Hüseyin Akboğa, öğretmenlerle yaptıkları toplantının ardından 2013 yılı için duygularını aktarabilecekleri farklı bir takvim hazırlama kararı aldıklarını belirtti. Takvimde, sınırda ve doğa koşulları zor olan bölgede görev yapmanın ne anlama geldiğini öğretmenlerin gönlünden dökülen en temiz duygularla ifade etmeye çalıştıklarını söyledi. Takvimin her yaprağında iki öğretmenin öğrencileriyle olan fotoğrafları ve düşüncelerini anlatan kısa bir metnin yer aldığını anlatan Akboğa, şöyle konuştu:

Haberin Devamı

"Hayatı boyunca Ankara'nın doğusunu görmemiş bir insan için ilk yıl Başkale'de öğretmen olmak çok zordu. Takvimi hazırlarken de arkadaşlarımızla bu zorlukları göz önünde bulundurduk. Onlar da sessiz çığlıklarını, içtenliklerini yazılarına döktüler.
Takvimi bastırdıktan sonra da dağıttığımız bazı yerlerden okulumuza bağış yapıldı ve takvim kısa sürede okulumuz için gelir kapısına dönüştü. Gelen bağışlarla okulumuzun ihtiyaçlarını gidererek diğer projelerimizi finanse ediyoruz."
Akboğa, doğa koşullarının güçlüğü ve maddi imkansızlıkların yaşandığı bölgede zorlukların yanı sıra güzelliklerin de bulunduğuna dikkati çekerek, hazırladıkları takvimle her iki duyguyu bir arada yansıtmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.

Takvim yapraklarından notlar

Öğretmenlerin, öğrencileriyle yaşadıkları mutluluğun ve çektikleri sıkıntıların kaleme alındığı takvimde, öğretmenlerden Şükran Işıklı kendisine ayrılan şubat ayı yaprağında kardelen çiçeğini anlattı.
Yazısına, "Kardelen çiçeği o kadar zor şartlar altında filizlenir ki filizlendiği zaman birçok güzelliği beraberinde getirir" diyerek başlayan Işıklı, şunları yazdı:
"Kardelen, cesareti ve gökyüzüne aşkı simgeler, baharın müjdecisidir. Bütün engellere rağmen sırtındaki karı silkeleyip 'ben buradayım' der. Başkale'de öğretmenlik yapmak, bir kardelen çiçeğinin yaşam öyküsü gibidir. İmkansızlıkları imkana çevirmektir. Bir yanı hep ezik kalmış ama yarınlar için gözlerindeki ışığı hiç kaybetmemiş bu çocukların, ezilmiş yanlarını gün ışığına çıkarmaktır. Kardelen gökyüzünün maviliğiyle öğretmen ise çocuğunun bir tebessümüyle varlığını sürdürür."
Sınıf öğretmeni Seval Demir ise "Buralarda öğretmen olmak sevdiklerinden kilometrelerce uzakta, karda, kışta bir de az gitsen İran'a varacağın bu köyde onca zorluğa rağmen güzel günlerin hayaliyle hayata tutunmaya çalışmaktır" ifadelerine yer verdi.
"Bölgede öğretmen olmak otla, çiçekle, iki gün kesildikten sonra gelen elektrikle mutlu olmaktır" diye yazan Serpil Ay ise çocuklara bir şeyler öğretmenin yaşattığı mutluluğun, tüm sıkıntıları unutturduğunu dile getirdi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!