Güncelleme Tarihi:
Sınava hazırlanma süreci; gerek oldukça farklı boyutları olan bir zaman dilimi olması gerekse de bireyin tüm sorumluluğun kendisinde olduğunu düşünmesi nedeniyle zaman zaman stresli bir sürece dönüşebilir. İşte böyle durumlarda aile içi iletişim daha fazla önem kazanır. Birey ailesinden beklediği desteği görürse sınava hazırlanma sürecini daha rahat bir şekilde yönetebilir.
SINAVA HAZIRLANMAK SADECE SORU ÇÖZMEKTEN İBARET DEĞİL
Sınava hazırlanma süreci; etkili çalışma becerilerini geliştirme, düzenli okuma alışkanlığı ve hızlı okuma becerisine sahip olma, akademik başarısını sürekli artırmaya odaklanma ve kendi sorumluluklarının farklında olmayı kapsar. Aileler de bu konuda bilinçli olursa sınava hazırlanmanın sadece plansız biçimde soru çözmekten ibaret olmadığını ve çocuğun kendisine en uygun olan çalışma stratejisini uygulamasının önemli olduğunu bilir ve onu doğru biçimde desteklerler.
EVDE BELİRLİ KURALLAR UYGULANMALI
Çocukların düzenli ve etkili çalışabilmeleri için öncelikle ortamın uygun olması gerekir. Çocuğun dikkatinin dağılmasını önleyecek ve rahat çalışabileceği uygun ortamın hazırlanması, evde belli ilke ve kuralların uygulanması gereklidir. Örneğin; çalışma saatlerinde iletişim araçlarının kapalı olması gibi. Ortamın uygun olması ve bir düzen hali çocuğun çalışmalarını etkileyen çevresel unsurlardır. Ayrıca dengeli ve düzenli beslenme ve çalışma odasının havalandırılması da önem arz eder.
MORALLER YÜKSEK TUTULMALI
Ortaokul döneminde öğrenciler fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişim ve değişimi yoğun olarak yaşarlar. Bu nedenle onlarla iletişim kurarken bu gerçekliğin farkında olarak onları anlamaya çalışmak gerekir. Kırıcı sözler ya da eleştiriler, hassas oldukları sınava hazırlık sürecinde onları daha fazla etkileyebilir. Ailesi tarafından anlaşıldığını bilen bir birey kendisini daha iyi hisseder ve çalışmaya odaklanabilir.
Sınava hazırlık sürecinde öğrencilerin belki de en çok ihtiyaç duydukları konu, morallerinin yüksek olması ve motivasyonlarını hep üst seviyelerde tutmaktır. Bu konuda da elbette ailelerin önemli bir payı var. Çocukların gösterdiği başarıyı anne baba olarak takdir etmek, onları cesaretlendirmek çocukların moral ve motivasyonunu artıracaktır. Bu bazen çocuğun gün içinde okuldaki çalışmaları, dışarıda yaptığı etkinlikler ile ilgili gerçekleştirilen bir sohbetle olabileceği gibi bazen de çocuğun hayalleri ile ilgili olabilir.
Çocuk bizimle geleceğe yönelik hayallerini paylaşırken ona karşı takındığımız tutum da son derece önemlidir. Çocuk hayallerini anlatırken bizim beklentilerimizden farklı bir tablo çiziyor olabilir. Bu durumda onu ilgi ve sabırla dinleyerek anlamaya çalışmak doğru bir yaklaşım olacaktır. Böyle bir hayalde onun rolü ve bunlara ulaşmak için neler yapması gerektiğini anlatmasına fırsat verecek türde sorular yöneltilebilir. Tepkisel yaklaşımlar ise çocuğun anlaşılmadığını hissetmesine ve geleceğe yönelik düşüncelerini paylaşmaktan kaçmasına neden olabilir.
OLUMUSUZLUKLAR KARŞISINDA AİLENİN DESTEĞİ ÖNEMLİ
Yaşamın her anında olabileceği gibi sınava hazırlık yolculuğunda da bazı olumsuzluklarla karşılaşılabilir. Böyle durumlarda da çocuklar en çok ailelerinin desteğine ihtiyaç duyarlar. Onların daha önce karşılaştıkları olumsuzlukların nasıl üstesinden geldikleri, ne tür başarıları gerçekleştirdikleri gibi kendisiyle ilgili örneklerin yanı sıra bu sorunun da üstesinden gelebilecek güce ve potansiyele sahip olduğuna inandıklarını söylemek, bu durumda daha etkili olmak için neler yapabileceğini birlikte tartışmayı teklif etmek onları destekleyici bir yaklaşım olacaktır.
Bazen aileler belki iyi niyetle ya da farkında olmadan kendi beklentilerini çocuklarına söyleyebiliyor ya da çocuklarını başkalarıyla karşılaştırabiliyorlar. Ailedeki yüksek beklentiler ve yapılan karşılaştırmalar çocuk üzerinde baskıya neden olabiliyor ve bu da onun çalışmalarını doğrudan etkileyebiliyor. Bu noktada çocuğun ilerideki yaşamına yönelik düşüncelerini kendisinden dinlemek daha doğru olabilir. Eğer bir karşılaştırma yapmak gerekiyorsa o da sadece çocuğun kendisiyle ilgili olmalıdır. Örneğin; eskiden denklemler ile ilgili sorularda zorlanıyorken şimdi onları rahatlıkla çözebiliyorsun gibi. Kendisiyle ilgili değişimi duymak çocuğun kendisindeki gelişimi fark etmesine de katkı sağlayacaktır.
AİLE AKTİVİTELERİ DE YAPILMALI
Sınava hazırlık sürecinde zamanı verimli ve etkili kullanmak en kilit öneme sahip olan konulardan biridir. Çocuğun zamanını etkili yönetmesi konusunda da aileler çocuklarını destekleyebilir. Sınava hazırlanmak, odasına kapanarak gece gündüz aralıksız soru çözmek değildir. Sınava hazırlanan çocukların da normal bir hayatları var ve etkili bir planlama ile sınava hazırlanırken aynı zamanda sosyal etkinliklere ve bireysel ilgi alanlarına da zaman ayırabilir. Bu doğrultuda, çocuk bazen ailesiyle dışarıda tiyatro gibi sevdiği bir etkinliğe ya da yemeğe gidebilir. Ailesiyle yapacağı bu tür paylaşım etkinlikleri çocuğun motivasyonunu artıracağı gibi kendisini iyi hissetmesini ve çalışmaya ayırdığı zamanın daha verimli olmasını sağlayacaktır.
Sınav yolculuğunda anne babalar olarak çocuklarınızı önemsediğinizi, onlara değer verdiğinizi ve her zaman desteklediğinizi hissettirin. Sevginizi her zaman hissetmesini sağlayın ve onları koşulsuz olarak sevin. Böylece enerjinizi ve yaşama sevincinizi çocuklarınıza yansıtmış olursunuz. Her bireyin farklı olduğunu asla unutmayınız.
Sevildiğini, anlaşıldığını ve desteklendiğini bilen çocuklar şüphesiz kendilerini daha güçlü hissedecek ve daha başarılı olacaktır…
PROF. DR. ERTEN GÖKÇE KİMDİR?
Prof. Dr. Erten Gökçe Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Temel Eğitim Bölüm başkanıdır. Etkili öğretmenlik, hedefe odaklanma ve başarı, öğrencilerin akademik başarılarının artırılması ve eğitimde program geliştirme konularında çalışmalarını sürdürmektedir.