Sınav savaş değil

Güncelleme Tarihi:

Sınav savaş değil
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2013 09:32

SBS’ye yaklaşık 3 hafta kala zamanı doğru kullanmanın önemine dikkat çeken uzmanlar, kalan sürede eksiklerin giderilmesini ve deneme sınavlarının gerçeğine benzer ortamlarda çözülmesini tavsiye etti. Ailelere de, “Olumsuz eleştirilerde bulunmayın, öğrencinin yanında sınavdan bahsetmeyin” uyarısında bulundu.

Haberin Devamı

Bu yıl 8’inci sınıf öğrencilerinin katılacağı Seviye Belirleme Sınavı (SBS) için yaklaşık üç hafta kaldı. Bir yandan daha sonraki yıllarda uygulanacak sınavlar hakkında tartışmalar sürerken, öğrenciler de son hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyor. SBS’ye giriş için günler yaklaştıkça sınava hazırlanan öğrencide kaygı ve stres kendini hissettirmeye başlıyor. Yanlış yapılan sorular gözde büyütülüyor, eksiğin çok fazla olduğu düşünülüyor. Öğrenci, şimdiye kadar sanki hiç bir şey çalışmamış hissine kapılıyor ve yapılan doğru sorular birden bire göz ardı ediliyor. Uzmanlar ise, “Sınavı bir savaş gibi görmekten kaçınıp, sınava inançlı ve moralli girmeniz gerekiyor” dedi.
Final Dershanesi Eğitim Koordinatörü Hatice Yılmaz, Bilfen Okulları Rehberlik Bölüm Başkanı Tuğçe Kılıç ve Kültür2000 Koleji Rehberlik Uzmanı Esinç Ulutürk’ün önerileri şöyle:

Haberin Devamı

Kalan sürede yapılması gerekenler
- Evde yaptığınız deneme sınavlarından 120 dakikalık sınav süresine uyun. Böylece gerçek sınavda süreyi doğru kullanma alışkanlığı edinmiş olursunuz.
- Öğrenci çalışma kitaplarından önce konuyu gözden geçirin. Sonra konu ile ilgili Edinimler–Kazanımlar sorularını çözün. Çözemediğiniz sorularla ilgili konuyu tekrar gözden geçirin.
-  Deneme sınavlarında aynı konudan sürekli hata yapıyorsanız bu konuyu en ince ayrıntısına kadar tekrar edin.
- “Bu soruyu dikkatsizlikten yanlış çözdüm, bu nedenle tekrar etmeme gerek yok” diye düşünmeyin. Öğrencileri en çok bu düşünce hataya götürüyor.
- Kalan süre her şeyi yetiştirmek için yeterli değilse de, SBS’nin bir sıralama sınavı olduğunu ve bir sorunun bile sonucu değiştirdiğini unutmayın.
- Hatırlatma kağıtlarınız veya notlarınız varsa, onları tekrar gözden geçirebilirsiniz fakat sınava 2-3 gün kala hiç bilmediğiniz konuyu öğrenmeye çalışmayın.

Ailelere öneriler

Sınavdan bahsetmeyin
- Bu zaman diliminde mümkün olduğunca, öğrencinin yanında sınavdan konuşmayın.
- Sınava olduğundan daha fazla anlam yüklemeyin,
- Olumsuz ifadelerden kaçının,
- Sakin tavırlarla onları rahatlatmaya çalışın,
- Eleştiri içerikli cümlelerden mümkün olduğunca uzak durun. Bu aşamadan sonra bu ifadeler olumlu yönde hiçbir sonuca ulaştırmayacağı gibi, çocuğun kendine güvenini ve başaracağına olan inancını da zedeler. Yapabileceğinin de altında bir sonuç almasına neden olabilir.
- Alışkanlıkları değiştirmek zaman alan ve sıkıntılı bir süreç olduğu için çocukların sınava yaklaşan dönemlerde alışkanlıklarını normal şekilde sürdürmeleri ve yapılacak değişikliklerin onların önceki davranışlarına paralel olması çok önemli.

Haberin Devamı

Soru çözerken dikkat edilmesi gerekenler
- Öncelikle sınavı gözden geçirerek, nasıl devam edeceğinize dair hareket planı oluşturun.
- Bildiklerinizi iyi kullanmanız önemlidir. O anda bilmedikleriniz için suçluluk duygusuna kapılmak yerine en iyi yapabileceklerinize odaklanın.
- Özellikle paragraf sorularına kendi mantığınıza göre değil, sorunun mantığına göre cevap verin.
- Tüm seçenekleri değerlendirin.
- SBS ‘de 3 yanlış 1 doğruyu götürdüğü için “bana doğru geliyor”, “ya tutarsa” mantığı ile  bilgi sahibi olmadığınız soruları yanıtlamaktan kaçının.
- Ölçme değerlendirme sistemi gereği sınav sorularının yüzde 10’u çok zor,
yüzde 20’si zor, yüzde 40’ı normal, yüzde 20’si kolay, yüzde 10’u çok kolay sorulardan hazırlanır. Çok kolay sorularda bit yeniği aramayın.
- Tüm soruların çözümünü bitirdiğinizde süreniz kaldıysa çözemediğiniz sorulara geri dönebilirsiniz.
- Sınav sürenizi sonuna kadar kullanın. Sınavı ne kadar erken bitirirseniz hata sayınız o oranda artar.

Haberin Devamı

Başarının önemli anahtarı kaygıyı yenmek

Sınav öncesinde ve sırasında yaşanan ellerde terleme, kalp atışlarında hızlanma, el –ayaklarda titreme, dikkat ve konsantrasyon güçlüğü, görsel ve işitsel kanalardan gelen bilgileri anlamada güçlük gibi birçok fizyolojik ve duygusal tepki zamanla yerini sınav kaygısına bırakır. Kaygının zamanı iyi kullanmama, başarısız olma korkusu, aile ve çevrenin beklentileri gibi birçok neden bulunur. Kaygıyı harekete geçiren ve çoşturan en önemli  nitelik öğrencideki olumsuz benlik algısıdır. Sınav sırasında bir yandan, ”Ben yapamam, zaten her şeyde başarısızım, bugüne kadar neyi yapabildim ki zaten”, “Başarılı olmazsam anneme ne derim, arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım, ya öğretmenlerim onlara ne diyeceğim?” gibi düşüncelerle boğuşurken bir yandan da soruları çözmeye çalışır. Bir de sorularda zorlanırsa kaygı düzeyi de artar ve aslında kolayca çözebileceği sorular onun için birden bire çok karmaşık ve zor bir hal alır. Tüm bu olumsuz düşünceler istenmeyen sonuçları doğurur.
Tabi ki kaygı her yönüyle olumsuz bir duygu değil. Uygun dozda kaygının öğrenciyi motive ettiğini ve iç dinamiklerini harekete geçirdiği unutulmamalı. Sınav aslında bir ölüm kalım meselesi değil, fırsattır. Kriz durumlarını fırsata dönüştürmek ise başarılarımıza odaklanmakla gerçekleşir. Kaygısını kontrol edebilen bir öğrenci sınava konsantre olur ve olumsuz düşüncelerle paniğe kapılmaz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!