Güncelleme Tarihi:
Bu konudaki deneyimlerimiz çok sınırlı. Oysa benzer bir eylemi uçak seyahatlerinde daha sık yaşarız. Sınava hazırlanan bir genç de hem donanım, hem de sınavda üstün performans sergileyeceği bir teknik ve psikolojik hazırlıkla atmosfere, pardon sınava girmeyi becerebilirse süreci sorunsuz tamamlar. Aracını güvenli olarak uzay üssüne ulaştırabilir.
Uçaktaki yolcular, jet kaptanının başarılı bir performans sergilemesini 40 bin feette ilerlerken değil de iniş anındaki kıvraklığı ve yumuşaklığı ile ölçerler. İşte sınava hazırlanan öğrencinin sınava yaklaştığımız dönemdeki performansı tam da kaptanların iniş becerisine benzer. Eğer yıllardır başarı ile sürdürülen bir eğitim süreci, yine başarılı bir sınav performansı ile sonuçlandırılırsa tadından yenmez.
Sınava bir aydan daha kısa bir sürenin kalması emniyet kemer ışıklarının yanıp, iniş anonsunun yapıldığı bir süreçle eşdeğerdir. Bulutların üzerindeki sükunet inişe geçer geçmez kaybolur, kendinizi bir anda karanlık bulutların içinde bulursunuz.
Hazır olmadığını düşünen adaylar için de sınavın yaklaşması aslında kara bulutlara ve türbülansa girmek gibi bir anlam içerir. Bir yandan hızı düşürüp alçalır, diğer yandan hava akımının artan etkisinin o kocaman alüminyum ve demir yığınını sarsmasına engel olmaya çalışırsınız. Kısaca daha yapmanız gereken çokça iş, öğrenmeniz gereken pek çok konu olduğunu varsayar, sınavda bunların üstesinden nasıl geleceğinizi kara kara düşünürsünüz.
Korkmayın! Öyle veya böyle o uçak inecek, o sınava girilecek, o fırtınalar atlatılıp, o sorular cevaplandırılacak. Şimdiye kadar hiçbir uçak ilelebet gökyüzünde kalmadı.
Uçağın inişe geçmesi, host ve hosteslerin ikram hizmetlerinin tamamlandığı, tüm yolcuların koltuklarını dik, koltuk önündeki açılır kapanır masa düzeneklerini de kapalı pozisyona getirdiği bir andır. Sınava hazırlık sürecinin sonları da tam buna benzer. Tekrarlar yapılır, testler çözülür, eksikler tamamlanır, sınav öncesi tüm güvenlik tedbirleri gözden geçirilir.
Kemerler mutlaka bağlanır, hatta öyle ki camlardaki plastik perdeler de sonuna kadar açık tutulur. Kemerin güvenlik açısından bir anlamı olduğunu hep düşünmüşümdür ama bu perdelerin açık tutulmasının ne gibi bir güvenlik önlemi olduğunu hala çözebilmiş değilim. Büyük olasılıkla yolcular uçağı boşalttıktan sonra uçağın bir sonraki sefere hazır olması için yapılacak temizlik ve hazırlık çalışmalarının bir bölümünü bu yolla biz yolculara yaptırırlar diye düşünmüşümdür hep. Sınava hazırlanırken de bazen anlam veremediğiniz işler yaptırılır sizlere. Çok irdelemeden “bir sebebi vardır” deyip yapmak en doğrusu. Yıllarca denenmiş ve olumsuz bir sonucuna rastlanmamış uygulamaları sizin de yapmanız istenir.
Yalnız değilsiniz
Tüm bu hazırlıklar aslında olağan uçak seyahatlerinin bir parçası olarak algılansa da olağan olmayan bir sürece adım adım yaklaşıldığının işaretidir. Yüzlerce kez sınava girmiş bir öğrenci için okul sınavları ne kadar olağanmış gibi gelse de merkezi sınavlar hep olağandışı bir algıyı körükler nitelikte. Sanki ilk kez sınava katılıyorsunuz gibi bir hisse kapılmanız sınavın ağırlığından değil, sınav sonrasında zihninizde canlandırdığınız sonuçlarındandır. Bunu sadece siz yaşamazsınız. Yanınızda yörenizde sınava anlam yükleyen ve yeterince hazırlık yapamadığını düşünen pek çok aday sizinle aynı duyguyu paylaşır. Özetle, yalnız değilsiniz.
Kaptan, uçağın yerle temasını kestikten sonra gösterdiği tüm maharetleri, tekrar tekerleri yere değdirmedeki ustalığı ile taçlandırmak ister. Öğrenci de böyle değil mi? 12 yıllık uçuş planının zorunlu inişini beceriyle tamamlayıp, yeni bir seyahate yelken açmak gibi bir şeydir aslında tüm yaşananlar. Güzel bir iniş, kısa bir mola, ardından gökyüzünün yeni ufuklarına kanat çırpmak.
Uçak kazalarıyla ilgili yapılan istatistiklerin pek çoğu, kazaların önemli bir bölümünün genelde uçağın inişe geçtikten hemen sonra meydana geldiğini destekler nitelikte. İniş pistine yaklaştıkça hoyratlaşan hava akımları ve meteorolojik etkenler, kontrolü zorlaştırarak uçağın bir koridor üzerinde ilerlemesine engel olmaya çalışır. Eğer koltuğunuz kanat üstünde ve cam kenarındaysa iniş anında kanatlara eklemlenmiş flap kanatçıkların nasıl açılıp genişlediğini ve artan dış etkilere uygun olarak ne tür hareketlerle uçağı dengede tutmaya çalıştığına şahit olursunuz.
Kısaca şunu söyleyebiliriz. Öğrenciler güllük gülistanlık bir eğitim hayatını devam ettirirken anlamsız sınav kaygısı ve heyecanı ile performans kaybını tam da bu süreçte yaşarlar. Şimdiye kadar başarıyla sürdürülmüş bir eğitim kariyeri, bazen bu psikolojik süreçlerin engeline takılır.
İyimser olmanın tam zamanı. Yine şunu hatırlatmakta yarar görüyorum: “Hiçbir uçak gökyüzünde ilelebet kalmaz.”
Uçağınız teknik olarak uygun, bakımları düzenli yapılmış, alana ulaşacak yakıtı varsa hava muhalefeti ne olursa olsun bu inişi başarıyla gerçekleştirirsiniz. Ya da sınava teknik ve psikolojik olarak hazırsanız YGS sizin için apronu oldukça geniş ve uzun, uluslararası bir havaalanı rahatlığındadır.
Öte yandan YGS içerik bakımından hava muhalefetinin en az olduğu yaz aylarına benzeyen, görerek iniş yapabileceğiniz, berrak bir öğle vakti gibidir. Kısaca özel bir maharete gerek duyulmayacak sınavlardan biridir YGS.
Böyle bir durumda karşılaşabileceğiniz en olası aksaklık, uçağınızın iniş takımlarının açılmaması olacaktır ki o da milyonda bir olasılıktır. O zaman bize düşen, inişe geçtiğimiz şu anlarda uçağımızın tüm teknik göstergelerini gözden geçirmek, emin adımlarla piste yaklaşmak ve kule ile irtibatı kesmemektir.
Hepinize iyi uçuşlar sevgili gençler...