Sınav koşulları değişti

“Eğitimde sınava dayalı bir sistem olmalı mı? Öğrencilerin kaderi birkaç saatlik bir sınavla belirlenmeli mi? Sınav ezbere dayalı sistemi destekliyor mu?” gibi sorular yıllardır tartışılan, olumlu ve olumsuz yanları konuşulan ancak uzun yıllar da tartışılmaya devam edecek olan konular. Ancak bir gerçek var ki sadece öğrencilerin değil hepimizin hayatında bir sınav gerçeği var ve maalesef bu sisteme daha kolay ayak uyduran, değişen koşullara hızla adapte olan kişiler daha avantajlı konuma geçiyor.

DÜZENE NE KADAR UYUM SAĞLAYABİLDİK?
Evet hep sınav isimleri değişti, soru tarzları değişti ama iki senedir bunun dışında beklenmedik olan ve gerçekten hepimizi hazırlıksız yakalayan COVID- 19 ve pandemi süreciyle koşullar tamamen farklılaştı ve ezberler bozuldu. Bu durum okulların bambaşka bir yapıya bürünmesine sebep olduğu gibi öğrencilerin ve beraberinde ailelerin de bu yeni düzene ne derece uyum sağlayabildikleri konusunu gündeme getirdi.
Sınav hazırlık süreci çok emek isteyen, ciddiyet isteyen, bazı noktalarda fedakârlık gerektiren çok da kolay olmayan bir süreçtir. Azimli olmak, kararlı olmak, planlı çalışabilmek bu sürecin önemli bileşenleri ama COVID-19 ile birlikte bu hazırlık sürecinde iyi olmak, dayanıklılık ve uyum gibi kavramların ne derece önemli olduğu bir kez daha ön plana çıktı.

OLUMLU OLMAK VERİMLİLİĞİ ARTIRDI
Her ne kadar Millî Eğitim Bakanlığı sınav grubu olan sınıf seviyelerinde okulları açık tutmaya yönelik bir çaba içerisinde olsa da öğrenciler geçen yıl mart ayı itibari ile çoğunlukla okullarından uzak ve ekran karşısında online eğitim yapılan bir süreçle karşı karşıya kaldılar. İlk etapta herkes için var olan belirsizlik ve kaygı veren tutum zaman içerisinde kişilerin bu duruma bakışlarıyla olumlu ya da olumsuz olarak bir seyir izledi. Süreç ne olursa olsun bu durumun olumlu taraflarını görmeye çalışan, direnmek yerine uyum sağlama eğiliminde olan, yeni durumlarda da olumlu duygusunu korumayı başarabilen kişilerin fiziksel ve ruhsal sağlıkları daha iyi seviyelere çıkarken, stresle baş edebilme, problem çözebilme ve verimliliklerinde de artış olduğu görüldü.

OKULA GİTMEMEK BİR AVANTAJ OLDU
Bu sürecin olumlu yanı var mı diye düşünenler olabilir mutlaka. Evet genel olarak bakıldığında pandemi süreci bizi çok fazla sınırlayan ve sağlığımız adına tehdit içeren bir durum oldu ama tabi pandeminin de bakış açısına göre olumlu tarafları var. Sınav çerçevesinden bakacak olursak okula gitmemek öğrencilere ciddi bir zaman tasarrufu sağladı. Sınav hazırlığı esnasında onlar ders çalışırken birçok kişi dışarda gezecek ve eğlenmeye devam edecekti ancak bu süreçte herkes onlara eşlik etti ve bu da dikkatlerinin dağılmaması noktasında destek vermiş oldu. Ancak tabi ki bunun farkında olan ve kendi lehine avantaja çevirmeyi başarabilen, yeni koşullarda da planlama becerisini ortaya koyan, sınav ve sınav hazırlık sürecini merkeze alarak odağını bozmayan öğrenciler süreci bir adım önde götürdü.

SINAVA DAİR KONUŞMAMAK GEREKİYOR
Artık 8’inci sınıf öğrencilerinin yıl boyunca gösterdiği çabanın karşılığını alacakları sınav tarihine sayılı günler kaldı. Sınavla Öğrenci Alacak Ortaöğretim Kurumlarına İlişkin Merkezî Sınav uygulaması 6 Haziran Pazar günü yapılacak. Saat 09.00’da başlayacak olan sınav sözel ve sayısal oturumların tamamlanmasının ardından 12.50’de tamamlanacak. Geçen yıl olduğu gibi pandemi sebebi ile bu sene de öğrenciler kendi okullarında sınava girecekler. Öğrencilerin bildikleri, alışık oldukları bina ve sıralarda sınava girecek olmaları çok büyük bir avantajken iki oturum arasındaki 45 dakikada tanıdıkları arkadaşları ile sınava ilişkin özellikle olumsuz konuşma ihtimali bu durumun riskli tarafı. Kendi öğretmenleri yanlarında olmayacağı için bu süreci yürütmek öğrencilere kalıyor. Tüm sınav tamamlanana kadar sınava ilişkin konuşmamak yönünde tercih yapan öğrenciler bir sonraki oturuma da motivasyonları daha yüksek bir şekilde girecekler.

SORULAR KISALDI
Bu yıl Millî Eğitim Bakanlığı soruların kısa olacağına dair bir açıklama yaptı ancak geçtiğimiz yıl yapılan sınav konularında eksiltme bu sene yapılmadı. Öğrenciler 8’inci sınıfın tüm konularından sorumlu olacaklar. Geçtiğimiz senelerde okuduğunu anlama, yorumlama, sonuç çıkarma, problem çözme, analiz yapma, eleştirel düşünme, bilimsel süreç ve benzeri becerileri ölçecek nitelikte soruların yer aldığı LGS sınavında bu sene de aynı yapıda sorular sorulacağı düşünülmekle beraber soruların görece kısa tutulacak olmasının bir farklılığa yol açıp açmayacağı ise merak konusu.

FARKINDA OLUP, SAKİN KALMALI
Öğrenciler için her ne kadar kısa zaman kaldı gibi gözükse de doğru değerlendirdiklerinde bireysel olarak gelişmelerini en net görebilecekleri dönemdeler. Artık konularını tamamladılar. Yaptıkları denemelerle hem eksiklerini fark etme hem farklı soru türleri görme hem de test teknikleri konusunda kendilerini geliştirebilme şansları var. Tabi ki bu süreçte de olumlu düşünmek, yaptıkları hatalarda dahi motivasyonlarını bozmak yerine sınavda doğru yapabilecekleri bir bilgiyi daha öğrendiklerinin farkında olmak ve sakin kalabilmek ihtiyaçları olan en önemli şey.

TUĞÇE KILIÇ KİMDİR?
1999 yılında TED Ankara Koleji’nin ardından 2004 yılında da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Psikoloji Bölümünden mezun olan KILIÇ, Yıldız Teknik Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında yüksek lisans eğitimine devam ediyor. Bir yandan yüksek lisans eğitimini sürdüren KILIÇ, 17 yıldır Bilfen Okulları’nın anaokulu, ilkokul ve ortaokul olmak üzere farklı sınıf seviyelerinde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde görev aldı. Aynı zamanda 10 yıldır Bilfen İlköğretim Kurumları Rehberlik Bölüm Başkanlığı görevini sürdürüyor.