Güncelleme Tarihi:
Kaygılarını gidermesi için verilen ilaç nedeniyle vücudundaki şişme, kızarıklık ve morarmalarla yoğun bakımda yatıyor. Ülkemizde her yıl 1 milyonu aşkın öğrenci liselere, 2 milyondan fazla aday da üniversiteye giriş maratonunda çaba harcıyor. Bunlardan büyük kısmı sınav stresi yaşıyor. Gençlerin sınavlarda yaşadığı kaygı onların yaşamlarını alt üst ediyor. Uzmanlar, “Kaygının azı yarar, çoğu zarar” diyerek stres sırasında salgılanan adrenalinin uyarıcı etkisi ve dikkati odaklamada önemli rolü olduğunu belirtiyor. Ancak fiziksel sonuçları da olabilen kaygı, panik duygusuna kadar gidebiliyor.
Sınava bu kadar anlam yüklenir, gençlerin geleceği ona bağlanır, eğitim sistemi sonuca endekslenirse karşılaştığımız bu durumlara pek de şaşırmamak gerekiyor.
Türkiye Psikiyatri Derneği, velileri, şu belirtileri çocuklarında görmeleri halinde destek almaları konusunda uyarıyorlar:
“Huzursuzluk, endişe, tedirginlik, sıkıntı, başarısızlık korkusu, çalışmaya isteksizlik, mide bulantısı, taşikardi, titreme, ağız kuruluğu, iç sıkıntısı, terleme, uyku düzeninde bozukluklar, karın ağrıları vs. bedensel yakınmalar, dikkat ve konsantrasyonda bozulma, kendine güvende azalma, yetersiz ve değersiz görme, dikkat dağınıklığı, iştahsızlık veya aşırı yemek, terleme, ders çalışmayı erteleme...”
Hayatta başarılı ve mutlu olmanın yolu sınavdan geçmiyor. Aman anne-babalar dikkat! Çocuklarınızı desteklemek istiyorsanız onlara güven ve sorumluluk verin, önemseyin, olumlu geri bildirimde bulunun. Akranlarıyla karşılaştırmayın, çocuklarınızı koşulsuz sevin ve onlara gerçekçi hedefler koyarak, cesaretlendirin.
‘SINAVDA OKUL PUANI ETKİSİ AZALTILSIN’
Milli Eğitim Bakanlığı, yeni liseye giriş sistemi kapsamında okul başarı puanını hesaplamaya katmama kararı alınca, gözler üniversite sınavlarına çevrildi. Üniversite adayları da yerleştirmelerde Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) etkisinin azaltılmasını istiyor.
Okul notlarının her zaman etkisi vardı da, neden şimdi bu kadar tepki gösteriliyor? Nedeni basit. Bu yıl özellikle ikinci aşamada yani Alan Yeterlilik Testi’nde (AYT) az soru olacak. Sorular az olunca da belli puanlarda yığılma artacak. Bunu çözecek tek şey, okul puanı. Okul puanı devreye girdiğinde ‘şişirilmiş not’ alanlar yaşayacak. Çünkü şu anda OBP’nin yerleştirme puanına etkisi yüzde 10-12 civarında. Bu da ek 60 puan demek. Üst sırada olan adaylar için sorun yok. Ama ortalama puan alanlar zor durumda kalacak. Yani okul ortalaması 70’lerde olan ve sınavda başarılı bir aday 5 bininci iken 13 bininci olabilir. Okul notu iyi olup, sınavda başarılı olmayan bir adaya da ekstra 60 puan gelebilir.
Şöyle bir etrafınıza bakın; artık devlet liselerinin birçoğunda bile takdir, teşekkür belgelerinden geçilmiyor. Ama not konusunda cimri olan ya da diğer deyimle hakkaniyetle not veren okulların öğrencileri bu durumda mağduriyet yaşayabilir.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri bile ‘hormonlu notların’ varlığını kabul etmişken bu objektif olmayan notları üniversiteye girişte niye kullanıyoruz? Tabii ki tamamen kaldırılmasın. Ama etkisi hiç değilse yüzde 5’e insin.
Adaylar da “Okullarda yapılan sınavların zorluk derecesi birbirine denk değil, adaletsizlik yaratıyor” diyerek sosyal medyada bir süredir kampanya başlatarak seslerini duyurmaya çalışıyor. Ancak YÖK’ten de ÖSYM’den ses çıkmadı. Sistemde köklü değişiklikler yapılırken bu mağduriyetin de tamamen kaldırılamıyorsa bile azaltılması gerekmez mi?