Güncelleme Tarihi:
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim-Sen) ‘Çocuklarımızın geleceklerinden ellerinizi çekin’ başlığıyla yayınladığı basın açıklamasında, ‘sınav kalktı’ demenin doğru olmadığının altını çizilirken; bunun kurs, etüt ve özel derse yönelimi zorunlu hale getireceği belirtildi. Öğrencilerin imam hatiplere yönlendirilmek istenildiğine dikkat çekildi. Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) ise, TEOG’un yerine gelen sistemin eşitsizliği daha da artıracağını savundu. Merkezi sınavda 60 sorunun yeterli olmadığının altı çizilirken, eğitim bölgelerinin belirlenmesinde hangi kriterlerin dikkate alınacağı soruldu. 800 bin öğrencinin imam hatip veya meslek liselerine yönlendirileceği de öne çıkan yorumlar arasında yer aldı. İşte sendikaların yeni sistemle ilgili eleştirileri:
İMAM HATİBE YÖNLENDİRME
Eğitim-Sen: Açıklananın aksine temel eğitimden ortaöğretime geçişte sınav kalkmadı. Öğrencilerin önemli bir bölümü hazirandaki sınava katılacak. Doğal olarak Bakan İsmet Yılmaz’ın TEOG’un kaldırılmasına gerekçe olarak sunduğu ‘okul dışı kaynaklara yönelme’nin belirgin bir şekilde artması kaçınılmaz. Çünkü sınavla öğrenci alan okul sayısının azalması bu okullara girmek için daha yüksek puan almayı zorunlu hale getireceği için kurs, etüt ve özel derse yönelim daha da fazla olacak adrese dayalı sistem, sorunları çözmeyecek artıracak.
Pek çok bölgede seçilebilecek 5 okulun bile bulunmaması zorunlu olarak öğrencilerin istemeseler bile bazı okullara gitmelerini zorlamak anlamına gelecek. Bahsi geçen 5 okul büyük şehirlerde büyük olasılıkla 1 İmam Hatip Lisesi, 2 Meslek Lisesi, 2 Anadolu Lisesi şeklinde olacak. Okul başarı puanı düşük olanlar meslek lisesine, daha da düşük olanlar imam hatip liselerine (İHL) yerleştirilecek. Böylece temel eğitimden ortaöğretime geçişte öğrencilerin en az yüzde 25’inin İHL’ye yerleşmesi garanti altına alınacak. TEOG sürecinde imam hatibe ye yerleşme oranının yüzde 11-12 civarında olduğu dikkate alındığında, benimsenen modelin kontenjanlarının ancak yüzde 65’ini doldurabilen İHL’lere yönlendirmeyi temel aldığı açık. Bu durum öğrenci, tercih, ilgi ve yeteneklerine göre eğitim alma hakkını ortadan kaldırıyor.
‘NİTELİKSİZ OKUL’ TANIMLAMASI SKANDAL
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yeni sistemi açıklarken ‘nitelikli okul’, ‘niteliksiz okul’ ayrımı yapması büyük bir skandal ve kabul edilmesi mümkün değil. İlk kez bir Milli Eğitim Bakanı, bütün okulların niteliğinden sorumlu olduğunu bile bile devlet okullarına yönelik olarak böylesine tepki çeken bir açıklama yaptı. Bakan Yılmaz’ın bu söyleminin, ‘nitelikli okul’ listesine dahil olmayan okulların öğrencileri ve öğretmenlerinin üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin ne kadar yoğun olacağı açık. Sınavla öğrenci alacak olan okulların toplam 120 bin öğrenci alması planlanıyor. Hangi ‘nitelikli okulların’ sınavla öğrenci alacağı ise mayısta açıklanacak. Bu durum, o zamana kadar kadar pek çok okulun Bakanlık koridorlarında bu listeye dahil olma çabası içine gireceğini gösteriyor.
Eğitim-İş: 90 dakikada, 60 sorulu bir sınav yapılacak. Bu sınavda çocuklara 8’inci sınıf temel dersleri ağırlıklı olmak üzere 6’ncı ve 7’nci sınıf temel derslerinden, bütün müfredattan sorular sorulacak. 3 yıllık eğitimin 60 soruda ölçülmesi bilimsel olarak yanlış ve ölçme değerlendirme ilkelerine aykırı. Ders başına neredeyse 2 soru düşüyor. Üstelik bu 60 sorunun hangi kıstaslara göre hangi ders ve konulardan seçileceği belli değil.
600 OKUL NEYE GÖRE BELİRLENECEK?
İsmet Yılmaz’ın sınavla öğrenci alacak liseler için ‘nitelikli’ tanımını kullanması, bu okulların dışında kalan okulların yüze 90’ının ‘niteliksiz’ olduğunu ve çocuklarımızın bu niteliksizliğe mecbur bırakılacağı sonucunu doğuruyor. Nitelikli 600 okul hangi kritere göre belirlenecek?
EĞİTİM BÖLGELERİNİN KRİTELERLERİ BELİRSİZ
Bakan Yılmaz, ‘eğitim bölgeleri’ oluşturacaklarını, çocukların okullarına dair 5 tercihi bu bölgelere göre seçeceğini açıkladı. Bu bölgeler hangi kriterlere göre ve ne zaman oluşturulacak? Kendi bölgesinde çocuğuna kontenjan da bahane edilerek sadece imam hatip lisesi gösterilen bir veli, bu ‘eğitim bölgesi’ni kime şikâyet edecek?
600 OKUL İÇİN YARIŞ STRESİ ARTIRIR
Sadece 600 okulun sınavla öğrenci alacak olması, başarılı çocukların arasındaki yarışı kızıştıracak ve pedagojiye aykırı olarak onların üstündeki yükü, stresi artıracak.
GÖÇE NEDEN OLUR
Bu sistem, Kavimler Göçü gibi ‘öğrenci göçü’ne yol açacak, velileri ve öğrencileri ekonomik durumlarına göre ayrıştıracak.
800 BİN İMAM HATİP VE MESLEK LİSELERİNE
Bakan Yılmaz, “Okul türlerine göre hiçbir öğrencimizi, istemediği bir başka okul türüne yerleştirmeyeceğiz” dedi. Ancak fen liselerinin 33 bin, sosyal bilimlerin 10 bin, Anadolu liselerinin 340 bin olmak üzere toplam kontenjan sayısı 380 bin. Bu okulların tümü adrese dayalı öğrenci alsa dahi 1.2 milyon öğrencinin yaklaşık 800 bini imam hatip ve meslek liselerine yönlendirilecek.
EKONOMİK DURUM BELİRLEYİCİ OLACAK
Ekonomik durumu iyi olanlar, çocuklarını özel okula göndererek bu sistemden kurtulabilecek. Özel okul oranının hızla artacağı da açık. Ekonomik durumu orta olanlar, çocuklarının eğitimi için ‘iyi’ okulların olduğu semtlere taşınacak, bütün hayatını değiştirecek. Durumu kötü olan yurttaşlar ise ‘eğitim bölgesi’ dayatmasına maruz kalacak, bu sistem eliyle gelecek imam hatip dayatması başta olmak üzere birçok uygulamaya boyun eğecek.