Sınav çocuk için ne anlama geliyor?

Güncelleme Tarihi:

Sınav çocuk için ne anlama geliyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2022 10:55

Sınav kelimesinin iki anlamı var: Birincisi; öğrencilerin, bir işe girmek isteyenlerin vb. bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama. İkincisi ise, direnme, dayanma, bir güç gerektiren, sonuçta bir deneyim kazandıran zor durum.

Haberin Devamı

Çocuklar ve aileler, sınav deneyimini daha çok ikincisi gibi yaşıyorlar. Pek çok çocuk, sınavı bilgilerinin ölçüldüğü bir deneyim olarak değil, çok zorlayıcı bir süreç olarak tanımlıyor. Bunun nedenlerinden birisi, sınav dönemlerinde heyecan, kaygı, rekabet, merak gibi duyguları yoğun yaşamaları, diğeri ise sınava büyük anlamlar yüklemeleri. Dolayısıyla sınavlar, sadece akademik olarak değil duygusal olarak da başarılı olunması gereken sınavlar haline geliyor.

Aynı durum, ebeveynler için de benzer biçimde ilerliyor. Çocuğun sınava girecek olması, aileleri de bir sınav iklimine sokuyor. Ebeveynlerin yaşamlarında zorlayıcı durumları nasıl ele aldıkları, gerilime tolerans düzeyleri, üzüntü, öfke gibi zorlayıcı duygularla nasıl baş ettikleri, zorluklar karşısında nasıl tepki verdikleri, esneklik kapasiteleri, problem çözme becerilerinin nasıl olduğu, ‘kendi’ sınavlarında başarılı olup olmayacaklarını belirliyor. Sonuç olarak sınavlar sadece çocukların akademik başarılarının test edildiği birkaç saatlik bir deneyimden çok daha fazlası olarak yaşanıyor.

Haberin Devamı

NEDEN HER ÇOCUK SINAV SÜRECİNİ FARKLI DENEYİMLİYOR?
Bu farklılığı yaratan birkaç psikolojik boyut var:
- Çocuğun ve ebeveynlerinin sosyal duygusal beceri düzeyleri, çocuk ve ebeveynleri arasındaki ilişkinin yapısı.
- Çocukların sınav hazırlanma sürecini etkileyen sosyal duygusal becerileri:
Hedef belirleyebilme, hedeflerine götürecek planlar yapabilme, olası engellerin üstesinden gelebilme, günlük yaşamı organize edebilme, rutin oluşturabilme, zamanını yönetebilme, motivasyon sağlama, odaklanabilme gibi öz düzenleme becerileri ile duygularını fark edebilme, anlamlandırabilme, duygularının sıklığını ve yoğunluğunu anlayabilme, hangi durumlarda nasıl hissettiğini ayırt edebilme, duygularını etkili yollarla ifade edebilme, duygu yoğunluğunu azaltabilme, kendini sakinleştirebilme gibi duygu düzenleme becerileri çocuğun bu süreci nasıl geçireceğini belirler.

SINAV ÇOCUKLARI DUYGUSAL OLARAK BÜYÜTÜR
Genelde aileler, yukarıda belirtilen becerilerin kendiliğinden var olması gerektiğini düşünür; kendini sakinleştiremeyen, hedef belirlemeyen, plan yapamayan vb. çocuğu eleştirir. Bakış açımızı değiştirmemiz gerekir. Yapamayan çocuk; öğrenmemiş, kendisine öğretilmemiş, rehber olunmamış çocuktur. ‘Tembel’, ‘sorumsuz’, ‘dikkatsiz’ diye eleştirilen çocuk, öz düzenleme becerileri zayıf olan, bu açıdan desteklenmesi gereken çocuktur.
Duygusal, çok hassas ya da öfkeli, gergin olarak görünen çocuk da duygu düzenleme becerileri zayıf olan çocuktur. Becerileri zayıf olan çocuk zorlanır. Zorlanan çocuğu yapamadıkları şeyler konusunda uyarmak, eleştirmek, söylenmek, kıyaslamak durumu değiştirmez. Zorlandığını görüp, tıpkı matematik dersinde zorlandığında ek çalışmalarla desteklediğimiz gibi, yardım almak, bu açılardan onu güçlendirmek gerekir.
Sınav dönemi, çocuğun plan yapmayı, duygularını kontrol etmeyi, engellerin üstesinden gelmeyi, kendini sakinleştirmeyi vb. öğrendiği bir dönem olarak geçirilirse, bu dönem zorlayıcı değil, çocuğun duygusal olarak büyüdüğü, olgunlaştığı bir dönem haline gelir.

Haberin Devamı

ÖNEMLİ OLAN ÇOCUKLA İLİŞKİNİZ
Çocukla ebeveynleri arasındaki ilişki sınava hazırlanma sürecinin herkes için nasıl geçeceğini belirler. Aslında sınava hazırlanma sürecinde aile üyelerinin birbiriyle olan ilişkileri de sınanır. Çünkü sınav döneminde gösterilmesi gereken çaba, başarı beklentisi, başarısızlık korkusu gibi durumlar ilişkide gerilim yaratır, ilişkiyi zorlar. Çocuğun bu dönemde anne babasıyla ilişkisinde yakınlığa, sıcaklığa, esnekliğe ihtiyacı vardır. Bu nedenle sınava hazırlanma sürecini çocuğun desteklenmesi gereken bir dönem olarak görmek, çocuğun zorlandığı durumlarda çözüm bulmasına yardım etmek, onunla sürekli iletişim halinde olmak hem ilişkiyi güçlendirir hem de bu sürecin bir “kriz” dönemi olarak yaşanmasını engeller.

Haberin Devamı

NE YAPMALI?
1. Sınava ve sınava hazırlanma sürecine büyük anlamlar yüklemeyin. Çocuğunuzla bu süreç hakkında konuşun. Sınavın onun için ne anlama geldiğini sorun. Sınavı büyütmek veya küçültmek yerine, gerçekçi değerlendirmesine yardımcı olun.
“Sınav, dokuz ay sonra senin şu derslere ilişkin bilgi düzeyini ve düşünme becerilerini ölçen sorular yanıtlayacağın bir deneyim. Senin değerini, nasıl bir evlat olduğunu, bizi gururlandırıp gururlandırmayacağını….. ortaya koymayacak. Bu süreçte ihtiyaç duyduğun desteği vereceğiz. Zorlandığın durumlara beraber çözüm bulacağız. Senin de elinden geleni yapacağını biliyoruz”
2. Çocuğunuzu eleştirerek, kendi öğrencilik deneyimlerinizi anlatarak, başkalarıyla kıyaslayarak ders çalışmaya motive edemezsiniz. Niyetiniz iyi olsa da bu yol ilişkinizi bozar. Çünkü öğrenme eylemi açık, ferah bir zihinle olur. Bunun için de çocuğun duygusal karmaşa, huzursuzluk yaşamaması gerekir. Ebeveyn olarak çocuğunuz için yapabileceğiniz en kıymetli şey, aile içi huzuru korumak ve her şeyden önce ilişkinize özen göstermektir. İlişkiniz kopuksa, önceliğiniz ilişkinizi onarmak ve çocuğunuzla yakınlaşmak olsun.
3. Zorlayıcı dönemlerde kaygı düzeyi yükselir ve bu doğaldır. Kaygısının orta düzeyde kalması için 23.00’den önce yatması, 8-10 saat uyuması, sağlıklı beslenmesi ve spora zaman ayırması için yönlendirin. Kaygısı odaklanmasını, uyumasını zorlaştıracak düzeydeyse okul psikolojik danışmanlarından destek alın.
4. Sınav süreci aile olarak hepinizi zorluyorsa, çocuğunuzun yaptıkları/yapmadıkları sizin için zorlayıcıysa, çocuğunuzun sizden çok daha fazla zorlandığından emin olun. Çünkü hiçbir çocuk kendini zor, eleştirilecek, başarısız olacağı bir duruma sokmak istemez.
5. Yapamıyorsa zorlandığını anlayın. Yapamaması, öğrenmesi gereken beceriler olduğunun göstergesidir. “Motivasyonu yoksa demek ki onu motive edecek hedefler oluşturması gerekiyor. Dikkati çabuk dağılıyorsa, demek ki odaklanma becerilerinin geliştirmesi gerekiyor” diye düşünün. Eleştirmek, yargılamak yerine, onun ne yaşadığını, neyi yapmakta zorlandığını gözleyin, sorun ve geliştirilmesi gereken beceriler için yardım alın.
6. Kendi sınavınızda ne durumdasınız, arada düşünün. Çocuğunuz sizi sakinleştiriyorsa, onu eleştiriyorsanız, onun yaptıklarını değil yapmadıklarını görüyorsanız, “olmalı”, “gerekir” diye başlayan listeleriniz varsa, çocuğunuzun yapamadıklarına çözüm üretmek yerine yapması gerekenleri söylüyorsanız sınavı geçememiş olabilirsiniz.
7. Sınav bittikten sonra çocuğunuzla geriye dönüp baktığınızda çocuğunuzun “stresli bir dönemdi ama ailemin desteği ile rahat geçirdim ve elimden geleni yaptım” diyebileceği bir süreç geçirmeyi hedefleyin.

Haberin Devamı

PROF. DR. ZEYNEP CİHANGİR ÇANKAYA KİMDİR?
Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalında öğretim üyesidir. Akademik çalışmaları mutluluk, umut, minnettarlık gibi yaşamı zenginleştiren pozitif faktörler üzerine yoğunlaşmıştır. Bireylerin mutluluk kaynakları, çocuk ve ergenlerin sosyal duygusal becerileri, ebeveynlik becerileri, çocuk ve ergenlerin pozitif gelişimini destekleyen aile, sınıf, okul sistemleri, konularında araştırma ve çalışmalarına devam etmektedir. Yetişkinlere, çocuk ve ergenlere psikolojik yardım vermektedir. Kişilerarası iletişimde dinleme becerisi kitabının yazarıdır.

BAKMADAN GEÇME!