Güncelleme Tarihi:
SETA'da düzenlenen panelde, Kalkınma Bakanlığı uzmanlarından Serdar Polat, SETA Raporu: "Türkiye'nin 2023 Vizyonu ve Eğitimde Orta Kalite Tuzağı" başlıklı sunum yaptı. PISA 2012 sonuçlarına göre Türkiye'nin PISA 2003'den itibaren matematikte 25, fen bilimlerinde 29, okuma becerilerinde 34 puan arttırmasına rağmen sıralamada bir değişme olmadığına işaret edilen raporda, bu sonuçlarla Türkiye'nin OECD ülkelerinin gerisinde kaldığına işaret edildi.
Kalkınma düzeyi benzer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'nin eğitim başarısı açısından orta sıralarda yer aldığı belirtilen raporda, Türkiye'de öğrenci başarılarının bölgesel olarak farklılaştığı ifade edildi. Raporda, şu değerlendirmeler yapıldı:
"2003-2012 döneminde Doğu Anadolu Bölgesi'nin başarısında, zaman içinde bir artış olmasına rağmen Güneydoğu Anadolu Bölgesinde belirgin bir gelişme olmadı. Bunun temel nedeni, bu bölgede 15 yaş grubu okullaşan öğrenci sayısının 2003 yılından bu yana yüzde 118 oranında artmasıdır.
PISA 2012 sonuçlarına göre fen lisesi öğrencileri ile meslek lisesi öğrencileri arasında 240 puanlık bir fark olduğu görülüyor. Bu fark ise 6 yıllık eğitim süresine denk geliyor. PISA 2012 sonuçları okul türlerine göre puanların aşırı farklılaştığını gösteriyor. Bu da Türkiye eğitim sisteminin aşırı hiyerarşik bir ortaöğretim sistemine sahip olduğu anlamına geliyor."
Performans artışının devamı için Türkiye'yi zorlu bir süreç bekliyor
Raporda, son yıllarda Türkiye'nin eğitim başarısı ve refahında önemli ilerlemeler yaşanmasına rağmen yakın bir gelecekte eğitim başarısının refah ve eğitim harcamalarındaki artışa duyarsızlaşma ihtimalinin yüksek olduğuna vurgu yapıldı. Raporda, şu ifadeler yer aldı:
"Son yıllarda gerçekleşen bu performans artışını devam ettirmek için Türkiye'yi daha zorlu bir süreç bekliyor. Türkiye'nin karşılaşması muhtemel bu risk 'Eğitimde Orta Kalite Tuzağı' olarak tanımlanabilir. Refah ve kaynak artışından bağımsız olarak öğretmenlerin, programların içeriği ve süresinin, eğitim ortamlarının verimliliğinin ve niteliğinin yetersiz kalması durumunda önümüzdeki yıllarda, son on yılda gerçekleşen yükselen eğitim başarısını yakalamak zor görünüyor ve orta kalite tuzağına düşme ihtimali yüksek.
Türkiye'nin 2003-2012 dönemindeki trendi incelendiğinde okuma ve matematik için performans artışı sabit, fen alanında ise azalan oranda. Fen alanındaki gelişme hızının yavaşlaması orta kalite tuzağı riski için öncü gösterge niteliğinde.
Yapılan hesaplamaya göre, Türkiye şimdiye kadarki gelişme ivmesini takip ederse, 2023 yılındaki tahmini matematik skoru 480-494 arasında olacak. Benzer trendin devam etmesi durumunda tahmini olarak Türkiye'nin eğitim performansı OECD ortalaması civarında ve Rusya, ABD, İngiltere, Fransa ve Avustralya ile benzer bir düzeye ulaşılabilir."
"Kaliteyi geliştirmek için takip edilecek politikalar önemli"
Raporun "Öneriler" bölümünde ise, "PISA ve TIMSS gibi çalışmalarda en başarılı ülkeler ile eğitim sisteminde hızlı gelişme gösteren ülke örneklerinin eğitim politikalarını ve reformlarını takip etmek Türkiye'nin 'orta kalite tuzağı'na düşmeden, eğitim sistemindeki kaliteyi geliştirmesi için takip edeceği eğitim politikaları ve reformları için önemli katkılar sağlayacak" ifadesine yer verildi.
Türkiye'nin eğitim performansındaki artış trendini koruması için eğitim politikalarını, odaklanma çerçevesinde dezavantajın başarıya engel oluşturduğu alanlara, evrensel çerçevedeyse öğretmen, program, ölçme ve değerlendirme, yönetişim, materyal, süreç gibi nitelikleri geliştirerek öğrenme çıktılarının ülke genelinde geliştirilmesinin amaçlandığı bir eğitim stratejisi ve felsefesine gereksinimin bulunduğu belirtilen raporda, şu tespitler yapıldı:
"Eğitim sisteminde eşitlik ve kaliteyi geliştirmek için kaynakların öncelikli olarak dezavantajlı bölgelerdeki okullara yönlendirilmesi gerekiyor. Buna ilaveten, sosyal yardımların, eğitim başarı üzerindeki etkisi dikkate alınarak, sosyal yardım ve eğitim destekleri etkin bir şekilde uygulanmaya devam etmeli. Asgari standartları elde edemeyen öğrencilere yönelik, etkin bir telafi eğitimi sunulmalıdır. Bu telafi eğitiminde, öğrencilerin asgari standartlara erişmesi sağlanmalı. Türkiye ortaöğretim sistemi aşırı hiyerarşik olduğundan, daha eşitlikçi bir eğitim sistemi tesis etmek için, sınavla öğrenci alan okul sayısı ve öğrenci oranları sınırlanmalıdır. Sosyo-ekonomik yapıdan kaynaklı dezavantajları ortadan kaldırmada en önemli faktör öğretmen olduğundan, dezavantajlı bölgelere daha tecrübeli öğretmenlerin istihdam edilmesi gerekiyor. Bu öğretmenlerin, dezavan¬tajlı bölgelerde çalışmalarını sağlayacak teşvik mekanizmaları kurulmalı."