Güncelleme Tarihi:
Anadolu Eğitim Sendikası MYK ve temsilcilikleri yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin dershane düzenlemesi ile başladığı süreçte sistemi geliştirmek yerine kavga dilinin kullanıldığı ifade edildi. “Bizler dershanelerin ihtiyaç olmadığı bir eğitim sistemini istemekteyiz. Sistemi dershanelere ihtiyacın azalacağı, kendiliklerinden kapanacağı bir yola oturtmak mümkün. Bir zümrenin zincir dershaneleriyle hesaplaşmak adına tüm eğitim camiasına bedel ödetmeye kimsenin hakkı yok” denilen açıklamada, tasarının yasalaşması halinde, Müsteşar hariç il milli eğitim müdürleri dahil en üst yöneticiden başlayıp okul müdür yardımcısına, öğretmene hatta yurtiçi ve dışı görevlere, komisyonlara kadar yapılacak tüm atamalarda iktidara yakınlık gözetileceği belirtildi.
Açıklamada, “Bu taslak bizi kazanılmış haklarda en az 15 yıl geriye götürmekte iken her eğitim çalışanını sözleşmeli kılacak yolun da başlangıcıdır. Milli Eğitim teşkilatını iktidarlar değiştikçe siyasete göre yeniden dizayn edecek bu tasarı kabul edilemez. Eğitim sistemini siyasi çıkarlardan bağımsız ve sürdürülebilir bir netliğe kavuşturma hayalimiz, bakanlığın partilerin eğitim koluna dönüşmesiyle son bulmamal.” ifadeleri kullanıldı.
Tasarının yasalaşması halinde halen görevde olan milli eğitim müdürlerinin öğretmenliğe dönebileceği ve milli eğitim müdürlerinin devletin değil hükümetin memuru olma baskısıyla karşılaşacağı ileri sürüldü. Okullara müdür ve müdür yardımcısı atamasında valilerin kararının olacağına dikkat çekilerek, 4 yıl ve üzeri sürelerle okul müdür ve yardımcısı olanların görevleri, ‘hiçbir işleme gerek kalmaksızın’ sona erebileceği belirtildi. Yöneticilerin performansa göre rotasyonundan vazgeçilerek, yeni düzenlemede sadece hizmet süresine ve isteğe bağlı olarak yer değiştirme yapılacağı aktarıldı.
Yeni taslağa göre, dershanelerde en az 6 yıl çalışmış olan öğretmenlerin, kamuda öğretmen olma şartlarını taşıyorlarsa KPSS’ye girmeden bakanlık tarafından sözlü sınava alınacağının ifade edildiği açıklamada, “Bu tasarıyla atanmayı bekleyen 350 bin öğretmen varken sınavsız şartsız 40 bin öğretmeni sırf kendi yandaşı ve adamı diye kadroya almak alın teri döken bu 350 bin insanın emeğini çalmak demektir. Allah kul hakkını asla affetmeyeceğini söylüyor. Bu tasarıyı hazırlayan ve tasarıyı kabul edeceklerin üzerinde atanmayı bekleyen bu insanların vebalini taşıyacaklarını unutmamalılar” ifadeleri kullanıldı.
Sendika olarak eğitim sisteminde yapılacak olan düzenlemelere karşı eylem planı oluşturduklarını ifade eden sendika üyeleri açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bu kapsamda iş bırakma eylemi dahil olmak üzere etkili ve ortak bir karşı duruş için tüm eğitim sendikalarına çağrıda bulunuyoruz. Yasalaştığında protesto etmek için değil, yasalaşmasına engel olmak için tepki gösterelim. Şimdi susan meslek örgütünün sonra konuşmaya hakkı olmaz. Gelin, temsilcisi olduğumuz eğitimcilerin güvenine layık olduğumuzu, egolarımızla, rekabet duygumuzla değil, temsil sorumluluğumuzla hareket ettiğimizi ispatlayalım.”