Güncelleme Tarihi:
Sekülerizm, laiklik ve ateizm gibi kavramlarla aynı anlama gelmez. Laiklik, kısaca din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması anlamına gelir. Sekülerizme göre din, hem devlet idaresinin hem de toplum yaşamının dışında tutulması gereken bir olgudur. Ateistler hem Tanrının hem de dinlerin varlığını reddeder. Seküler görüşte ise dinin reddi ya da inkarı söz konusu değildir.
Sekülerizm Nedir?
Sekülerizm kelimesi ''Dünyacılık'' ve ''Dünyevileşme'' anlamına gelir. Bu kavrama göre, hukuki kurallar ve toplum yaşamanın standartları dini doktrinlere göre oluşturulmamalıdır. Dini mistik ve bireysel bir deneyim olarak tanımlayan sekülerizmde, ''din'' ve ''dünya'' kavramı birbirinden keskin çizgilerle ayrılır.
Ampirik bilim sekülerizmin temel kavramları arasında yer alır. Ancak deney ya da deneyim yoluyla elde edilen bilgilerin geçerliliği mevcuttur. Ampirik bilimin yansımaları sadece bilim-teknik alanında değil toplumsal yaşamda ve hukukta da görülmüştür. Örneğin ''suçu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur'' söylemi hem ampirik bilimin hem de sekülerizmin bir uzantısıdır. Bilimde olduğu gibi hukuki süreçlerde de kanıta ihtiyaç duyulur.
Bu kavramda duyusal gerçeklikler ön plandadır. Sezgi, inanç ve vicdan gibi soyut kavramlar ise özneldir. Başarılı bir yönetim ve huzurlu bir toplum yapısı için öznel değil nesnel olgularla hareket edilmelidir. Bu nedenle inançlar, ibadet şekilleri ve diğer tüm dini kavramlar siyasetin, hukukun ve sosyolojinin içerisinde yer almamalıdır.
Sekülerist Ne Demek?
Devlet ve din kurumlarının ayrı işlevlere sahip olduğunu savunan kişilere sekülerist denir. Sekülerist bireyler adil bir yönetim için devletin laik bir yapıda olması gerektiğini savunur.
Sekülerizm Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Sekülerizm, 18. yüzyılda ortaya çıkan ve ''Aydınlanma Çağı'' olarak tanımlanan kültürel hareket ile birlikte ortaya çıkmıştır. Bireyciliğin öne çıktığı bu dönemde, düşünce özgürlüğünün yanı sıra inanç ve ibadet özgürlüğü de bireysel haklar arasında yer almıştır. Bu kavramın geniş kitlelere ulaşmasında Fransız İhtilalinin ve İmparatorlukların yıkılmasının da payı da büyüktür. Cumhuriyet ve demokrasi ile birlikte bireyler ''tebaa'' olmaktan çıkıp ''yurttaş'' olarak tanımlanmıştır.
Bazı kaynaklara göre ise sekülerizm kavramı, hümanizm akımı ile birlikte doğmuş kavramlardan biridir. İnsanı merkeze alan hümanizmde, bireylerin dil, din, ırk ve cinsiyetine bakılmaksızın eşit haklara sahip olması görüşü savunulur. Pozitivizm ve determinizm gibi felsefesi akımlar da sekülerizmin geniş kitlelere ulaşmasında etkili olmuştur. Pozitivizmin kurucusu August Comte, kaleme aldığı birçok kitapta istikrarlı bir devlet yönetimi için laikliğin ve seküler yapılanmanın şart olduğunu ifade etmiştir. Sekülerizmin gerekliliğini savunan diğer düşünürler arasında Bertrand Rusell ve Alain De Botton yer alır.
Sekülerizm ve Tarihi Hakkında Bilgi
Sekülerizm farklı birçok alanı kapsayan geniş bir kavramdır. Bu kavramlardan ilki, ''seküler hukuk'' olarak tanımlanan yargılama yöntemidir. Kişiler mensup oldukları dine bakılmaksızın yargı önünde eşit olmalıdır. Demokrasinin temel hakları arasında yer alan ''ibadet ve inanç özgürlüğü'' modern hukukun temel ilkesidir.
Yoğun olarak Hristiyanların yaşadığı Avrupa ülkeleri daha seküler bir toplum ve devlet yapısına sahiptir. Bununla birlikte başta Türkiye olmak üzere birçok Asya ülkesinde de sekülerizmin temel ilkeleri benimsenmiştir.
Ülkemizde 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyet ilan edildi ve demokratikleşme süreci başladı. Yargı, yürütme ve yasama organları birbirinden ayrılıp yargıda hukukun üstünlüğü ilkesi benimsendi. Buna göre, dini inancı ne olursa olsun herkese avukat tutma ve kendini savunma hakkı verildi.