Sandalyenin çivisi çıksa sosyal medyada yazıyorlar

Bu durum birçok sorun için çözüm olsa da üniversite idareleri için bazen yorucu olabiliyor. “Sandalyenin çivisi çıksa sosyal medyadan yazıyorlar” diyen üniversite idarecisi, öğrencilerin çözüme kavuşturulması kolay olan taleplerini yüz yüze ya da geleneksel yollarla iletmesini istiyor.

HER ŞEY TEMBELLİKTEN
Konuştuğumuz üniversite yöneticisi öğrencilerin problem çözmeyi bilmediğinden yakınıyor ve şunları söylüyor: “İstanbul dışında bir yüksek lisans öğrencisi, öğrenci belgesini internetten alabileceğini bilmiyor. Bunun için bir okulumuzda görevli birini arayıp benden özel ricada bulunuyor. Oysa o belgeyi internetten almak bana ulaşmaktan daha kolay. Ancak artık çoğunlukla araştırma yapılmıyor. Ailelerden gördükleri kolaylıklar ve dijital nesilin getirdiği tembellik buna sebep oluyor. Okuma odasındaki bir sandalyenin çivisinin çıktığını sosyal medyadan dile getirmek yerine, odanın sorumlusuna iletmiş olsalardı çok daha kolay çözülürdü. Şimdi onların bu davranışlarını pekiştirmemek için sandalyeyi tamir ettirdim ancak değiştirmeyeceğim. Sosyal medya çok güçlü bir organ, biz de gücünün farkındayız ve mümkün olduğunca o mecrada öğrencilerle iletişimde kalmaya çalışıyoruz, çözüm bulmaya çalışıyoruz. Ancak problem çözmek için her şeyi anında oradan yazmayı sağlıklı bulmuyorum.”

YANLIŞ BİLGİLER YAYILIYOR
Diğer yandan YÖK tarafından belirlenen COVID-19 önlemleri kapsamında İnönü Üniversitesi İlahiyat fakültesinde online eğitime geçildi. Ancak sosyal medya da bu bilgi “Fakülte, bir öğrencinin coronavirüs sebebiyle hayatını kaybetmesi nedeniyle online eğitime geçiyor” şeklinde yer buldu. Üniversitesi yetkilileri için bu bilginin doğru olmadığını söyledi.

ÖĞRENCİLERİN ZAFERLERİ
Üniversite yönetimleri küçük sorunların sosyal medyada büyütülmesinden ve yanlış bilgilerin yayılmasından rahatsız olsa da diğer yandan öğrenciler sosyal medya üzerinden birçok sorunu çözüme kavuşturdu. Geçtiğimiz hafta Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrencilerin küçük bir amfide derse girmesi ve öğrencilerin koridorlara taşması üzerine Twitter’da paylaşılan fotoğraflar okul yönetiminin öğrencilere büyük amfi sağlamasıyla sonuçlandı. İstanbul Üniversitesi’nde ise yemek hakkının sınırlandırılmasına karşı çıkan öğrenciler sosyal medya üzerinden örgütlendiler. “İÜyemekhakkı” hesabı üzerinden “İstanbul Üniversitesi yemekhanesinde yemek hakkımızın sınırlandırılmasını kabul etmedik ve kazandık!” paylaşımı yaptılar. Farklı üniversitelerden barınma sorunu yaşayan ve biraraya gelen Yurtsuzlar hesabı da sosyal medya üzerinde harekete geçerek, sorunlarını bu mecra üzerinden dile getiriyor. Açıköğretim öğrencileri de pedagojik formasyon hakları için sosyal medyadan seslerini duyurarak Milli Eğitim Bakanlığı’na ulaştı

GEREKEN NEYSE ONU YAPIYORUZ

Adem Dönmez- İTÜ İletişim Direktörü Rektör Danışmanı:
İTÜ olarak, sosyal medyanın sorunlu ve karmaşık yönlerinin mümkün olduğunca farkında olarak, ancak zamanımızın dijital enstrümanlarını yerinde kullanarak öğrenci odaklı bir yaklaşımı benimsiyoruz. Öğrencilerimizle iletişimimizi güçlendirmek için yapılan ve sıklıkla güncellenen birçok hizmetimiz bulunuyor. Öğrenci Dekanlığımızın halihazırda yürüttüğü bu hizmetlere öğrencilerimiz 7/24 ulaşabiliyorlar. İTÜ Yardım Bileti ile İTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından içeriği yönetilen sistemle öğrencilerin ve akademisyenlerin kullanıcıların talepleri ilgili birimler tarafından karşılanıyor. Diğer taraftan, öğrencilerimiz için bürokratik olabilecek süreçleri sosyal medyanın verimli özellikleriyle ortadan kaldırmaya gayret ediyoruz: Sosyal medya doğası gereği anında cevap vermeyi gerektiren, etkileşimi ve hızlı olmayı odağa alan bir yapıya sahip. Biz de bütün bunları çağın gereksinimi olarak görüyoruz. Sosyal medyayı günün şartlarına uygun ve değişen eğilimlere son derece hızlı biçimde adapte olarak en verimli şekilde kullanmaya devam ediyoruz. Bu çabalarımızın bir sonucu olarak hem sosyal medya hesaplarımızın takipçi sayılarında büyük bir artış görüyoruz hem de takipçimiz olan öğrenci ve mensuplarımızla daha sıkı temas kurabiliyoruz. Sözün özü, sosyal medya hayatımızın merkezine öyle ya da böyle yerleşti. Sosyal medyadan kaçmak, önlemler alarak yaklaşmak imkânsız. Doğru kullanmak, bilinçli olmak ve sanal dünyanın kuralları içinde hareket etmek önemli.

ÇÖZÜMÜ DOĞRU YERDE ARAMIYOR OLABİLİRLER
Doç. Dr. Yelkin Coşkun Diker -Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımıcısı:

Günümüz öğrencileri dijital yerli dediğimiz bilgi teknolojilerini etkili kullanan, sorun çözme becerileri bu doğrultuda şekillenmiş bir kuşağa mensuplar. İlkokuldan üniversiteye aldıkları eğitim de bu şekilde olmaları için onları teşvik ediyoruz. Bu nedenle sorunlarına çözüm aramaları biz eğitimcileri memnun eder. Öğrenci çözümü doğru yerde aramıyor olabilir. Öğrencilere eğitim ortamında rehberlik etmenin önemi bu aşamada devreye giriyor. İyi bir üniversite akademik gelişimin yanı sıra psikososyal gelişimi de önemser ve destekler. Öğrenci dekanlığı gibi birimlerin temel fonksiyonu da öğrenciye kültürel, sosyal ve güncel ihtiyaçlarla ilgili etkili yönlendirme yapmak. Örneğin kulüpler, kampüs içi ve dışı bilimsel ve sosyal faaliyetlere katılım gibi öğrencilerin entellektüel kapasitesini geliştirecek olanaklardan etkin şekilde faydalanmalarını kolaylaştırır. Böylece öğrenciler üniversite yaşamı boyunca gerek bireysel gerekse kariyer rehberliği ile desteklenir. Sonuç olarak öğrencinin mesleki ve sosyal yaşama hazırlayan konularda hızlı, güvenilir ve bilimsel destek bulması kolaylaştırır. Biz eğitimciler öğrencilerin sorun çözme çabasını destekleyen bir eğitim felsefesine sahip olmalıyız. Bu çabaya rehberlik edebilecek, onu doğru yönlendirecek, öğrencinin kendisini yalnız ve çaresiz hissetmesini engelleyecek okul içi destekleyici sistemlerin varlığı bu nedenle çok kıymetli.