Güncelleme Tarihi:
Açılış konuşmasını yapan TEGV Başkanı Oktay Özinci, “Her şerde bir hayır vardır derler. Ülkemize ve dünyaya insani ve sosyal yönden ve de ekonomik olarak büyük zarar veren salgının belki de tek faydası toplumun teknolojiyle karşı karşıya kalmasını ve hızla çözümler aramasını sağlaması oldu” diyerek şöyle konuştu:
HEPİMİZ AYNI ANDA ÖĞRENİYORUZ
“Ezberlerimiz bozuldu. Artık oyunu bildiğimiz gibi oynamıyoruz. Geçen yıldan beri öğrenenler sadece öğrenciler değil. Öğretmenler, ebeveynler hatta benim gibi aile büyükleri hepimiz aynı anda öğreniyoruz. Yeni normale ne kadar çabuk odaklanırsak o kadar başarılı olacağız.”
GELİŞMİŞ ÜLKELER SINIFINA GEÇMEK ZORUNDAYIZ
Artık ülkemiz gelişmekte olan ülkeler sınıfından gelişmiş ülkeler sınıfına geçmek zorundadır. Hem insani değerler hem toplumsal yaşam hem de teknolojiye hakimiyet bakımından… Aksi takdirde yerimizde sayar hatta gerileriz. Çünkü 21. yüzyılda zaman altın değerine ve ülkeler arasında acımasız bir rekabet ve yeni düzende kendine yer bulma çabaları var. Bu durumda başarının olmazsa olmaz şartı da çocuklarımıza nitelikli eğitim ve onları 21. yüzyılın beceriyle donatmaktır.
EĞİTİM YÜKÜ TAMAMEN DEVLETE BIRAKILMAMALI
Eğitim zahmetli, masraflı ve uzun vadeli bir süreçtir. Bu yükün tamamı devlete bırakılmamalıdır. Bir nevi toplumsal bir seferberlik anlayışı ile sivil toplum ve sosyal sorumluluk sahibi iş dünyası tarafından da sahiplenilmesi gerektiğine inanıyorum.
EN ÖNEMLİ AŞAMA DİJİTAL DÖNÜŞÜM
TEGV Genel Müdürü Sait Tosyalı ise pandemi döneminde yapılan çalışmalara değindi. Konuşmasına vakfın bugünlere gelmesine çok önemli katkıları olan iki değerli insan olan Nirun Şahingiray ve Suna Kıraç’a teşekkür ederek başlayan Tosyalı sözlerini şöyle sürdürdü: “Formumuza adını veren değerli bağışçımız Nirun Bey vakfımızın bugünlere gelmesini ve geleceğe güvenle bakmamızı sağladı. Kurucumuz Suna Hanım ise aile dostları Nirun Bey’in yolunun TEGV ile kesişmesine ön ayak oldu. İkisinin de anıları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum. Pandemi nedeniyle günlük alışkanlıklarımızın ve iş yapış tarzımızın yanı sıra eğitim sistemlerinde de köklü değişiklikler oldu bu dönemde. Pek çok ülkede okulların aylarca kapalı kaldığını gördük. Öğrencilerin eğitimlerinden ayrı kaldığını biliyoruz. Eğitim sistemlerinin dayanıklılığı, öğrenme kayıplarının nasıl telafi edileceği tartışılıyor. Biz de TEGV olarak bu süreci bir değişim ve dönüşüm dönemi olarak gördüm sürekli daha iyisini nasıl yapabileceğimize odaklandık. Çocuklarımız ve gönüllülerimizle olan iletişimimizi sürdürme gayretinde olduk. Bu dönemde kat ettiğimiz en önemli aşamayı da dijital dönüşüm olarak görüyoruz.”
EYLÜL’DE YÜZ YÜZE EĞİTİME BAŞLAMAYI PLANLIYORUZ
Geçtiğimiz yıl bu aylarda aldığımız bir Google fonu ve beraberinde gelen hızlandırıcı bir eğitim programı ile o güne kadar olan yüz yüze eğitim içeriklerini dijital platforma taşıdık. O günden bu yana da Türkiye’nin dört köşesinde salgın nedeniyle örgün eğitimleri kesintiye uğrayan on bine yakın çocuğumuzla dijital ortamda buluşmaya devam ediyoruz. Bundan sonraki döemde de aşılanma sürecinin hızlanması ve pandeminin kontrol altına alınacağı ümidiyle eylül ayından itibaren etkinlik noktalarımızı açarak ana önceliğimiz olan yüz yüze eğitime başlamayı planlıyoruz. Etkinlik noktalarımızdaki yüz yüze faaliyetlerimiz dijital ortamla birlikte karma şekilde sürecek. Yerleşik olarak bulunamadığımız bölgelerdeki çocuklarımız etkinliklerimize uzaktan erişebilecekler.
4 BİNDEN FAZLA TABLET BAĞIŞI
Uzaktan eğitim başladığından bu yana çok önemli bir ihtiyaç sürekli gündemde oldu olmaya da devam ediyor. Geçen yıl TEGV velileri bünyesinde bir saha çalışması yaptık. O araştırmada da teyit edildiği gibi hanelerdeki bilgisayar ve tablet eksikliği ile internete erişim özellikle Türkiye’nin dezavantajlı bölgelerinde ve ihtiyaç sahibi ailelerde uzaktan eğitimin önünde yaygın ve ciddi bir engel olduğu bir kez daha kanıtlandı. Bir tablet bağış kampanyası başlattık. Çocuklarımızın dijital dünyanın eğitim olanaklarına erişecekleri ortamı temsilen de kampanyamıza yeni dünya adını verdik. O günden bu yana çok sayıda bireysel ve kurumsal katkılar geldi. Eğitim dostlarımız desteklediler. Bugüne kadar gelen bağışlarla dört bin tableti aşan bağışa ulaştı kampanyamız. Zonguldak’tan Cizre’ye, İzmir’den Giresun’a, Ankara’dan Şanlıurfa’ya ulaşan bir yelpazede yarısı köy ilkokulu olmak üzere 80’den fazla ilkokulda iki binden fazla çocuğumuzu tabletlerle buluşturduk.
ÖĞRENCİLER KADAR ÖĞRETMENLERİN GELİŞİMİ DE ÖNEMLİ
Bu süreçte biz çok önemli iki şeyi gördük. Bir tanesi dijital dünyadaki hızlı değişimin eğitimin yönünü nasıl değiştirebileceğini çarpıcı bir şekilde anladık. Diğeri de yeni beceriler ve öğrenme ve geliştirmenin önemini anladık. Tabi ki salgın sona erdiğinde kendini geliştirme becerisi gösterenlerin diğerlerinden önde olacaklarını söyleyebiliriz. Bu nedenler öğrenciler kadar öğretmenlerin de hem kişisel hem de mesleki gelişimlerine yatırım yapmalarının hayati önem taşıdığına inanıyoruz.