Güncelleme Tarihi:
Daha öğrencilik yıllarında Türkiye’nin ilk yüksek inşaat mühendisi olan babası Hasan Ataman’ın işteki sağ kolu olan Sahrap Soysal, küçük yaşlarda alıştığı büro hayatının hep içinde oldu. Sonraki yıllarda Sümertaş Holding’te Genel Koordinatörlük yapan Soysal, gelişmekte olan bölgelerdeki fabrikaları inceledi.
1984’te estetik plastik cerrah Dr. Nuri Soysal ile evlendi. 1991’de büyük oğlu Mehmet’i dünyaya getirdikten sonra da işine devam etti. Bu arada ülkemizin ilk yüksek maden mühendislerinden Ferit Kromer ile birlikte Sahfer şirketini kurdu. Liberya’dan demir cevheri getirip, Ereğli Demir Çelik’e sattı. 5 yıl bu işi yaptı.
KARİYERİ İSTANBUL’A GELİNCE DEĞİŞTİ
1991’de eşinini işi nedeniyle İstanbul’a taşındı. Fabrika risk analizleri yapacak mühendis arandığını duyunca başvurdu, Türkiye’nin ilk mühendislik sigortaları müdürü oldu. 1998’de ikizleri Hasan ve Ömer dünyaya geldi. 1.5 yıl çalışmadı. Hayatı boyunca hep yemekleri beğenilen, herkese sofrası açık olan biri olurken, çevresindeki ünü tesadüfen karşısına çıkan bir fırsatla Türkiye’ye yayıldı. Bir televizyon kanalında yemek programı sponsoru manken, fotomodel yerine 40’lı yaşlarında tatlı dilli, ev kadını olan birini arayınca televizyoncular onun kapısını çaldı. 2000-2002 arasında Kanal D’de program yaptı. Bu arada ilk kitabını 2004’te tamamladı. Hatta bu kitapla İsveç’te “dünyanın en iyi geleneksel yemek kitabı ödülü”nü aldığında hobi olarak yaptığı işten daha da büyük zevk aldı. 15 kitap yazıp, 2005’ten bu yana bu alanda köşe yazınca artık bu yeni kariyer planında yıldızı gittikçe parladı. “Tarifçi değilim. Anadolu mutfak ve kültür uzmanıyım. Anadolu’da kaybolmuş gitmiş, unutulmuş yemekleri ortaya çıkarırım. Arşivler, düzenlerim. Manileri, varsa hikâyeleri, atasözü ve deyimleri toplarım” diyen Sahrap Soysal eğitim aldığı alanda değil, 16 yıldır hobisi olan bir alanda keyifle çalışıyor.
SOYSAL’DAN KARİYER ÖNERİLERİ
“Bu alanda bir ODTÜ bitirmiş kadar daha okudum. Hâlâ okuyup araştırmaya devam ediyorum” diyen Soysal’ın bu alanda kariyer yapmak isteyenlere önerisi şöyle:
- Okumayı, araştırmayı sürdürün. Ben gözlerimi kapayıncaya kadar araştırmaya devam edeceğim. Bir yemek yarışmasında “dalak dolması” karşıma çıktı. Hemen bunu araştırdım. Meğerse Talas bölgesinde bir Ermeni yemeği imiş. Bunu bulunca çok mutlu oldum. Bir altın kolye almaktansa bunu öğrenmeyi tercih ediyorum.
- Üniversitelerin gastronomi bölümlerinde derse gidiyorum. Gençlere diyorum ki, “Anneannelerinizin, nenelerinizin yaptığı unutulan yemeklerin peşine düşün, araştırın.”
- Her şeyin bedeli var. Yaşamın bir bölümünü feda edeceksiniz. Ben gezmedim, tozmadım, arkadaşlarım eğelenirken çalıştım, araştırdım.
- Para odaklı yola çıkmamak gerekiyor. Zaten sevdiğiniz işi yaparsanız başarılı olursunuz, para da arkasından gelir. İşinizi severek yapın.
- Sabırlı olun. Birkaç yılda hedefe ulaşamazsınız.
- Yöresel olunmadan evrensel olunmuyor.
- Önce kendi kültürünüzü araştırın.
- Damak tadı gelişmiş, yemeğin yapılışına meraklı çocukları aileleri gastronomiye yönlendirsin. Gastronomi bazı üniversitelerde Güzel Sanatlar’ın içinde olabiliyor. Çünkü, yemeği sunmak da ayrı bir sanatsal bakış ister.
- Kariyerini yemek üzerine yapmak isteyenler gastronomi okusun. Dünyada şef yetiştirmek üzere kurulu okullar var. İsveç dünyanın en çok şef yetiştiren ülkesi olarak bundan gurur duyuyor.