Güncelleme Tarihi:
Ben çocukken tatilde zaman zor geçerdi, televizyonlarda bir iki kanal, orada da seçme şansın yok zaten, kasetler, belki bir günlük kiralanan videolar en büyük lükstü. Kitaplarımız, walk-man’lerimiz, günlüklerimiz, arkadaşlarımız belki de büyüklerimiz tarafından o bir iletişim aracı, bu kadar konuşulmaz denilen ev telefonlarımız vardı. Akşama doğru arkadaşlarla buluşulur sokak oyunları oynanır ya da caddelerde yürüyüş yapılırdı. Ben doğma büyüme Ankaralı olarak, 7’nci Caddede yürürken sınıf arkadaşlarımı görür, mutlu olurduk. Dedim ya en moderni ev telefonuydu. Şimdi bakıyorum da çocuklar akıllı telefonlar, tabletler ve sosyal medya ile doğuyorlar, internet çocuklarımız hayatında o kadar önemli ki, internetsiz bir yaşamı asla düşünemiyorlar, bizlerden daha çok teknolojiye hakimler. Acaba biz anne babalar mı şanslıydık yoksa çocuklarımız mı? Evde uzaktan kumandalı televizyonlar bile sonradan girdi hayatımıza. Gerçi kanal değiştirme lüksü çok yokken televizyonun sesini ayarlamak, belki de görüntüsü giden televizyona bir iki kere vurmak için evdeki en küçük çocuk görevlendirilirdi.
BESLENME ALIŞKANLIKLARINDA DURUM KRİTİK
Tatildeki çocuklarımızın beslenme alışkanlıklarını sorgulasak durum hiç de iç açıcı değil. Gıda sanayii bu kadar çok çeşit sunmamıştı bizlere. Dışarıda döner, pide, lahmacun gibi geleneksel besinler yenirdi, bu da nadirdi. Evde anne yemeği varken gidip dışarda yemek yenmezdi çok fazla. Doksanlarda hamburgerler, sandviçciler, pizzacılar girdi hayatımıza. Çok sevdik bunları. Küçük şişe içecekler yerini 330 cc lik kutulara bıraktı. Evde annelerimizin yaptığı patates kızartmalarından daha lezzetliydi dışarıda yediğimiz patates kızartmaları. Cipsler yoktu biz küçükken. Şimdi alası var, soğanlısı, peynirlisi, acılısı, yedikçe daha çok yedirten, bir paket bitmeden rahat etmediğimiz cipsler. Rahmetli babamla markete gittiğimizde sadece zararlı olduğunu bildiğimiz birkaç çeşit atıştırmalık vardı. O zamanlar nişasta bazlı şekerler de girmemişti hayatımıza, çeşit çeşit yaş pastalar, börekler, çöreklerde yoktu. Doğum günlerinde evde yapılırdı yaş pastalar ya da mahalledeki pastaneden alınırdı. Ya şimdi? Her sokakta bir fırın, her markette börekler, çörekler, yaş pastalar, her fiyata bulacağımız çikolatalar, atıştırmalıklar, içecekler. Zaten bir tıkla sipariş verebileceğimiz, en fazla 30 dakikada kapıda olan online yemek sitelerini, sosyal medyada bizlerin duygusal iştahını kabartan yemek tarifelerinden hiç bahsetmek istemiyorum.
‘BÜTÜN YIL ÇALIŞTILAR NE İSTERLERSE YAPSINLAR’ DEMEYİN
Çocuklar tatilde. Zaten bütün bir yıl çok çalıştılar, yoruldular, tatilde ne isterlerse yapsınlar, geç kalksınlar, kahvaltı yapmasalar da olur, sabahla öğleni birleştirirler ne olacak ki? Sipariş versinler istediklerini, tablete de mi bakmasın? İnstagramda bir hesabı da mı olmasın, ne olmuş evden çıkmıyorsa, zaten sokaklarda güvenli değil, evde dursun daha iyi değil mi? Akşam arkadaşlarıyla dışarıda yese ne olacak ki? Herkesin tableti, telefonu var, benim çocuğumun olmasın mı? Her anne baba bu cümleleri kullanıyor sanırım tatilde. Peki neler yapmalıyız bizler?
ÇOCUKLARA TATİLDE BESLENME ÖNERİLERİ
Hepimizin bildiği gibi alınan enerjini harcanan enerjiden fazla olması başta obezite olmak üzere obezite ile ilişkili diyabet, hipertansiyon, kanser gibi birçok hastalığa zemin hazırlıyor. Çocuklarımıza doğru beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlıkları kazandırmak ileri de sağlıklı birer yetişkin birey olmalarının en önemli adımı. Bu nedenle tatilde olsa, okul da olsa her zaman tutarlı davranmalıyız. Sabah kahvaltısı günün en önemli öğünü, buna rağmen araştırmalar bize günün en çok geçiştirilen öğününün ne yazık ki sabah kahvaltısı olduğunu gösteriyor. Okul çağı çocukların her gün kahvaltıda bir adet yumurta yemeleri, yanında kalsiyum kaynağı peynir ve süt tüketmeleri biz diyetisyenlerin üzerinde durduğu önemli bir öneri. Çocuğum yumurta yemiyor derseniz sevdiği şekilde hazırlayabilirsiniz, içerisine süt, yumurta ve un giren bir krep, peynirli bir omlet gibi farklı alternatifler yaratabilirsiniz çocuğunuza, Ispanak yemiyorsa ıspanaklı kıymalı yumurta, kabak, yumurta ve yeşilliklerden oluşan bir mücver de eklenebilir bu alternatiflere.
GÜNDE EN AZ 5 PORSİYON SEBZE MEYVE
Önemli diğer bir öneride çocuklarımızın günde en az 5 porsiyon sebze meyve yemeleri. Yaz aylarında salatalık, domates, farklı lezzetlerde yeşillikler, kışın havuç eklenmeli beslenmelerine, her öğün taze sebzelerden yapılmış salatalar, sebze yemeklerine ek olarak her renk meyve de sevdirilmeli çocuklarımıza. Bunun için model olmalıyız Onlara, biz yersek her gün sebzeyi meyveyi, bakın onlarda nasıl güzel yiyorlar. Yurtdışında doğum günlerinde yaş pasta yerine meyve tabakları hazırlanıyor, bizlerde yapabiliriz bu kadar meyveden zengin bir ülkenin insanı olarak.
PAKETLİ GIDALARA DİKKAT
Paketli gıdalardan mümkün olduğunca uzak dursak, bunların zararlarından bahsetsek, ama arada bir yiyebiliriz desek, haftada 2-3 kere yediği patates kızartmasını 15 günde 1’e indirsek, çikolatanın, gofretlerin çok lezzetli olduğunu ama dişlerimizi çürüttüğünü, bizleri hasta yaptığını söylesek, daha nadir tüketelim evladım desek. Markete girmeden bir hakkın var, ama her markete gidişte değil diye oyunlar oynasak. Şekerli içecekler yerine evde beraber ayran yapsak, taze meyve suları hazırlasak, hatta çocuğumuz ile beraber evde az şekerli limonata yapsak.
BİR GÜN AÇ KALSA BİR ŞEY OLMAZ
Çocuklarımız anne yemeği yese, evde anne sevgisiyle pişen sağlıklı yemekler yapsak. Çocuğumuz annem bugün bana ne yaptı acaba diye meraklansa, çocuğumuz o akşam ki yemeği yemez diye alternatif köfte, makarna hazırlamasak, aç kalsa bir gün hiçbir şey olmaz, hem bakın o gün nasılda yiyecek ben bunu yemem dediği patlıcan musakkayı.
DOĞRU MODEL EBEVEYNİN ELİNDE
En son ne zaman çocuğunuz ile yürüyüş yaptınız, basketbol oynadınız, çocuğunuz biliyor mu yakan topu, istopu, yazın belki de beraber yüzmeye gidebilirsiniz, ya da beraber bisiklete binebilirsiniz, en son ne zaman yaptınız bu aktiviteleri? Çocuğunuz hangi sitelere giriyor takip ediyor musunuz? İnstagram, facebook hesabı var mı acaba, en çok hangi youtuberları takip ediyor? Liste uzayıp duruyor işte. Tatilde rahat etsin diye düşündüğümüz yavrularımıza doğru beslenme ve fiziksel aktivite yapma alışkanlığı kazandırmak bizim elimizde. Onlara doğru model olalım, sağlıklı beslenelim, fiziksel aktivitemizi arttıralım, televizyon, tablet, bilgisayar başında geçen ekran sürelerini kısıtlayalım, kendimiz içinde yapalım bunları.
5,2,1,0 KURALI
Çok severim 5, 2, 1, 0 kuralını. Nedir hocam bu derseniz. 5: Günde en az 5 porsiyon sebze meyve, 2: Günde en az 2 saat fiziksel aktivite, yürüme, koşma, futbol aklınıza ne gelirse. 1: En fazla 1 saat ekran süresi. Tablet, telefon ve televizyon başında geçen sürenin günde 1 saatten fazla olmaması. 0: Şekerli içecekleri hiç tüketmemek.
Ben buna bir 2 ve bir K ha eklemek istiyorum. 5, 2, 2, 1, 0, K. İkinci 2: Günde 2 su bardağı süt veya yoğurt, sondaki K’da kahvaltı. İyi tatiller çocuklar….
PROF. DR. NURCAN YABANCI AYHAN KİMDİR?
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Öğrenci Bilim Teşvik Ödülü alarak 1996 yılında üçüncülükle mezun oldu. Bir süre Abant İzzet Baysal Üniversitesi Düzce Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde diyetisyen olarak çalıştı. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik Anabilim Dalı’nda 1999’da yüksek lisansını, 2004’de de doktorasını tamamladı. Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Gıda ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi ve yardımcı doçent olarak çalıştı. 2011’de Doçent, 2017’de Profesör unvanı aldı. Adolesan beslenmesi, okul sağlığı, çocukluk çağı obezitesi, beslenme durumunun saptanması, yaşlı beslenmesi, beslenme antropometrisi ve hastalıklarda beslenme konularında yurt dışı ve yurt içi çeşitli yayınları ve ödülleri bulunan Yabancı Ayhan halen Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.