Güncelleme Tarihi:
Gençlik yıllarında yakından ilgilendiği tekvandoya 8 sene önce kızıyla yeniden başlayan öğretmen Karakuyulu, 2009'dan bu yana Tepebaşı Gençlik ve Spor Kulübünde antrenör olarak görev yapıyor.
Hafta içi her gün saat 15.00'e kadar ilkokul öğrencilerine ders veren Karakuyulu, saat 18.00'den itibaren ise spor salonunda kendisini bekleyen tekvandocularla bir araya geliyor.
Karakuyulu'nun çalıştırdığı sporculardan 11'i milli takımda mücadele ederken, bu tekvandocular arasında dünya ve Avrupa şampiyonalarında birinci olmuş ya da madalya elde etmiş isimler de bulunuyor.
"Hedefim her konuda sağlam bir nesil yetiştirmek"
Şehit Mustafa Türker İlkokulunun sınıf öğretmenlerinden Dilek Karakuyulu, 20 yıllık kariyerinde kendi ayakları üzerinde durabilen, saygılı, vatanı için her şeyi yapabilecek, dürüst çocuklar yetiştirmeye çalıştığını söyledi.
Lise yıllarında çok sevdiği tekvandoya 2009'da yeniden başladığını belirten Karakuyulu, antrenörlük belgesi aldıktan sonra yaklaşık 250 sporcuya eğitim verdiğini anlattı.
Karakuyulu, birçok şampiyon sporcu yetiştirdiğini anlatarak, şöyle konuştu:
“20 yıllık eğitim hayatımda çocukları en iyi şekilde yetiştirmeye çalıştım. Hedefim ailesine, vatanına, milletine her konuda sağlam bir nesil yetiştirmek. Tüketici değil, üreteci bir toplum olmalarını sağlamak. Bu yıl birinci sınıfları okutuyorum. İkisi bir arada zor oluyor ama elimden geldiği kadarıyla güzel işler yapmayı hedefliyorum. Saat 09.00'dan 15.00'e kadar okulda eğitime devam ediyoruz. Akşam saatlerinde ise ülkemizin şanlı bayrağını göklerde dalgalandıracak sporcuları yetiştirmek üzere spor salonunda antrenörlük yapıyorum."
"Yorulduğumda yetiştirdiğim sporcular bana yardım ediyor"
Kendisinin de bazı turnuvalara katıldığını söyleyen Karakuyulu, şöyle devam etti:
"Türkiye ikinciliğim ve üçüncülüğüm var. Bunun dışında uluslararası arenada milli takım adına yarıştım. Burada da ikincilik ve üçüncülük elde ettim. Antrenmanlarda çok yorgun olunca yetiştirdiğim sporcular bana yardım ediyor. 'Hocam siz biraz dinlenin biz yapalım.' diyorlar. İşte o zaman bu işin meyvelerini topladığımızı düşünüyorum. Aslında hem sınıf öğretmenliği hem de antrenörlük çok zor ama isteyince, gönülden gelince her şey çok güzel oluyor."