Reklamlara tanıtımlara kanmayın
Güncelleme Tarihi:
Avusturya Liseliler Vakfı, 1994’te bir grup mezun girişimci tarafından kültürel ve sanatsal faaliyetlerde bulunmak, Avusturya Lisesi’ndeki öğrencilerin yardımına koşmak, onları yurtdışında okutabilmek, öğrencilerin ihtiyacına destek vermek amacıyla kuruldu. Zorunlu eğitim 8 yıla çıkıp, yabancı liselerin orta bölümleri kapanınca bir okul açmak için vakıf yetkilileri harekete geçti. 1998’de Güngören’de 250 öğrenciyle ilkokul açıldı. 1999 depreminin ardından Ömerli’de kendilerine tahsis edilen bir alanda eğitim vermeye devam etti. Buradaki 50 dönümlük arazide anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise açıldı. Ortaokulda 17’inci dönem, lisede 13’üncü dönem mezunlarını veren okulun şu anda yaklaşık 1100 öğrencisi var.
Özel ALEV Okulları kurucu temsilcisi Arman Oymakaş, “Okul kültürünün genel yapısı, nasıl değerlerle donatıldığı önemli. Birçok okul çok güzel reklamlar verebiliyor. Çok güzel afişlerde güzel şeyler anlatıyorlar, ama içinin ne kadar doldu olduğuna bakmak lazım” diye velileri uyarıyor. Okulların kurucu temsilcisi Arman Oymakaş ile eğitimi konuştuk:
Bu oran öğrencilerin tercihlerine göre değişiyor. Bazı seneler yüzde 10-15’i geçebiliyor. Misyonumuz artık tamamen Avusturya Lisesi’ne yönelik değil. 8’inci sınıfı bitirdikten sonra öğrencilerimizin iyi bir liseye geçmeleri için kendilerine rehberlik ediyoruz. Öğrencileriniz ilkokul, ortaokulda Almanca’yı yoğun olarak mı alıyorlar? Anaokulunda Almanca dersleri; iki Almanca öğretmeniyle günde ortalama 3 saat olarak yapılıyor. İlkokulda ise Almanca derslerinde sınıfları ikiye bölerek küçük gruplar halinde iki öğretmenli olarak dersler işleniyor. Buradaki hedefimiz Almanca’nın yanısıra o dilin kültürünü de çocuklara daha yoğun olarak öğretmek. Ortaokula geçişte 5’inci sınıfta yabancı dil dersinin ağırlık kazandığı bir program uygulanıyor. Bu sınıfta Almanca dersleri 15 saate çıkmakta. Ortaokulda ise haftada ortalama 9 saat Almanca dersi veriliyor. 2007 tarihinden beri Alman Dil Diploması Okulu (DSD-Schule) olan okulumuzda hedefimiz 8’inci sınıf sonunda öğrencilerimizin B1 seviyesine ulaşması.
- Sizin diğer okullardan farkınız ne?
Biz de diğer okullar gibi milli eğitim müfredatını uygulamak zorundayız, ama çocuklara bunun dışında katma değer yaratan çok faaliyetimiz var.Özellikle sanat, kültür, spor, akademik kazanımlar arasında bir denge kurmaya çalışıyoruz. Yetiştirdiğimiz öğrenciler dünya vatandaşı olsun istiyoruz. Dil, bizim için çok önemli. Anadilinin yanında İki dili de iyi vermeye çalışıyoruz. Yani Ludwig Wittgenstein’ın ‘Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır’ mottosuyla hareket ediyoruz. Kültürde farklılıklara saygı duymayı öğretiyoruz. Çocukların özgüvenini artırmaya hedefliyoruz, hatalarından ders almalarına istiyoruz.
- Orff-Schulwerk eğitim programını uyguluyorsunuz.
Orff Yaklaşımı, okulumuzda ilk kez 1999 yılında ana sınıfında uygulanmaya başladı. Sonraki yıllarda 1, 2, 3 ve 4’üncü sınıflar da programa katıldı. 2000’de Özel ALEV Okulları Türkiye’deki ilk ve tek Carl Orff Model Okulu oldu. Yani ritimle duyuyla çocukların motor hareketlerini geliştirmeye ve bunlarla beraber onların oynayarak öğrenmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Bu Carl Orff’un kurduğu bir eğitim modeli ilkokulda ve anaokulunda sıkça uyguluyoruz. Ritim duyguları çocukların içinde geliştiği zaman motor hareketleri de gelişiyor, çocuklar öğrenmeyi de daha kolay, daha rahat yapabiliyor. Sadece bizde değil bütün dünyada bu eğitim uygulanabiliyor. Çocukların ritim aletlerinin başına geçtikleri zaman ritim duygularının onlar için ne kadar önemli olduğunu, nasıl onları geliştirdiğini görmek mümkün. Ayrıca bu yaklaşım çocukların dikkat ve yaratıcılklarını da geliştiriyor.
Almanca ve İngilizce lisanı beraber götürmek istiyorlarsa öğrencilerimiz bizi rahatlıkla tercih edebilirler. Kurumun kültürü, yapısı gereği her alanda dengeli ve başarılı çocuklar yetiştirmek istiyoruz. Hata yapmaktan korkmayan, özgüvenleri yüksek, hatalarından ders çıkaran, sanatla, resimle, sporla ilgilenen çocuklar yetiştirme amacındayız. Jimnastik ve kayakta Türkiye’nin en iyi okullarından birisiyiz şu anda. Bunların dışındaki sporlara da önem veriyoruz. Ayrıca liseyi bitirdikten sonra Almanya, Avusturya gibi ülkelerde parasız ve iyi üniversitelerde öğrenime devam etmek isteyenler bizi tercih ediyor.
ÖĞRENCİLERİMİZİN YARISI YURTDIŞINA GİDİYOR
Almanya’da GIB olarak tanımlanan Bilingual IB diploması lisemizde uygulanıyor. Bu programda Almanca dersine ek olarak, branş dersleri ağırlıklı Almanca veriliyor. Bazı dersler İngilizce veriliyor. Yaklaşık yüzde 50’ye yakın öğrencimiz yurtdışına gidiyor. Çoğu Almanya ve Avusturya’yı tercih ediyor. İngiltere, Hollanda ve Amerika’ya giden de var. Ulusal programı tercih eden öğrenciler ise Türkiye’deki üniversitelere gidebiliyorlar. Okulumuzdan aldıkları Alman ve Avusturya Dil Diplomalarıyla Almanca konuşulan ülkelerde üniversite tercihi yapılabiliyor. IELTS sınav merkezi olmamız nedeniyle İngilizce konuşulan ülkeler için debu geçerli. Türkiye’de belli başlı vakıf üniversitelerini kazananlar çok. Genelde tercihler özel üniversiteler çünkü iyi indirim ve burs alınabiliyor.
WHATSAPP ANNELERİ PATLAMAYA HAZIR VOLKAN GİBİ
Yeni nesil anneler çok sorguluyorlar. Bu da güzel bir şey aslında. Bu sorgulamalar aslında bizim için bir kalite kontrolü. Ama bazı velilerimiz yönetimsel müdahelelerde de bulunmak istiyor ya da yargısız infaza girebiliyor. Veli kitlemiz içerisinde çok az olmakla birlikte ‘WhatsApp anneleriyle’ zamanzaman sıkıntı yaşıyoruz. Bu anneler ‘patlamaya hazır volkan’ gibi. Biri bir şey söylüyor, diğeri başka bir şey. Bu da insanları tetikliyor. Diğer veliler de bir şey söylemesi gerektiğini düşünüyor. Genelde o aşamaya gelmeden önce, varsa bir konu üzerinde konuşup velilerimizi ikna etmeyi tercih ediyoruz.
OKULUN ARKASINDAKİ KÜLTÜR ÖNEMLİ
Birçok okul çok güzel reklamlar verebiliyor. Çok güzel afişlerde güzel şeyler anlatıyorlar, ama içinin ne kadar dolu olduğuna bakmak lazım. Okulun arkasında yatan kültür çok önemli. Okulun hedefleri sorgulanmalı. Çocuklara nasıl katma değer verdiğine bakılmalı. Hedef sadece üniversiteye sokmaksa biz o okul değiliz. Ama hedef iyi bir dünya vatandaşı yetiştirmekse biz o okuluz.
KİMDİR?
1959’da İstanbul’da doğan Arman Oymakaş, 1979’da Avusturya Lisesi’nden, 1984’te İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun oldu. Elektronik mühendisi olarak başladığı serbest çalışma hayatına 2013yılına kadar devam etti. 2006 yılından bu yana Avusturya Liseliler Vakfı’nda yönetim kurulu üyesi olan Oymakaş, 2013 yılında Özel ALEV Okulları’nda kurucu temsilcisi olarak göreve başladı. Halen de bu görevi sürdürüyor. Kültür, sanat ve eğitim ağırlıklı projelerinin yanı sıra verdikleri eğitim bursları ve Avusturya Kültür Ofisi ile birlikte gerçekleştirdikleri AB destekli kültür projeleriyle de bilinen Avusturya Liseliler Vakfı’nın bir parçası olan Arman Oymakaş sürdürülebilirliğe, ekolojiye ve bilişim teknolojilerine ilgi duyuyor. Evli ve iki çocuk babası.