Güncelleme Tarihi:
Refleks en kolay tabiriyle vücudun reaksiyon ve tepki göstermesi anlamına gelir. Bu reaksiyonları verdiği şeyler ise dışarıdan gelen ses, ışık ya da herhangi bir uyarı olarak bilinir.
Refleks Nedir ve Refleks Nasıl Oluşur?
Refleks, Latince anlamı yansımak olan, bir uyarı ile vücudun bu uyarıya tepki gösterdiği anlamına gelir ve bu şekilde bilinir. Merkezi sinir sisteminin işleyişi ile birlikte kendisini gösterir. Tepkiler vermesi, refleksin en ana özelliği olarak bilinir. Bu durum sinir sisteminin bir olayı olarak bilinir. Refleksin oluşmasında etkisi olan şeyler, dışarıdan gelmiş olan uyarının ciddiyeti, şiddeti ve ne denli olduğu ile alakalı olan bir durumdur.
Refleks bunlara bağlı olarak oluşur ve devam ettiği süre de bu gibi şeylere bağlıdır. Uyarının büyüklüğüne bağlı olarak refleksin büyüklüğü değişiklik gösterir. Refleksin önemi sinir sistemi işlevlerinde oldukça önemli olan bir konudur. Refleksi bulunmayan organizmaların, dışarıdan gelen uyarıları kolay bir şekilde algılamadığı ve yanıt veremediği için yaşamı sürdürmeleri zor olan bir hale dönüşmektedir.
Refleks mekanizması vücutta yer alan omurilik tarafından kontrol ve takip edilir. İşleyiş bu şekilde devam eder. Refleks hareketini meydana gelmesi için en az bir tane reseptör, bir tane duyu siniri, bir tane merkez, bir tane motor sinir ve effektör gereklidir. Bu yapıların tümüne refleks arkı adı verilir.
Refleks Kaça Ayrılır ve Vücuttaki Refleks Merkezi Neresi Olarak Bilinir?
Refleks kendi içerisinde doğuştan yani kalıtsal olan refleks ve sonradan yani şartlı olan refleks olarak ikiye ayrılmaktadır. İsminden de anlaşıldığı gibi biri doğuştan kişide yer alır, diğeri ise sonradan kazanıldığı bilinir. Bu refleksler şu şekilde açıklanabilir:
1- Kalıtsal (Doğuştan) Refleks: Sonradan kazanılmaz, kalıtsallık işin içerisinde yer alır. Aynı türe sahip olan tüm bireyde görülme olasılığı yüksektir. Bu refleks türü omurilik kontrolü ve takibinde hareket etme özelliğine sahiptir. Örneğin; göz kapağı kırpılması, hapşırma, öksürme, bebeklerde var olan emme davranışı, hapşırınca göz kapaklarının kapanması, diz kapağına vurulduğu zaman ayak ileri doğru gitmesi, iğne batmış olan elin çekilmesi, yüksek seste irkilme hissi, terleme, sıcakta el çekilmesi, göz bebeğinin ışıkta küçülmesi bu refleks türü içerisinde yer alır. Doğuştan olan reflekslerin bazıları omuriliğe bağlı değildir. Kulak ve göz ile ilgili olan refleksleri orta beyin sağlamaktadır.
2- Sonradan Kazanılan Refleks: Sonradan öğrenilen şeyler doğrultusunda ortaya çıkar, doğuştan değildir. Bireyden bireye farklılık gösteren bir durumdur. Örneğin; örgü örme, araba sürme, bisiklet sürme, limon ile birlikte ağız sulanması, yutkunmak, kartopu oynamak, yüzmek bu refleks türü içerisinde yer alır. Bu faaliyetler gerçekleşirken beyin en önce öğrenme işlevindedir. Belli bir süre bu iş devam ettiği sürece davranış alışkanlığa dönmüş olur. Durum böyle olduğunda da davranış omurilik kontrolüne geçmiş olur.
Refleks, medulla spinalisten başlar, tüm merkezi sinir sistemi yapılarında ortaya çıkabilir. Reflekslerin hepsi sinir sistemi adı altında işlev görev yapılar tarafından sağlanır. Otonom sinir sistemi kontrolünde olan reflekslerle iç ortamda bir değişmezlik sağlanır. Örneğin dokularda oksijen miktarı azaldığı zaman solunum merkezi uyarılır ve bu solunumun hızı refleks olarak tanımlanır. Diğer refleksler de bu uyarılar sonucunda meydana gelir.