Güncelleme Tarihi:
Rasyonalizm göre bilginin kaynağı akıldır. Doğru bilgiye ulaşmak isteyen insanlar aklını kullanmalıdır.
Rasyonalist Ne Demek?
Rasyonalist, rasyonalizm düşünce akımını benimseyen kişilere verilen isimdir. Akılcı bileğinin doğruluğunu savunan ve bileğinin kaynağının akılcı düşünce ve duyumdan geçtiğini düşünen kişilere rasyonalist denir. Bu kişiler, akla, düşünceye ve mantığa çok önem verir. Rasyonalist; akılcılık, usculuk ya da rasyonalizm olarak da bilinen bileğinin doğruluğunun deneyimde ve duyumda değil de zihinde ve düşüncede temellendirebileceğini savunan felsefi bir görüştür. Rasyonalizm, felsefede dogmatik bir akılcılık olarak tanımlanırken ön yargılardan ve duygusal saplantılardan arındırılmış bir akıl yürütmedir.
Felsefede Rasyonalizm (Akılcılık) Akımı Özellikleri
Doğru bilginin kaynağı akıldır.
Akıl, doğuştan Bilgi edinme yetisi ile donatılmıştır.
Rasyonalizme göre genel geçer Bilgi vardır. Bunun kaynağı ise akıldır.
Akıl doğuştan gelir.
Duyum ve algılar genel geçer bilgiyi vermezler. Bu nitelikteki bilgiyi bize aklımız ancak verebilir.
Deneyden gelmeyen ve deney öncesi bilgiye felsefede deney öncesi bilgi denir.
Rasyonalizm Kurucusu ve Temsilcileri
Rasyonalizm akımının en önemli temsilcileri, Sokrates, Platon, Aristoteles, Farabi, Descartes ve Hegel’dir. Akıl yolu ile belirlenmiş, genel geçer ve kesin bilgiye dayanan matematik ve mantıktır. Sokrates, ilk rasyonel düşünür olmasına rağmen sahip olduğu görüşlere dair ardında herhangi bir eser bırakmadı. Onun görüşleri ise, öğrencisi Platon’un kitaplarından tarafından öğrenilmeye başlandı.
Rasyonalizmin Temsilcilerine Göre Rasyonalizm
Sokrates (M.Ö. 469-399): Sokrates’e göre bilgi doğuştandır. Bunu kanıtlamak için bir köleye matematik öğretmek yerine onda doğuştan bulunan bilgi ve düşücelerini uyandırabilir. Bu yönteme ise, diyalektik sanat denir. Bu yöntem üç aşamadan oluşur; soru sorma, ironi (alay etme) ve mayotik (doğurtma)‘dır. Sokrates bu yöntemler ile kavrama ulaşmayı amaçlar. Sokratesin en çok üzerinde durduğu konu ise, ahlak olmuştur. Erdemli olmanın mutluluk getirdiğine ve erdemin bilgi olduğunu dile getirmiştir.
Platon (M.Ö. 427-347): Gerçek varlıklar dünyası olan idealar dünyası ile ilişki akılsal bilginin doğru olduğunu bu dünyadaki varlıkların zamanla değişen ve bozulan, yok olan varlıklar olacağı için duyuların verdiği maddesel dünyayla ilgili bilginin sadece bir sanı olduğunu savunur. Platon’a göre, insan ruhunun bir parçası olan idealar dünyasının bilgisine sahip olarak dünyaya gelir. Fakat yanlış bilgi ve yönlendirmelerle bu bildiler unutuluyor. Matematik eksenli bir eğitim ile yeniden unutulan bilgilerin hatırlanabileceği savunuluyor.
Aristoteles (M.Ö. 384-322): Platon’un öğrencisi olan bilgi, tümellerin bilgisidir. Varlığın var olmasını sağlayan ideler, başka bir dünya değil bu dünyadır. İde, bu dünyadaki nesnelerin formlarıdır. Aristotales, bilgiyi ideaları doğuştan gelen bilgi ile sınırlandırılmıştır. Aristotales’e göre iki tür bilgi vardır. Biri duyu verilerine dayalı, biri ise bilimsel bilgidir.
Farabi (870-950): Farabi in düşünce tarzına göre, varlığın başında zorunlu varlık olarak Tanrı vardır. Tanrı var oluşumu kendinden alır. Bilme yetisini ise aklın kendisinden alır. Akıl hem kendini hem de tanrıyı bilir. Farabi üç çeşit bilgiden söz eder. Bunlar; ilk bilgiler, duyular ve mantıksal çıkarımlar ve mantıksal çıkarımlara dayalı bilgilerdir.
Descartes (1596-1650): ”Düşünüyorum o halde varım.” Sözü ile ünlenen bir Fransız filazofudur. Bir şeyin doğruluğundan açık seçik emin olana kadar bu şüphe devam eder. Descartes, her şeye şüphe ile yaklaşır. Analitik geometrinin de kurucusudur. Şüphe bir yöntem olarak kullanılıyor. Şüphe gerçeğe giden bir yol olarak görülür.