Güncelleme Tarihi:
Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş, şunları anlattı:
"Bundan sonra hiçbir şey aynı olmayacak söylemleri var. Ben buna katılıyorum. İnsan doğası kolay değişmiyor. Alışkanlıklarımız ince ipliklerle dolanmış halatlar. Bunlar kolay kopmuyor. Bilgi, zorunluluk alışkanlığı değiştirmiyor. Neler değişecek? Bazı şeyler değişecek. Krizler belirli şeylerin değişmesi için hızlandırıcı olma potansiyeline sahiptir. Biz kendi hayatımızda bunu somut olarak gördük. Neredeyse bir günde evden çalışmaya, uzaktan eğitime geçtik. Birçok değişiklik birden bire hayatımıza girdi. Uzaktan nasıl etkili çalışılır? Uzaktaki insanlar nasıl etkili şekilde yönetilir? Uzaktan eğitim nasıl kaliteli olur. Uzaktan eğitime bu kadar hızlı geçilmesi, yükseköğretimin, MEB'in birikimi olması. Esas mesele zihindeydi. Bu ne doğuracak? Eğitimin kalitesini yükseltecek. Uzaktan eğitim, eğitimin kalitesini yükselttiği için birçok öğrencilerin zamanı ve parasını almaktan başka hiçbir işlevi olmayan vakıf üniversitelerinin kapanmasına neden olacak Devlet de vakıf da kurum ayakta kalacak, diğerleri sistem dışında çıkacak. Dil bilenler 10 bin dolara belki Harvard'dan eğitim alacak. Diploma alamasa da sertifika alma imkânı var. Diğer taraftan kadınların iş hayatındaki temsili artacak. Kadınlar kariyer mi, evim, çocuğum mu ikiliminden kurtulacak. Yöneticilerin zihniyeti performansı nasıl yöneteceğini bilmediği için elinin altında istiyordu. Üst yönetim kademelerinde kadınların sayıları artacak. Web 3.0 devreye girecek.
BABALAR KORONA DÖNEMİ ÇOCUKLARINIZLA İLGİLENMEK İÇİN İÇİN İYİ BİR FIRSAT
Bu dönem en basitinden kitap okumaya vaktim yok, sanatla ilgilenmek istiyorum ama vaktim yok diyenler için hepsi bir tuş uzaklıkta. Kitap okuyabilirsiniz. Kitap okumak bambaşka dünyaya taşımaktır. Bir kitapçıda insan kendini yalnız hissetmez. İkincisi babalar için çok büyük fırsat var. Sadece Türkiye'de değil, batıda da böyle. Çocuğun yetişmesinden anne sorumlu. Anne önde. Çocukların yetişmesinden babalar da anneler kadar sorumlu. Babaların bu sorumlulukları hatırlamak için olağanüstü bir fırsat. Ben genç gelişim uzmanı değilim ama bu çocuklar büyüyüp meslek sahibi olduğunda onlarla karşılaşıyorum. Anne babalara ne yapabilirler, çocukların değerlerini kazanması için en önemli dönem 12 yaşa kadar olan dönem. Aileler kendi yaşıtları ailelerle tatil yapar. Halbuki çocukların dünyasına girebilmek fırsattır. Çocuklar kendi aralarında, büyükler kendi aralarında oldu mu çok büyük bir fırsat. Sadece çocuklarınızla tatile gidin. Tüm baskılardan uzakta ona yaklaşabilirsiniz. Zaten 12 yaşından sonra sizinle gelmeyecek. Bu dönem ailelerin değerlerini kazandırmak, dinlemek için olağanüstü bir fırsat.
BIRAKIN ÇOCUKLAR KÖKLERİNİ TANISIN
Herkesin evinde resim var. Bunları tasnif edin. Çocukların küçükken hatırladıkları hatırlamadıkları dönemleri canlandırın. Onu yaşamış gibi hissetsinler. Onları dahil edin. Aile büyüklerinin hikayelerini anlatın. Hayatındaki dönem noktalarını anlatın. Onların bilgeliğinden size, sizden çocuğunuza yansıyanları anlatın. Çocuklar köklerini tanısınlar. 23 Nisan'ı geçtik, 1 Mayıs'a geldik. Düşünün ki Osmanlı toprağında doğmuş biri olarak kendinizi düşünün. Her türlü tehlikeyi göze almak. Nüfusun önemli bir bölümünün ziyan olması. Şimdi bizden istenen ne? Evinde otur. İnsanların başına neler geldi onlara bakmak lazım. Aile büyüklerini tanısınlar köklerini bilsinler dedim. Falih Rıfkı Atay'ın Zeytindağı kitabını okutun. Kemal Tahir'in Esir Şehrin İnsanları'nı okutun. Herkes başka bir yerde başka bir kültürde zengin olabilir ama kimse kökünün dışındaki toprakta mutlu olamaz. Anne babalar ülkenin, ailenin tarihini anlatarak bir fırsat olarak kullanabilirler.
OLUMSUZ DUYGUNUN BİRİKMESİNE İZİN VERMEYİN
Herkes yaşamak için birini bulabilir. Ama birbirini bulmak zor. İnsanlar hayat arkadaşlığı için doğru insanı bulmaya çalışıyor. Bu arada ne kadar birbirimizin içiniz bunun için de fırsat. Olumsuz duygunun birikmesine izin vermeyin. Bir ilişkinin kalitesi bir çatışmayla barışma arasında geçen sürede yaşananlara bağlı. Çatışmadan sonra kişiler eşimi niye üzdüm. Onun canını sıkacak olan şeyi niye söyledim diye düşünüyorsa ilişki başka bir türlü gelişiyor. Kızgınlık biriktirirse başka türlü başlıyor. İnsanların kendi içinde yaşadıkları, yaşattıkları duygulara dikkat etmeleri gerekiyor.
Bu süreyi nasıl geçirdiğinize bağlı. Bir kere bir grup var. İnsanların en temel ihtiyacı beslenme, yeme içme, öbürü ilişki. Bunlara sahip olmayan insanlar var. Şubatta Türkiye'nin yüzde 29'unun gideri gelirinden fazlaydı. Yatacak yeri olmayanlar var. Suriye, Edirne sınırında mülteciler var. Bir grup insan daha var. Sağlık personeli. 12 saat tuvalete gitmeyen su içmeyenler var. Bunların verdiği mücadeleyi düşünün. Üçüncü grup evde kalanlar. Evlerinde kapalı kalmak zorunda olanları anlıyorum ama buna travma demek sağlıksız bir düşünce. Hiçbirimiz hayatımızda 2020 yılının nisan ayını belki mayısı unutmayacağız. Bu bize sunulmuş hediye de olabilir. İnsanlar ailelerine vakit ayırıyorlar, çocuklarına vakit ayırıyorlar.
ÇOCUKLARA SORUMLULUK VERİN
Altı yaşından başlayarak çocuklar yataklarını yapmalılar. Bir yaşında oyuncaklarını toplamalı. İki yaşında yemekleri kendileri yemeli. çocuğun hayata katmaları önemli. Ödevini unutana yetiştirmek, servise bindirmek çocuklar yapılan kötülükler. Bir dağ düşünün Everest olsun. 4 bin 848 metre. 18 ayrı parkurdan çıkılıyor. 40 günde çıkılıyor. Bu seyahatin maliyeti 30-60 bin dolar. Bunun için yıllarca hazırlık yapıyorlar. Hem para biriktiriyorlar, hem de fiziksel olarak zinde oluyorlar. Sonunda da 40 günlük yolculukla zirveye varıyorlar. Mutlaka fotoğraf çekiliyorlar. Bir fotoğraf çektirene kadar eli donan insanlar var. Sonra aşağı iniyorlar. Birçok kişi inerken ölüyor. İndikleri zaman söyledikleri şu: Ben artık aynı insan değilim. Bu zihinsel ve ruhsal bir mücadele. Zihinsel ve ruhsal zindelik tüm hayatları boyunca onlara eşlik ediyorlar. Aynı yolculuğu helikopterle yapanları düşünün. Çıktı fotoğraf çekildi. Onda da var mı var. Ama o yolculuğu yapanlarla helikopterle yapanlar insanlar aynı değil. Anne babalara önerim, çocuklarınızı pahalı okullar göndermekte serbes. Ama çok önemli özellikler, ev hayatına katılması sorumlulukları paylaşarak öğrenilir. Anaokulunda öğretilen en temel becerileri öğrenmesinde eşlik edin. Lütfen de, teşekkür et. Birini üzdüysen özür dile. Yemekten izin istemeden kalkma. Anaokulunda öğretilen kural, insanlara hayatında farklı kılar. Kibarlık ve nezaket kurallarını öğretin. Çocukların sivil toplum örgütlerinde görev almasını sağlayın. Görev alırken belli projelere önderlik etmesini sağlayın. İş yapma becerisi getirir. Mutlaka en geç 15 yaşında her sene yazın 1-1.5 ay, garsonluk yapsın, AVM'de çalışsın. Yetişkin dilini öğrenmek, insanların emeklerine saygı duymak için. İnsanların saygı ve hayranlık duyacağı insan olmalarını sağlar.
OYUNCAĞA BOĞMAYIN
Kazandığı parayla da yurtiçinde gezsin. Yaşı büyüdüğünde Avrupa’yı gezsin. Üniversite hayatında en az iki ciddi staj yapsın. Açık kaynaklardan sıkı sertifika alsın. Genç işsizliğinin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde, size böyle bir genç geliyor ve yaptıklarını anlatıyor. Siz ne diyeceksiniz? Senin not ortalaman düşük mü diyeceksiniz? Kim böyle bir insanı işe almaz. Çocuğunuzu oyuncağa boğmayın.
Hazırlık süreci arttıkça kaygı azalır. Belirsizliğin olduğu yerde insanlar kaygı duyar. Futbol hayata benzer. Bugün tüm takımlar iki aydır antrenman yapmıyor. Gelecek dönemde maçlar oynanacak. Kim başarılı olacak, bir aydır yatmayanlar. Hazırlıklı olanlar kazanacak. Çünkü herkes aynı koşulda. Mümkün olduğu kadar hazır olsunlar. Bu kadar sınavı da büyütmesinler. Esas mesele anlattığım gibi yolculuk. STK'larda görev alıp ailelere, çocuklara yardım edecek şeyler yapsınlar.
MESLEKLER DÖNÜŞECEK
Var olacak meslekler de dönüşecek. Tüm mesleklerde farklılık olacak. Öğretmenliğin geldiği yere bakın. Bu konuda düşünen, güvenen insanların söylediği işbirliği, insan ilişkilerinde iyi olmak. İnsanları kendilerini iyi hissettirecek fonksiyonel ilişkiler kurabilmek. Eleştirel düşünce ve yaratıcılık en temel özellikler. Bunun arkasında merak, öğrenme isteği vs yatıyor. Ben okullarda mümkün olsam çocukları grup projelerinde çalıştırırım. Bazılarının kaytarıyor olmasında sorun yok. Çocukların birbirini kontrol ettirecek sorumluluğu vermek gerekir. Bazıları kaytarıyorsa da arkadaşları onu hizaya sokmalı.
MÜZAKEREYİ ÖĞRENMELİLER
Aileler çocuklarını korumasınlar. Çocuklarına yanlarında oldukların hissetsinler ama problemlerini çözmesinler. Serviste problem yaşıyor. Anne okula telefon ediyor. Müzakereyi nasıl öğrenecek? Çatışma çözmeyi nasıl öğrenecek? Bir hayatın içinde üzüntü, hayal kırıklığı başarısızlık yoksa o hayattan bir şey çıkmaz. O insanlar hayat karşısında hamur gibi dağılıyorlar. Çocuklarımızın vicdan sahibi olmasına yatırım yapması gerekiyor.
ÖĞRETMENLER DERSİ ARAÇ OLARAK GÖRMELİ
Öğretmenlere söyleyeceğim de şudur: Derslerini en iyi şekilde anlatmak, bilgiyi en doğru aktarmak dolayısıyla da o çocukların en yüksek notlarını almalarını sağlamak değil sadece bana göre öğretmenin misyonu. Sınıftan içeri girerken her öğretmen şunu düşünmeli: Ben Türkiye'nin geleceğini şekillendirmeye giriyorum. Bunun için de dersim bir araç. Çocukların iyi insan, iyi vatandaş olması ve köklerine, tarihine sahip çıkan bireyler olması için giriyorum derse dersini de bunun için araç kılarsa o zaman öğretmen de yaptığı işe farklı bir anlam yüklemiş olur.""