Güncelleme Tarihi:
Fizik Profesörü Nihat Berker, üniversiteli gençlerle biraraya geldi. Yaşar Üniversitesi tarafından düzenlenen güncel bilim söyleşilerinin konuğu olan Prof. Dr. Nihat Berker, ‘Hayal, Gerçek, Bilim ve Toplum’ başlığı altında yaptığı konuşmada, üniversitelilere önemli tavsiyelerde bulundu.
17 yaşında üniversite eğitimi için gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde tam 32 yıl kalarak MIT, Illinois ve Harvard gibi dünyanın en saygın üniversitelerinde fizik ve kimya alanlarında başarılı araştırmalara imza atan Prof. Dr. Nihat Berker, ulusal ve uluslararası pek çok bilim ödülünün de sahibi oldu. Türkiye’ye dönüş yaptıktan sonra da lisans, lisansüstü ve lise öğrencileri dahil olmak üzere binlerce öğrenciye ders veren Berker, “Amerika’ya 17 yaşında gittiğimde burada sadece 4 yıl kalacağımı düşünürken tam 32 yıl yaşadım. 1999 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaptığımdan bu yana da Amerika’da olduğu gibi yoğun çalışma tempomu hiç düşürmedim. Yurtdışında rekabetin oldukça yoğun yaşandığını gözlemledim. Yurtdışında var olmak için reddedilemeyecek kadar başarılı olmalısınız. Hayatta iki tür insan vardır. Bazı insanlar fırsatlardan bucak bucak kaçarlar, bazıları ise karşılarına çıkan fırsatın üzerine giderler. Birinci tür insana şanssız, ikinci tür insana ise şanslı diyoruz. Yani insan kendi şansını kendi yaratır. Ben de kendi şansımı kendimin yarattığını düşünüyorum” dedi.
‘SEVERSEN BAŞARMAMAN İMKANSIZ’
Sevdiğin mesleği yaptığın sürece başarının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Prof. Dr. Berker, “Hayata bir kere geliyoruz bu yüzden gençlere kalbinde ne varsa onu takip etmelerini öneriyorum. İlk kez 1977 yılında akademisyenliğe başladığım Harvard Üniversitesi’nde öğrencilerim için referans mektupları da yazmaya başladım. O zamandan beri referans mektubu yazdığım öğrencileri takip ederim. Şimdiye kadar sevdiği işi yapıp da kovulan ya da başarısız olan birine rastlamadım. Ama sevmediği bir işi yapıp da kovulan ve parasız kalan çok kişi gördüm. Ayrıca bir üniversiteden tüm notları A olan bir öğrencinin de mesleki anlamda başarılı olacağının garantisi yok. Pek çok üniversite de yalnızca yüz binlerce öğrencinin çözmüş olduğu bayat ödev ve sınavlara prim vermez. Tabii ki notlarınızın iyi olması lazım. Ama pek çok işverenin size sorduğu şey ‘hangi projelerde yer aldığın’ olacaktır” diye konuştu.
YÖK DESTEĞİYLE FEN BİLİMLERİNDE YENİ ATILIMLAR
Prof. Dr. Berker, Türkiye’deki öğrencilerin özellikle fen bilimlerinden neden uzak durduklarını şöyle anlattı:
“Her nesilden ne olursa olsun en az yüzde 5 oranında fen bilimlerine düşkün olan öğrenci vardır. En başta bu kişilere empatiyle yaklaşmak, onlara karşı duyarlı olmak ve onları adeta birer fidan gibi yetiştirmemiz gerekiyor. Her nesilde bir cevher var. Aile ya da öğretmen baskısıyla bunu söndürmemek lazım. Ülkemizdeki özellikle fen bilimleri ile ilgili eksiklikleri gören YÖK yeni bir atılım başlattı. Buna göre Türkiye genelinde bütün üniversitelerde temel bilimlerde ilk üç sıradaki başarılı öğrencilerimiz için sınıflar kuruldu. Ben de bu sınıflarda mekanik dersi veriyorum. Burada öğrencilerimize öncelikle ne kadar kıymetli olduklarını hatırlatıyoruz.”