Güncelleme Tarihi:
Bu beceri bireylerin karşılaştıkları problem durumlarına ilişkin uygun çözümleri kullanabilmenin yanında farklı yöntem ve stratejilerle en uygun çözüme ulaşma becerisi olarak da tanımlanabilir. Bir başka yaklaşımla, var olan çözüm önerileri ve yaklaşımlarına yeni bir öneri ve alternatif bir çözüm önerisi getirebilme gücü olarak tanımlanabilir. Ya da denenmiş olanın ötesine geçerek düşünülmemiş olanı deneme cesaretini içerir. Bu noktada problem çözme, deneyim ve yaratıcılık kavramlarıyla iç içe geçer.
Bu tanımlama çerçevesinde eğitim-öğretim sürecinde problem çözme becerisi olarak ele alınan davranış durumları belirli bir amaca yönelik olan bir davranış türünü oluşturur. Yani amaç, ”problem çözme” kavramında içkin olarak yer alır. Aynı zamanda sonuç odaklı bilişsel bir süreç olarak geçer. Problem çözme olgusu; “Amaca ulaşmak için birçok olası yollardan hangisinin seçileceği, çözüm için hangi hamlelerin yapılması konusuna nasıl karar verileceğini kapsar. Gerek yaşamsal sürecin zorunlu bileşeni olarak gerekse özelde eğitim-öğretim süreciyle ilişkili olarak ele alınsın, “problem çözme” kavramının ilişkili olduğu diğer kavramlar da “deneyim” ve “yaratıcılıktır.” Yirminci yüzyılın önemli düşünürlerinden John Dewey'e göre problem çözme bir deneyim sürecidir ve insanların etkileşim halinde oldukları çevreyle ilişkilerini düzenlemek için bir araçtır. Problem çözme, bir sorunla karşılaşıldığında, bilgi ve deneyimlerin aktif bir şekilde kullanıldığı bir durumdur. Aynı zamanda bireylerin gerçek yaşam durumlarıyla başa çıkma yeteneğini geliştirmek için kullanılan etkili bir öğrenme yöntemidir.
SORUNLAR ÇÖZÜLÜRKEN ÖĞRENME GERÇEKLEŞİR
John Dewey’e göre, problem çözme süreci, insanların aktif olarak düşünmelerini, deneyimlerini kullanmalarını ve çevreleriyle etkileşimde bulunmalarını kapsar. Bu süreç, bireylerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelerine ve pratik bilgilerini genişletmelerine yardımcı olur. Dewey’e göre, problem çözme becerileri, sadece akademik başarı için değil, aynı zamanda pratik yaşamda karşılaşılan zorlukları aşmak için de önemli. Problem çözme, sadece bir sonuca ulaşmayı hedeflemeyen, aynı zamanda sürecin kendisinin önemli olduğu bir öğrenme deneyimi. Bireyler, deneyimlerini, bilgilerini ve becerilerini kullanarak aktif bir şekilde sorunları çözerken öğrenirler. Bu süreç, bireylerin öğrenmeyi içselleştirmelerini ve gelecekteki benzer sorunları daha etkili bir şekilde çözebilmelerini sağlar. Dewey’e göre, problem çözme aşağıdaki adımlardan oluşur:
• Problemin Tanımlanması: İnsanlar, karşılaştıkları sorunu net bir şekilde tanımlamalı. Sorunun ne olduğunu ve nasıl çözülebileceğini anlamak önemli.
• Problemin Analiz Edilmesi: Sorunun kökenleri, etkileri ve ilişkili olduğu faktörler dikkate alınarak analiz edilmeli. Bu analiz, sorunun daha iyi anlaşılmasına ve çözüm için uygun stratejilerin belirlenmesine yardımcı olur.
• Olası Çözüm Yollarının Oluşturulması: Problem çözme sürecinde, birden fazla çözüm yolu düşünülmeli. Farklı perspektiflerden yaklaşımlar geliştirilerek çözümün zenginleştirilmesi hedeflenir.
• Çözümün Denenmesi ve Uygulanması: Problem çözme sürecinde deneyimlerin ve bilginin kullanılması önemli. Olası çözüm yollarından biri seçilerek uygulanmalı ve sonuçları gözlemlenmeli.
• Sonuçların Değerlendirilmesi: Uygulanan çözümün etkinliği değerlendirilmeli ve sonuçlar analiz edilmeli. Bu değerlendirme, gelecekteki sorunlara yönelik öğrenme ve iyileştirme fırsatları sağlar.Bu değerlendirme aşamasında birey sahip olduğu bu deneyim gücüyle gelecekte olası durumları daha güçlü bir şekilde karşılar. Dewey’ e göre; değişen, evrim geçiren evrende yaşayan insan için problem, deneyi aşmak değil tersine insanın amaçlarından kaynaklanan olayların kontrolünde deneyi kullanmaktır. Yani insanın durumunu güçlendirmek için deneyi tanımlayıp yeniden oluşturması ve kullanması gerektiğini ileri sürer.
YAŞAM BOYUNCA BİTMEYEN BİR SÜREÇ
Akıl, sosyolojik bir oluşum olup, insanlar birbirlerinin deneylerinden ortak ilgileri doğrultusunda yaralanırlar; zekâ ise problemleri çözme yetisi olarak çeşitli problemler üzerinde çalışıp deneyim kazanabilme zenginliği. Dewey, insanın durumunu güçlendirmek için deneyi tanımlayıp yeniden oluşturması ve kullanması gerektiğini ileri sürer. Var olmak demek değişen bir dünyada bulunmak demektir. Yetişip, gelişme bireyin çeşitli tecrübeler ve öğrenilen şeyler arasındaki bağlantıları ve ilişkileri anlama yeteneğini kazanması anlamına gelir. Deneyimlere ve problem çözmeye dayalı eğitim yaşam boyunca hiç bitmeyen bir süreçtir.
DENEYİMLER YARATICILIK İÇİN ZEMİN OLUŞTURUR
Problem çözme süreci, bireylerin eleştirel düşünme, yaratıcılık, akıl yürütme, işbirliği ve karar verme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Problem çözme deneyimleri alternatif çözümler üretmeye, eleştirel düşünmeye ve yeni fikirler geliştirmeye teşvik eder. Yaratıcı düşünce, bu problem çözme sürecinde doğal bir şekilde ortaya çıkar. Bu, öğrencilerin deneyimler yoluyla öğrenmelerini ve kendi çözümlerini üretmelerini sağlamak anlamına gelir. Bundan dolayı problem çözme, deneyim ve yaratıcılık kavramları arasında karşılıklı bir ilişki söz konusu. Deneyim, yaratıcılık sürecini etkiler ve şekillendirir. Deneyimler, kişinin bilgi birikimini, gözlemlerini, yaşadığı olayları ve edindiği becerilerle birleşince yaratıcılık için bir zemin oluşturur. Yaratıcılık, aynı zamanda yeni bakış açılarının üretilmesi ve problem çözme becerisinin kullanılmasıyla ilgili. Deneyim, bir kişinin bilinçaltında birikmiş olan bilgi ve tecrübeleri temsil eder. Deneyimler mevcut sorunlara alışılmışın dışında çözümler üretilmesine imkân sağlar. Deneyimler, yaratıcılığı besleyen bir kaynak olarak; farklı bakış açılarını birleştirmesini ve bağlantılar kurulmasını sağlar. Karşılaşılan sorunların çözümünde yeni ve özgün fikirler, deneyimle biriken farklı kavram ve bilgilerin birleşiminden ortaya çıkar. Bu çift taraflı işleyen bir süreçtir ve yaratıcılık ile deneyim arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Deneyimler, yaratıcılığın temelini oluştururken, yaratıcı süreç de deneyimi geliştirir ve zenginleştirir. Dewey, problem çözme sürecinin demokratik değerlerle de ilişkili olduğuna işaret eder. Ona göre, demokratik toplumlar, bireylerin sorunları analiz etme, çözüm üretme ve farklı bakış açılarını değerlendirme yeteneklerini geliştiren bir eğitim sistemine ihtiyaç duyarlar. Bu şekilde, bireyler demokratik toplumun aktif ve bilinçli birer üyesi olabilirler.
KAYNAKLAR
Ahmet Cevizci, A. 2022, Eğitim Felsefesi, Say Yayınları
Dewey, J. 2021, Deneyim ve Eğitim, ODTÜ Yayıncılık
Gutek, Gerald L. 2021, Eğitime Felsefi ve İdeolojik Yaklaşımlar, Ütopya Yayınevi
PROF. DR. FARUK ÖZTÜRK KİMDİR?
Yazar, Lisans eğitimini 1990 yılında Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünde tamamladı. 1991 yılından beri Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi gibi üniversitelerde görev yaptı. 2005 yılından beri Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Eğitim felsefesi, eğitimin tarihi ve sosyal temelleri gibi alanlarda bilimsel çalışmaları bulunuyor. Bu alanlarda lisans ve lisansüstü dersler vermeye devam ediyor.