Güncelleme Tarihi:
Yalnızca somut ve kanıtlanabilir bilgilerin geçerli olduğunu savunan bu görüş materyalizm ve pragmatizm ile benzerlik gösterir. Pozitivizme göre olgular ve değerler (inançlar) birbirinden ayrılmalıdır. August Comte tarafından sistemleştirilen Olguculuk, birçok filozofu etkilemiştir. Bu filozoflar arasında Bertrand Russell, Herbert Spencer ve John Stuart Mill yer alıyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de pozitivizmden etkilenen birçok düşünür olmuştur. Bu düşünürlerden bazıları Beşir Fuad, Baha Tevfik, Rıza Tevfik Paşa, İsmail Fenni Ertuğrul ve Abdullah Cevdet'tir.
Pozitivizm (Olguculuk) Nedir?
Pozitivizm, Alman İdealizmi ve Yeni- Platonculuk gibi metafiziği merkezine alan felsefi akımlara karşı çıkan bir öğretidir. Bu öğretide ''Pozitif'' kelimesi iki anlama gelir. İlki, pozitif bilimlere bir göndermedir ve ''metafizik olmayan'' anlamına gelir. Pozitivistler teolojiyi tamamen reddetmiş ve modern dünyada ilerlemenin ancak metafiziğin ortadan kaldırılmasıyla mümkün olduğunu iddia etmişlerdir. Bu bağlamda Materyalizm ile benzer nitelikler taşır. Platon'un idealar dünyasını ve Alman İdealistlerinin ''Existenz'' felsefesini reddeden Pozitivistler, bilimsel yöntemlere dayalı bir felsefe geliştirmiştir.
Pozitivizm Hangi Dönemde Ortaya Çıkmıştır?
Olguculuk 1800'lü yılların sonunda ortaya çıktı. Pozitivizm, tarih boyunca birçok alt dala ve türe ayrılmıştır
1- Mantıksal Pozitivizm: (Yeni Pozitivizm)
Mantıksal pozitivizmin fikir babası Erns Mach'tır. Klasik Pozitivizm, yaklaşık olarak 100 yıl sonra yeniden değerlendirilmiş ve Mantıksal Pozitivizm olarak adlandırılmıştır. Bu görüşü destekleyen filozoflar ''A Priori'' kavramını reddeder. Yani, deneye ve gözleme dayanmayan hiçbir bilgi kabul edilemez. Ancak deneylerle elde edilen bilgilerin de doğrulanması gerekiyor. Buna ''olguya dayalı gözlem'' ya da ''pozitif deney'' adı verilir. Mantıksal pozitivizmin birincil amacı yasa oluşturmaktadır. Deneyle elde edilen bilgiler karşılaştırılarak mutlak bir sonuca ve yasaya ulaşılmalıdır. Bunun için de muğlak ifadelerden ve anlamsız cümlelerden kaçınmak zorunludur.
Bu öğretide A Priori kavramının yerini A Posteriori almıştır. Diğer temsilcileri arasında, Kurt Godel, Moritz Schlick, A. J Ayer ve Bertrand Rusell yer alır.
2- Hukuki Pozitivizm:
Hukuki Pozitivizmde yasalar ile etik kuralları birbirinden ayrılır Bu öğretiye göre yasalar, bilimsel temellere dayandırılarak yeniden yazılmalıdır. Bunun nedeni ise kanunların insan eliyle yazılmış, göreceli kaidelerden oluşmasıdır. Önemli temsilcileri arasında Hans Kelsen, Ronald Dworkin ve Georg Jellinek yer alır.
3- Postpozitivizm:
1960'lı yıllarda ortaya çıkan Postpozitivizm öğretisindeki en önemli kavram ''Paradigmadır.'' Bu görüşe göre bilimsel gerçeklikler, o dönemin koşullarını ve toplumsal tabularını yansıttığı için paradigma içerebilir. Bilimsel açıdan yasa kabul edilen gerçeklikler sorgulanmalıdır. Örneğin 20 yıl öncesindeki teknolojik ekipmanlar ile günümüzdekiler bir değildir. Bu da mutlak bir yasanın ortaya çıkmasına engel olur.
Postpozitivizm görüşü Thomas Kuhn tarafından geliştirilmiştir. Thomas Kuhn'a göre tümevarım yöntemi geçersizdir. Bu yöntemin yerine ''sınanabilirlik'' ya da ''yanlışlanabilirlik'' yöntemi uygulanmalıdır. Buna göre ''doğrulanabilen'' şeyler değil ''yanlışlanamayan'' olgular yasa kabul edilmelidir.
Pozitivizm Özellikleri ve Kurucusu
Pozitivizmin kurucusu Auguste Comte'dur. 1798 yılında Fransa'da doğan Auguste Comte, filozof olmasının yanı sıra matematikçi ve sosyologdu. Pozitivizmin temel ilkelerini oluşturdu. Bu ilkeler arasında akılcılık, deney ve gözleme dayanan bilimsel yöntem ve toplumsal ilerleme yer alır.
Fransız filozofun Türkçeye çevrilmiş birçok eseri bulunmaktadır. O eserlerden bazıları:: Pozitivizm İlmihali, Pozitif Felsefe Dersleri ve Pozitif Anlayış Üzerine Konuşma, Pozitif Felsefeye Giriş, İslamiyet ve Pozitivizm.