Güncelleme Tarihi:
Yaklaşık 1.5 yıldır ilk ve ortaöğretimde eğitim gören öğrencilerin büyük kısmı okullarına sayılı günlerde gidebildi. Arkadaşlarından uzak, yüz yüze eğitime hasret kaldı. Öğretmenlerinin, arkadaşlarının yüzünü bilgisayar, telefon, tabletten görebildi. İlkokuldan, üniversiteye kadar öğrencilerin şimdi en büyük hayali okullarına kavuşmak. Ağız birliği yapmışcasına, “Okulu hiç böyle özleyeceğimizi düşünmemiştik” diyorlar.
ARKADAŞLARIMIZI TANIYAMIYORUZ
Okul özlemlerini, “Pandemi boyunca kısıtlanmış hissettik, arkadaşlarımızı özledik, maske arkasında onları görünce tanıyamıyoruz. Artık bitsin uzaktan eğitim, normale dönelim, evde durmak istemiyoruz” sözleriyle dile getiren öğrencilerin en büyük hayali merkezi sınavların kalkması ve maskesiz, arkadaşlarıyla rahatla kucaklaşacakları okullar, kampüsler. Biz de bir ilkokul, Liselere Geçiş Sistemi’ne (LGS) giren bir ortaokul son sınıf, bir lise ve bir üniversite öğrencisi ile konuyu değerlendirdik. Onlarla pandemi dönemini nasıl yaşadıklarını, duygularını, hayallerini konuştuk:
KAVGA ETMEYİ BİLE ÖZLEDİM
Halil Efe Şahin (Yıldız Tabya İlkokulu 4’üncü sınıf öğrencisi, 10 yaşında)
- Halil Efe, pandemi dönemi bugüne kadar nasıl geçti?
Ablam var, o da Eyüp Anadolu Lisesi’nde okuyor. Okula çoğu zaman gittim, ama yarısını da evde geçirdim. Derslerimin çoğuna kaçırmadan girdim. EBA’dan öğretmenin verdiği çalışmaları da yaptım. Tabletim vardı, canlı dersler başladı onlara girdim tabletimden. Uzaktan eğitimde zorlanmadım. 3 kere okulu açtılar 3’ünde de gittim. Konular bitti artık gitmeyeceğim, 2 hafta telafi var.
- En çok neyi özledin?
En çok okulumu ve arkadaşlarımı özledim. Arkadaşlarımla bazen görüşüyorduk ama yerini tutmuyordu. Çünkü orada bile kopukluklar olabiliyor. Bazılarıyla oyun için kavga etsem de hepsini çok özlemişim. Canlı görmekle dijitalden görmek çok farklı gerçekten.
- Okula ilk gittiğin gün ne yapacaksın?
Ortaokula gideceğim için çoğunlukla tanışmaya çalışacağım insanlarla. Öğretmenlerimle tanışacağım çünkü her derse ayrı bir öğretmen girecek.
YATAKTAN KALKIP DERSE GİRDİK
Emir Bilir (Haznedar Abdi İpekçi Ortaokulu 8’inci sınıf öğrencisi, 14 yaşında)
- Pandemi döneminde ortaokul son sınıflar daha fazla okula gitti, sen neler yaşadın?
Pandemi döneminde okullarda maskeli olduğumuz için sıcaklık oluyor, uykumuz geliyor, dersi verimli dinleyemiyoruz. Uzaktan eğitimde de herkes elinden gelenin en iyisini yaptı, biz de öyle yaptık. Öğretmenlerimiz yardımcı oldu, neler yapmamız gerektiğini söyledi.
- Derslerin çoğunu bilgisayar başında, kimseyi görmeden izlediniz...
Çevrimiçi ders olduğu için bazen yataktan derse katılıyoruz, bazen de uyuya kalıyoruz sabah sabah ders olunca. En kötüsü de uyuduğumuz zaman öğretmen soru soruyor, duymayıp yakalanıyorduk. Böyle bir eksisi oluyor.
- Arkadaşlarınla bir arada olamadın, özledin mi?
Önceden bu kadar özlemiyordum. En çok çıkışta arkadaşlarımla gezmeyi özledim. Arkadaşlarımla pandemi döneminde bilgisayar oyunlarında görüşmeye başladık. Önceden dışarıda basketbol oynuyorduk.
EVDEN DE TV’DEN DE BIKTIM
Esra Erkoca (Kabataş Erkek Lisesi 10’uncu sınıf öğrencisi, 17 yaşında)
- Bu sınıfa kadar yüz yüze eğitim görebildin mi?
Hazırlığı ve 9’uncu sınıfın başını yüz yüze okudum. Okulda etkinliklerimiz oluyordu. Özellikle ikinci dönem çok dolu oluyoruz. Sempozyumlara katılıyorduk. Pandemi başladığı dönemde biz okulun robotik takımı olarak Amerika’ya, okulun çok sesli korosuyla birlikte Paris’e gidecektik. Heyecanlıydık. Aynı zamanda planladığımız etkinlikler vardı. Bir anda hepsi gitti.
- Evde neler yaşadın? İstediğin okula girdin ama onun bahçesinde ve sınıfında olamamak nasıl bir duyguydu?
İlk başlarda evde yemek yapayım diyordum. İnsan bir süre sonra dizi izlemekten bile sıkılır hale geliyor. Çevremdeki arkadaşlarımdan da gördüğüm üzere artık bir bıkkınlık geldi. Rutinimiz gitti. Normal zamanda “Okul olmasın, sınav olmasın” derdik. Şimdi okula uzak oturmama rağmen, yolda vakit öldürmeyi bile özlemiş hale geldim. O anlamda insanı boğan bir süreç oldu.
SOSYALLEŞMEYİ UNUTTUK
Çetin Dalkılıç (İTÜ Elektrik Mühendisliği son sınıf öğrencisi, 23 yaşında)
- Bu dönem seni nasıl etkiledi?
Ben son sınıf öğrencisiyim. Pandemi zamanı 3’üncü sınıf 2’nci dönemdim. Akademik hayatımın yanı sıra bir ekipte yer alıyorum. ‘Güneş arabası’ dediğimiz güneş enerjisiyle çalışan arabalar için çalışıyorum. Tam o sırada takım kaptanı olmuştum, bir hafta sonra pandemi başladı. Bir anda memleketlere dağıldık. Bu esnada okulumuz hızlı reaksiyon alıp tüm eğitim sistemini Zoom’a taşıdı.
- Uzaktan eğitimi nasıl değerlendiriyorsun?
Belli açılardan avantajlı buluyorum bu dönemi. Sınıf ortamını düşününce tabii ki etkileşimli değil, hocalarla bir iletişim yok ama bunun yanı sıra herkesin tahtayı görebilmesi gibi bir avantaj var. Özellikle bizim hocalarımızın sunumlarını amfide görmek zor oluyordu. Ama çok fazla dezavantajı da var, özellikle sosyallik açısından. Ders arasında ya da çıkışında arkadaşlarla fakültenin kantine gitmek bile çok özlenen bir şey. Bunu da geçtim özellikle bizim okulda çok fazla kulüp ve proje takımı var. Bunların hepsi özellikle öğrencilerin etkileşimde bulunduğu sosyal alanlar. Birçoğu faaliyetlerini yavaşlattı. Bir anda herkes eve dönünce boşluğa düştü. 1.5 yıldır hiç görmediğim çok yakın arkadaşlarım var.
- Yetkililere ne söylemek istersin?
Çok fazla nüfus var özellikle üniversitelerde. Okullar açılacaksa tüm önlemlerin alınıp, aşıların yapılıp açılmasını öneririm. Kampüslerde, sınıflarda sosyal mesafenin korunması çok zor. Bu sebeple Eylül ayına kadar tüm önlemlerin alınması ve tüm üniversite öğrencilerinin aşılanması gerektiğini düşünüyorum. Bence üniversitenin insan hayatında özel bir yeri var, öncelik verilmesini talep ederim.