Güncelleme Tarihi:
Türkiye Özel Okullar Birliği’nin 13’üncü Geleneksel Eğitim Sempozyumu için Antalya'ya gelen Gülan, Türkiye'de özel okulda eğitim gören öğrencilerin oranının son 10 yılda yüzde 2'den yüzde 4'e yükseldiğini, bu oranın Avrupa Birliği ya da gelişmiş ülkelerin gerisinde olduğunu söyledi.
Gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 25 olduğunu dile getiren Gülan, "Bu ülkelerde özel okula giden öğrenci sayısının çok olmasının nedeni, devlet ya da yerel yönetimlerin masrafları ödüyor olması. Mesela ABD'nin Florida kentindeyseniz 7 bin dolar devlet sizin için ödeme yapar. Hollanda'daysanız 4 bin avro ödeme yapar. Norveç'te ise ister resmi okul, ister özel okulda olun devlet 16 bin 500 avro para harcar. Burada eğitimin özelleştirilmesi söz konusu" dedi.
Türkiye'deki özel okulların öğrencilerin yüzde 8'lik kesiminin ihtiyacını karşılayabilecek bir kapasiteye sahip olduğunu anlatan Gülan, "Türkiye'de özel okullarda yüzde 8'lik kapasite var ama okullar yarı yarıya boş çalışıyor. Çünkü yeterli derecede bu parayı ödeyebilecek ekonomik güce sahip kesim yok" diye konuştu.
Devletin bu alanda teşvik vermesi gerektiğini vurgulayan Gülan, eski bakanlardan Adnan Kahveci'nin okula ödenen ücretin vergiden düşülmesi ya da vergi iadesi şeklinde düzenlenmesi yönünde bir kanun tasarısı hazırladığını ancak Meclis gündemine getirilemediğini hatırlattı.
Özel okulların artmasının Türkiye açısından yararlı olacağını savunan Gülan, "Maalesef Türkiye'nin nüfus artış hızı düşmeye başladı. Bugün aldığınız öğretmeni 40 yıl çalıştırmak zorundasınız ayrılmadığı sürece. Halbuki 10 yıl sonra Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı, okul ihtiyacı azalmaya başlayacak. Dolayısıyla bu işi özel sektöre yaptırırsanız, öğretmen işi bittiğinde de çekilmek zorunda kalır ama devlet yaparsa 40 yıl ödeme yapmak zorunda kalacak" dedi.
Özel okullara ders kitabının verilmesi sevindirici
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın özel okullara ders kitaplarını verme yönündeki açıklamalarını sevindirici bulduklarını anlatan Gülan, özel okul kitaplarının maliyetinin 250 ile 500 lira arasında değiştiğini, birçok ailenin bunu alma sorunu yaşamayacağını ancak kitabı bulma konusunda sıkıntılar yaşandığını söyledi. Gülan, şöyle konuştu:
"İstanbul, Ankara, İzmir dışına çıktığınızda insanlar kitap bulamıyor. Tokat'a, Rize'ye, Artvin'e, Mersin'e gidin, kitap yok. Neden? Devlet belli miktarda sipariş veriyor ve kitap üreticisi de o kadar basıyor. Biz arayınca 'Elimizde yok' diyor. Artık devlet, özel okul sayısını da hesap ederek bunu basacak. Bu uygulama, hükümetin ve bakanlığın özel okullara bakış açısının çok olumlu yönde değiştiğinin göstergesi. İnsanlar da kitap sıkıntısı çekmeyecek. Bu karar için teşekkür ediyoruz."
Eğitim'de "yapboz tahtası" tartışması
Eğitimin "yapboz tahtasına döndüğü" yönündeki eleştirilere katılmadığını belirten Gülan, "Hangimiz son 2 yıl içinde dizüstü bilgisayarımızı değiştirmedik, hangimiz akıllı telefonun daha üst modeline geçmedik. Çünkü sürekli en son teknolojiyi kullanmanız gerekiyor. Bakıyorsunuz bu yılki bilgisayarlarda açılacak program, 2 yıl sonraki bilgisayarda açılmıyor. Öğrenciler için de en iyi öğrenme metodu neyse onu buluncaya kadar değiştireceksiniz" dedi.
Öğrenci seçme ve yerleştirme alanında da farklı metotlar uygulandığına işaret eden Gülan, bunun için sınav sisteminin ya da soruların değiştirildiğini söyledi. Eğitim alanında yapılan değişiklikleri çok fazla yadırgamadıklarını belirten Gülan, en iyiyi seçmek için her zaman farklı modellerin uygulanacağını ve buna göre dönüşümlerin değerlendirileceğini söyledi.
Dershaneler konusu siyasi boyut kazandı
Gülan, günümüzdeki sınav sisteminin dershanelerdeki eğitim modeline dayalı olması nedeniyle dershanelere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Özel okulda okuyan, fen liselerine giden bir öğrencinin ya da çok zeki bir çocuğun da dershaneye ihtiyaç duyduğuna dikkati çekti.
Sınav sistemi değiştiği, müfredata dayalı soru sorulmaya başlandığı, okulların kalitesinin arttığı ve üniversitelere kendi öğrencilerini seçme hakkı verildiğinde, dershaneye olan ihtiyacın da azalacağını söyleyen Gülan, "Dershanelere olan ihtiyaç ortadan kalkmadığı müddetçe bu yeraltına iner. Yani parası olan özel derse gider, evine özel öğretmen getirir, parası olmayan sıkıntı çekmeye başlar. Doğru olan dershaneye olan ihtiyacın azaltılması ancak gelinen noktada olay siyasi boyut kazandı ve eğitim platformundan çıktı" dedi.