Güncelleme Tarihi:
Türkiye'deki özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin durumunu ortaya koymak için yapılan çalışmayla, bu kurumların denetim sorunu yaşadığı tespit edildi. Yöneticiler, denetimler konusunda pek çok eksiklik yaşandığını, kurumların yeterince ve etkili biçimde denetlenmediğini söyledi.
Bu merkezlerin denetimlerinin özel eğitimle ilgili meslek alanlarından seçilen denetçiler tarafından ve sık yapılması önerisinde bulunuldu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, destek özel eğitime ihtiyacı olan bireylere hizmet sunan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin mevcut durumlarının ve sorunlarının tespit edilerek, hizmetlerin ve kamu kaynaklarının daha etkili ve verimli kullanımının sağlanması için “Destek Özel Eğitim Hizmetlerinin Verimliliğinin Araştırılması Projesi” gerçekleştirdi.
Projeye yönelik hazırlanan raporda, Türkiye'de engelli bireylerin erken tanılamasına ilişkin sorunların olduğu belirtildi. Rehberlik ve araştırma merkezlerinde ortam, araç-gereç ve insan kaynakları yetersizliği nedeniyle özellikle çoklu engel durumlarının tanılanmasında sorunlarla karşılaşıldığı ve gereksinimlere uygun hizmet verilemediği açıklandı.
Türkiye'de engelli bireylerin ve ailelerinin hakları, ilgili yönetmelikler ve kurumların işleyişlerine yönelik pek çok sorunun bulunduğunun belirtildiği raporda, bu sorunlardan bazıları şöyle sıralandı:
“Milli Eğitim Bakanlığındaki (MEB) mevcut yönetmelikler, engelli bireyler için hazırlanmadığından hizmet verilecek yaş gruplarının çerçevesinde belirsizlik olması, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde aile merkezli hizmet politikalarının olmaması, kurum yöneticileri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri işleyiş ve çalışma kuralları konusunda sıklıkla özel eğitim alanında az bulunan bazı elemanlar sebebiyle zorluklar yaşanıyor.”
Denetim yetkin müfettişlerce yapılmıyor
Raporda kurumların denetimine yönelik sorunlara da değinilerek, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri için iç ve dış denetim mekanizmalarının oluşmadığı, kontrolün özel eğitim alanında yetkin müfettiş veya meslek elemanları tarafından yapılmadığı vurgulandı.
Merkezlerin her türlü denetiminden sorumlu olan personelinin, özel eğitim alanıyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması nedeniyle sadece idari denetleme yaptığı ifade edilerek, denetlenmenin yol gösterme, gelişmeyi sağlama boyutundan çok, cezai boyutunun öne çıktığı belirtildi.
Personelin denetlenmesinin, özel eğitim gerektiren öğrencinin kişisel ve gelişim özelliklerine göre, öncelikle bireyselleştirilmiş eğitim programlarında hedeflenen amaçları gerçekleştirebilme düzeyini dikkate alarak yapılması gerektiği dile getirilerek, kurumların denetlenmesinin ise hem idari hem mesleki yapılanmadaki aranan özelliklerin yerine getirilme durumu dikkate alınarak yapılması gerektiğine değinildi.
Denetim sonucu bildirilmeli
Raporda, “Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi yöneticilerine göre, kurumların denetimleri konusunda pek çok eksiklik yaşanmaktadır. Kurumlar yeterince ve etkili biçimde denetlenmiyor” ifadesine yer verildi.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin denetiminin sıkılaştırılması gerektiği önerisinin yapıldığı raporda, bu merkezlere açılış izni veren kurumların ortak açılış standartları belirlemesi, istismar olduğu gözlenen kurumların kapatılması, sorumlu kişilerin alanda tekrar kurum açmasının önlenmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Denetimler sonrası özel eğitim kurumuna geri bildirimlerde bulunulmasına dikkat çekilerek, farklı hizmet türleri için değerlendirme ölçütlerinin oluşturulması ve denetimlerin bu ölçütler çerçevesinde yapılması önerisi getirildi.
Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin denetimlerinin özel eğitimle ilgili meslek alanlarından seçilen denetçiler tarafından yapılması da önerildi.
Otistik çocuklar için sade ve ışıklı mekanlar olmalı
Farklı hizmet alanlarına sahip eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin, engelli çocukların öğrenme sürecine aktif katılımı için engel gruplarına göre düzenlenmesine dikkat çekilerek, işitme engelli çocuklara hizmet veren merkezlerin gürültüden uzak bölgelerde kurulması, otistik çocuklar için ise, basit ve sade planlanmış bir mekanın, bol ışıklı, dinlendirici renklerin hakim olduğu, az eşyanın bulunduğu ortamların sağlanmasının önemine değinildi.
Sınıf ölçütlerine belli standartların getirilmesi önerisinin yapıldığı raporda, mekanların erişilebilir olmasına da vurgu yapıldı.
Personel için yasal düzenleme gerekli
Türkiye'de engelli öğrencilere öğretmen ve hizmet personeli yetiştirmenin, özel eğitim alanındaki önemli sorunlardan biri olduğu ifade edilerek, Türkiye'de halen özel eğitim öğretmeni yetiştirmekte olan üniversitelerdeki öğretim üyesi açığının kapatılması, özel eğitim ve ilişkili hizmetler alanlarındaki öğretim üyesi açığını kapatmak için çalışmaların acilen başlatılması gerektiğine değinildi.
Raporda, “Lisansüstü sertifika programları, Türkiye'deki özel eğitim öğretmeni ve özel eğitimle ilişkili hizmet personeli açığını kapatmada özellikle de zihin engelli ve otizm spektrum bozukluğu tanılı öğrencilere nitelikli öğretmen yetiştirmede en uygun seçenek olarak görülüyor” denildi.
Özel eğitimle ilişkili hizmetleri sağlayacak personelin özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarında istihdam edilebilmeleri ve görevlerinin tanımlanabilmesi için gerekli yasal ve yönetsel düzenlemelerin yapılması gerektiği belirtilerek, kurumlardaki hizmet kalitesinin artırılması için programların yeniden yapılandırılması, özel eğitime yardımcı personel yetiştirmek için ise önlisans programları açılması önerilerinde bulunuldu.
Yeterli deneyime sahip değil
Destek özel eğitim hizmetlerinin sunulmasında yaşanan sorunlar arasında “nitelikli personel istihdamı”nın da yer aldığı ifade edilerek, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışma sürelerinin ve yoğunluğunun fazla olduğu, istihdam edilen personelin engelli bireylerin eğitimi ve rehabilitasyonu konularında yeterli bilgi ve deneyime sahip olmadığı, personelin yüksek maaş istediği, kısa süreli çalışıp işten ayrıldığı belirtildi.
Merkezlerde görev yapan personele düzenli olarak hizmet içi eğitim verilmesi, bilimsel etkinliklere katılmalarının teşvik edilmesi, personelin nesnel ölçütlere dayalı olarak belli aralıklarla bağımsız kurumlar tarafından değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Raporda, bağımsız çalışabilecek tanı, değerlendirme ve destek merkezinin kurulması, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerindeki öğretmenlerin, öğrencilerinin devam ettiği örgün eğitim kurumlarındaki öğretmenleriyle her dönem en az bir kez zorunlu olarak yüz yüze görüşme yapması da önerildi.