Güncelleme Tarihi:
Bu durum onların yaşamda tutkulu, meraklı ve sağlıklı bir duruş edinmelerinde yardımcı olur. Tipik gelişim gösteren çocuklar için önemli olan bu düzen özel gereksinim gösteren çocuklar için de oldukça önemlidir. Kadın, erkek, anne baba rollerinin karıştığı tutarlılığın olmadığı bir ortamda doğan her çocuk dezavantajlı doğar. Bu sağlıklı bir zemin değildir. Birde bu duruma gelişimsel sorunların eklenmesi çok büyük bir karışıklığa yol açar. Ebeveyn olmak isteyen tüm yetişkinler eş ilişkileri, aile içi iletişim, çocuk gelişimi ve bakımı konusunda eğitimlere katılımlarının gerçekleşmesi tüm çocukların ruh sağlığı ve öğrenme becerileri açısından çok önemli. Özel gereksinim için çevresel düzenleme gerekir. Bu nedenle uygun aile çevresi bireyin yaşama uyumunu olumlu yönde etkiler.
ERKEN MÜDEHALE YÖNTEMLERİ ÖNEMLİ
Özel gereksinimli bireylerin yaşam boyu öğrenmelerinde bilindiği üzere erken müdahale temel oluşturur. İlk erken müdahale yukarıda da belirtildiği gibi ebeveynlerin yetişkin olma becerileridir. Bu özel gereksinimli çocuğun eğitimi için önemlidir. Bu zeminin sağlanamadığı durumlarda uzman ve eğitimciler kaygan bir zeminde muhatap bulmada zorluk çekerken temelde ilişki ile ilgili alt yapısı olmayan çocuğun eğitimciye de geçişi istenilen şeklide gerçekleşemez.Bireylerin yaşadığı çeşitli güçlüklerine tıbbi ve eğitsel yöntemlerle erken müdahale edilmesi bireyin gereksiz yere yorulmasına, öğrenilmiş çaresizliğe düşmesini geciktireceği gibi, ekonomik açıdan hem aile için hem de ülke için avantajlı bir durumu oluşturur. Erken müdahale yöntemleri uygulanabildiğinde birey, aile ve çevre de daha az yıpranır. Çocukların tanı alma süreçleri erken dönemlere inmiş olsa da yaşamın ilk bir yılında müdahale edilen çocuk sayısı oldukça az. Buradan kurumlar arası işbirliği ve hızlandırılmış bir protokolün yararlı olacağı düşünülüyor. Çocukları doğduğu andan itibaren takip eden hemşirelerin yapmış olacağı yönlendirme ve hastanelerin takibi daha sonra rehberlik araştırma merkezlerine yapılan işbirliği ile evde bakım ve öğretim için temel başlıklar oluşturulabilir.
DOĞRU TAKİP SİSTEMİ GEREKİYOR
Ülkemizde bu konu ile ilgili seçenekler bulunuyor. Ancak bu sistemi ailenin takip etmesi bekleniyor. Bu konuda uzmanlaşmış bireylerin ailelerin gidecekleri yollar ve bu yollarda nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda rehberlik etmeleri, ailelerin kendi dinamiklerinden kaynaklanan çocukların sürecini ihmal etme durumunda da müdahale etmeleri gerekiyor. Özel gereksinimli bireylere uygulanan tüm işlemlerin doğruluğu ve işleyişi konusunda takip edilmeleri önemli. Özel gereksinimli birey doğduğu andan itibaren öncelikle 0-2 yaş arasında evde ebeveynlerinin eğitimi, tıbbi ihtiyaçları, bakımlarının giderilmesi sağlanmalı. Ardından kısa süreli de olsa evde özel eğitim rehberliği ile müdahale edildiğinde çok daha hızlı bir şekilde ilerleme gösterebilecekler.. İki yaş sonrasında bireyin ihtiyaçlarına göre özel eğitim ve diğer süreçler organize edilmeli. Bu noktada çocukların özel eğitim haricinde gidecekleri kurumlardaki öğretmenlerin (kreş ve okul öncesi) o konuya hakim olmaları da oldukça önemli. Ancak ülkemizde erken çocukluk döneminde ve okul öncesi dönemde sınıflardaki çocuk sayısının fazlalığı özel gereksinimi çocuklar açısından bir dezavantaj oluşturuyor. Ayrıştırılmış sınıflarda benzeşen sorunları olan özel gereksinimli bireylerin eğitim almaları ise bazı açılardan avantajlı görünse de uzun vadede dezavantaj oluşturduğu görülüyor. Bu anlamda ihtiyaçları konusunda gerekli materyal ve eğitim donanımı için bireysel destek alan bireyin belli zaman dilimlerinde yaşıtları ile beraber olması hem kendisinin ruh sağlığı ve öğrenme yaşantıları adına hem de yaşıtlarının yaşamı farklı açılardan değerlendirebilmeleri adına önemli. Özel gereksinimli bireylerin erken çocukluk dönemine ve okul öncesi döneme hitap eden kurum sayısı maalesef yeterli seviyede değil.
İHTİYACA GÖRE UZMANLIK ARTMALI
Özel gereksinimli bireylerin yaşadıkları problemin şiddeti arttıkça destek olacak kişinin uzmanlık alanı bilgisinin de derinleşmiş olması gerekli. Örneğin otizmden etkilenmiş bir bireyin otizmin tüm özelliklerini baskın şekilde göstermesi durumunda ona uygulayacak yöntemlerin daha yapılandırılmış tekniklerle desenlenmesi beklenir. Bireyde otizme ilişkin veriler baskın ya da çok değil ise o zaman yapılandırılmış ancak çevrenin de eğitimin içine katılabildiği modellerden yararlanmalı.r. Bu nedenle ülkemizde alanında uzmanlaşmış bireylerin özel gereksinimli bireylere yetecek sayıda olmadığı düşünülüyor. Özel gereksinimli bireylerin eğitiminde öğretmen yetiştirme alanında özel gereksinimin türüne göre daha yoğun eğitimlerin verildiği programların uygulamasının yararlı olabilir. Özel gereksinim yaşam boyu devam eden bir süreç olduğu için öğretmenlerin yaşam dönemlerine (erken çocukluk, okulöncesi, ilköğretim, yetişkinlik, yaşlılık) gereksinimin türüne ve derecesine göre eğitim aldığı ve öğretim yapabileceği donanıma sahip olduğu sistemlerin yararlı olacağı düşünülüyor. Ülkemizde üniversitelerde özel eğitim başlığı altında yer alan programların daha spesifik bir hale gelmesi yararlı olabilir.. Bu programlarda öğretmen adayları pek çok özel gereksinim alanına ilişkin eğitim alsa da bir alanda uzmanlaşmalarının daha yararlı olacağına ilişkin bilimsel çalışmalar bulunuyor. Ülkemizde son yıllarda erken çocukluk, okul öncesi ve ilköğretim alanında çalışmalar bulunsa da yetişkinlik ve yaşlılık için yapılan çalışmaların ve uzmanlaşmış eğitimci, yardımcı personellerin sınırlı.
AİLELERE DESTEK SAĞLANMALI
Özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçları pek çok farklılık gösteriyor. Bazen tıbbi, bazen eğitimsel araç-gereç ya da tüm tekniklerinin bir arada uygulanması gerekiyor. Bu müdahalelerin maddi ve manevi olarak aileye getirdiği yük büyük oluyor. Maddi yükler konusunda yapılabilecek indirimler, vergi, fatura muafiyetleri ya da kolaylaştırıcı çalışmaların sayısının ve yoğunluğunu artması aileler açısından önemli. Manevi destek olarak da ailelerin yaşadığı bu süreçte ebeveynlerin kardeşlerin, belki de geniş ailenin, ruhsal açıdan desteklenmesi için uzmanlaşmış psikolog ve rehber psikolojik danışmanlara da ihtiyaç bulunuyor.
DOÇ. DR. OKTAY TAYMAZ SARI KİMDİR?
Düzce doğumlu olan Oktay Taymaz Sarı, İlköğretim ve lise öğrenimini Düzce’de tamamladı. 1992 yılında Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim bölümünden mezun oldu. 1993 yılında özel eğitim öğretmeni olarak meslek hayatına başladı. 2002 yılına kadar Milli Eğitim Bakanlığına bağlı çeşitli özel eğitim okullarında özel eğitim öğretmeni olarak çalıştı. 2003 yılında Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsünden “6-9 Yaş zihin engelli çocukların annelerine özbakım ve bazı temel becerileri kazandırmak için bir eğitim programı" adlı tezi ile yüksek lisansını tamamladı. 2011 yılında aynı üniversite ve enstitüden “Zihin kuramı hikâyeleri testi’nin Türk çocuklarına uyarlanması ve okul öncesi dönemdeki normal gelişim gösteren, zihin engelli ve otizmli çocukların zihin kuramı gelişimlerinin karşılaştırılması” adlı doktora tezi ile mezun oldu. 2002’den günümüze kadar Marmara Üniversitesi Özel eğitim bölümünde öğretim üyesi olarak çalışıyor.