Güncelleme Tarihi:
Oyun oynayan çocukların yaşamı çok daha iyi kavrayacağı, gelecekte üstlenecekleri sosyal rolleri öğrenmek veya okul dışı ortamlarda, örneğin açık oyun alanlarında kendilerini gözlemlemek konusunda önemli bir ihtiyaç içinde oldukları unutulmamalı.
ZİHİNSEL KAZANIMA ETKİSİ
Günümüzde ebeveynlerin ve öğretmenlerin şunu iyi bilmeleri gerekir; eğitim öğretimin oyunla verilmesinin çocuklarda soyut düşünme becerisini geliştireceği şüphesizdir. Oyunla gelişen soyut düşünme becerisinin ders başarısını da olumlu yönde etkileyeceği gözden kaçırılmamalıdır. Örneğin bir çocuk kitap veya ekrandan metin okumaları yaparak soyut bir dünyadaki karakterleri ve onların yaşadığı heyecan dolu olayları zihin dünyasında hızla bir senaryo haline çevirip seri şekilde alternatif mekân ve kahramanlar yaratarak aslında beyin-zihin becerilerini arttırdığını, bunun da dersler dahil her alanda kullanılabilir zihinsel bir kazanım olduğu bilinmelidir.
OYUNLA EĞİTİM STRATEJİSİ
Ebeveynlerin, okul başarısı için çocuklarını oyundan uzaklaştırdığına tanık olmaktayız. Bu durum belki de öğretmenin eğitsel stratejisine engel oluşturabilmektedir. Velilerin birer eğitimci olmaması nedeniyle öğretmenin eğitsel yöntem ve uygulamalarına eleştiri getirmeleri kesinlikle kabul edilmemelidir zira eğitim öğretmenin profesyonel alanıdır. Bu tür müdahaleler öğretmenin işini zorlaştırmaktan başka hiçbir şeye yaramaz.
SINIF İÇİ ZEKÂ OYUNLARININ ÇOCUK GELİŞİMİNE ETKİSİ?
Öğretmen, kendi kurum yöneticisi ya da velilerden gelebilecek, seçtiği eğitim yöntemlerini zayıflatan bazı talepleri göğüslerken çocuğu herkesin beklentisi olan ortak bir noktaya da taşımak zorunda kalabilmektedir. Bilgi ve davranışlarını geliştirmek üzere eğitim-öğretim görevini yapan öğretmen içinden çıkılmaz hal alan durumlarda öğrencilere oyun temelli etkinlikler yapmalıdır. Çocuğu, aileyi, kendisini ve dersin kazanımlarını tek potada ancak oyunlaştırma teknikleriyle kaynaştırabilir. Zaman kazandırıcı ve hızlı gelişim sağlayan oyunlaştırma yaklaşımı ile zeka, motor beceri, iletişim, öğrenme alanına ilgi ve okul ile ilişkilerin geliştirilmesi gibi farklı boyutlar optimize edebilir. Bu durumda ise öğrenciye dair beklentisi olan tüm taraflar kazançlı çıkar.
LİSEDE DE OLMALI
Sınıf içi veya sınıf dışında bolca oyun deneyimleyerek oyuna doymuş, bedensel aktivite ile eş zamanlı olarak sınıf içi zeka oyunlarıyla renklendirmiş bir eğitsel ortam yaşatılmış çocuk, dil ve iletişim alanı başta olmak üzere, bilim/fen, sosyal dersler ve matematikte başarı sağlar. Beynin yaşa bağlı gelişim süreci ve çocukluk döneminde gözlenen şiddetli merak tablosu, zeka geliştiren oyunlaştırılmış aktivitelerle donatılırsa eğlenirken salgılanan hormonlar öğrencinin öğrendiği bilgileri özümsemesini sağlarken ders başarısını da hızla destekler. Son yıllardaki istatistikler göstermiştir ki oyunla eğitim öğretimin yapıldığı okul öncesi dönemi yaşayan öğrenciler, hızlı anlayan, çabuk kavrayan bir performans gösteriyorlar. Okulu adeta oyun merkezi gibi gören çocuk, aslında okul ile olan ilişkilerini de mükemmel hale getirecektir. Derslerin içindeki oyun dozu sınıf ve yaş ilerledikçe zekâ oyunlarına dönüştürülmeli, sınıf içindeki eğitsel süreçlerde zeka geliştiren egzersizler mutlaka olmalıdır. Bu sadece ilk ve ortaokulda değil, lisede de olmalıdır.
Fiilen bedenin kullanıldığı, zihinsel egzersizlerin yapıldığı oyunların öğrenme sürecinde çok daha etkili olduğu bilindiğine göre, yararlarını kanıtlamış geleneksel çocuk oyunları, zekâ oyunları ve sınıf içi özel etkinliklerle birleştirerek öğrencilerle okul dışına taşacak şekilde bir öğrenme finali yapmak, ayrıca gezi-gözlem ile dersler kapsamında edinilmesi gereken bilgi-kazanım ve davranış-beceri gelişimi sağlamak öğretmenlere yeni ve tatmin edici eğitsel zeminler üretecektir.
KARMA EĞİTSEL ÇALIŞMALARIN FAYDALARI
Zekâ ve beden olarak pasif değil, aktif bir çocukluk ve okul dönemi yaşanmasıyla hedeflerine daha kolay erişebilen bir birey yetiştirmek mümkündür. Özellikle pandemi sonrasında kapalı kalmış çocuk ve gençlerin, sınıf içinde zekâ oyunlarıyla başlayıp, sınıfın dışına çıkarılmış etkinlikler yoluyla edinilen bilgileri pratik olarak uygulayabilen, geleneksel oyunların pozitif ve evrensel etkileriyle bu sürecin birleştirildiği, ek olarak teknolojiyi dozunda kullanan pratikler ile hedeflerin ölçüldüğü; çocuğu pasifize etmeyen karma eğitsel çalışmalar günümüzde büyük fayda sağlar ki yukarıda tarif edilen bu yenilikçi eğitsel yaklaşım öğretmenler tarafından mutlaka değerlendirilmeli, sahada uygulanarak sonuçları eğitim camiasıyla paylaşılmalıdır.
MEMDUH SAMİ TANER KİMDİR?
1984 yılında Yalova Lisesinden mezun olarak Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya bölümüne girdi ve 1989 yılında Kimyager unvanıyla mezun oldu. Aynı yıl Ege Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü Nükleer Teknoloji Anabilim Dalında yüksek lisans (master), daha sonra aynı Enstitünün Nükleer Uygulamalar Bölümünde Radyofarmasötikler (Radyoaktif ilaçlar) üzerine Doktorasını yaptı. Tez çalışmaları için İngiltere, ICRF-Londra Kraliyet Kanser araştırma merkezinde Prof. Dr. Stephen J. Mather’in davetlisi olarak araştırma faaliyetlerinde bulundu, bu sırada İngiliz Eğitim sistemini inceleme fırsatı da bularak ‘Bilim Eğitimi’ ile ilgilendi.
Ege Üniversitesi Nükleer Tıp Ana Bilim Dalında, Bilim Uzmanı olarak asistan eğitim programları ve Radyofarmasi çalışmaları yaptı. 2007 yılında Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Kimya Eğitimi Anabilim Dalına kurucu öğretim üyesi olarak geçti. Halen bu fakültede, fizik Eğitimi Anabilim Dalı’nda görev yapmaktadır. Fizikokimya, Radyofarmasi, Fen Astronomi Astrokimya ve Kimya Eğitimi konularına odaklanmıştır. Çocuklara yönelik bilim eğitimi çalışmaları özel ilgi alanıdır. Son 10 yılda “Deneylerle Bilim Okulu” adlı proje okulu ile yaz dönemlerinde Akdeniz Üniversitesi kampüsünde çocuklara yönelik TÜBİTAK destekli bilim etkinlikleri düzenlemektedir. Bilim Toplum çalışmaları ile TÜBİTAK 4006 Programı Antalya İl Temsilcisidir. Antalya Kimya Olimpiyatlarını başlatarak TÜBİTAK Bilim Olimpiyatlarından sonra hayata geçirilmiş ‘Türkiye’deki tek Kimya Olimpiyatı’nın yürütme kurulu başkanıdır. Ayrıca Dünya’da ve ülkemizde yeni bir bilim dalı olan Astrokimya ile ilgilenmektedir. Astrokimya Eğitim Derneği Yönetim Kurulu başkanıdır.