Güncelleme Tarihi:
Sorumluluğu hepten anaokuluna yıkmak hem çocuğunuza hem de anaokulundaki öğretmenlerimize haksızlıktır. Elbette ilkokula başlamadan önce anaokulunda çocuğumuza kazandırılacak birçok davranış ve değerin aile ortamında verilmesi zordur. Ancak bunun tersi de doğrudur. Çocuğumuz anaokulundan önce sosyalleşme adına aile ortamından da alacağı birçok şey vardır ve bunları sıcak ve samimi aile ortamında yaşayarak öğrenmesi çocuğumuzun en tabii hakkıdır. İhtiyacı olan sevgiyi önce ailesinden almalıdır. İnsanlara güvenmeyi, iletişim kurmayı, dürüst olmayı, adil olmayı, paylaşmayı, kurallara uymayı, düzenli olmayı, temizliği aile ortamında yaşarken öğrenmeli. Sosyalleşmenin önemli bileşenleri olan bu davranış ve değerler aile ortamında kazandırılmaya başlanırsa bunların ilkokulda geliştirilmesi ve güçlendirilmesi daha kolay olacaktır.
BASİT DÜZEYDE ETKİNLİKLER
Bence çocuğun okulöncesi dönemdeki matematiksel etkinlikleri bilişsel, duyuşsal ve devinişsel olarak bu davranış ve değerlerin geliştirilmesine hizmet etmelidir. Örneğin, okulöncesi çocuklarla yapılacak toplama, çıkarma etkinlikleri kural öğretmekten çok matematiksel düşünme ve iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik olmalı ve ileride bölme işleminin anlamını sezmesini sağlayacak olan paylaştırma etkinlikleri de çocuğa adil olma mesajını vermeli.
Çocuğumuzun anaokulu çağından sonra okul macerasına başarılı bir şeklide başlayabilmesi için hem aile ortamında hem de anaokulunda onunla basit düzeyde varsayımda bulunma, sonuç çıkarma, kanıt elde etme gibi etkinlikler yapmamız çok önemli.
Bu tür etkinlikler çocuğun akıl yürütme ve matematiksel düşünme becerisini geliştirir. Bu sayede çocuğumuz herhangi bir durum karşısında doğru kararlar alabilme ve kararlarını gerekçelendirebilmeyi öğrenecektir. Bu aynı zamanda çocuğumuzun iletişim becerisini de geliştirecektir. Çocuğun basit de olsa matematik dilini konuşabilmesi onun matematiksel düşüncesinin gelişmesine katkı yapacaktır. Bu amaçla, matematik içerikli hikâyelerin okunması, dinletilen hikâyenin anlattırılması, çocuğun etkinlikler sırasında aktif olarak diyaloglara katılabilmesi, bu süreçte somut modelleri, şekilleri, sembolleri, grafikleri, tabloları ve matematiğin farklı gösterimlerini kullanarak düşüncelerini ifade etmesi çok önemlidir. Bu yolla, çocuk düşüncelerini uygun matematik dil kullanarak akıcı ve anlaşılır biçimde ifade etmeye çalışacaktır.
TEMEL KAVRAMLARA DİKKAT
Çocuklarımız anaokulunda çok farklı konuların öğrenilmesine yönelik etkinlikler yapmakta ve üstelik bu etkinlikler evde de devam etmektedir. Şüphesiz bu yoğunluk çocuklarımız için bunaltıcı olmaktadır. Ebeveynler olarak çoğu zaman bu etkinliklerin arkasındaki ana fikri göremiyoruz ve her birinin nereye gittiğini anlamaya çalışmak bizim için sinir bozucu olabiliyor. Bu kısa yazımızda çocuklarımızla yapacağımız söz konusu etkinliklerin arkasında olması gereken temel matematik kavramlarını özetleyeceğim. Amacım, ebeveynler olarak çocuklarımızın bu fikirleri oluşturmasına ve geliştirmesine nasıl yardımcı olabileceğimizin çerçevesini çizmektir. Ana hatlarıyla çocuğumuzun okulöncesinde basit düzeyde öğrenmesini beklediğimiz dört matematik kavramı söz konusudur. Bunlar sayma, toplama çıkarma, geometri, ölçme ve veridir. Çocuğumuzun bu dört matematik kavramını basit düzeyde öğrenebilmesi için fazla ayrıntıya girmeden çocuğumuzla yapabileceklerimizi sırayla aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
1. Sayma: Bu yaştaki çocuğumuzdan beklediğimiz birinci sınıfa gitmeden önce 20’ye kadar sayabilmesidir. Çocuğumuz sayamaz ise bu dünyanın sonu değildir! Çünkü çoğu zaman çocuklar saymayı ezbere yapabilirler. Dolayısıyla çocuğunuzun 10’a veya 20’ye kadar sayması onun sayıları tanıması anlamına gelmemektedir. Piaget’nin belirttiği gibi henüz bu yaşlardaki çocuklar iki çokluk arasında birebir eşlemeyi yapamayabilir. Çocuğunuzla 20’ye kadar sayma alıştırması yapın. Miktarları ifade etmek için oyuncaklar, Legolar, boya kalemleri, fasülye veya madeni paralar kullanın. Çocuğunuzdan somut nesnelere dokunarak yüksek sesle saymasını isteyin. Nesneleri bir gruptan diğerine taşımasını isteyin. Bir dizi nesneye karşılık gelen sayının sembolünü göstermesini ve yazmasını isteyin. Çocuğunuzun mutlaka odasında veya çantasında renkli boncuklardan oluşan bir abaküsü olsun. Onunla serbest oynamasına izin verin. Planlanmamış veya yapılandırılmamış bu serbest oyun sırasında çocuğumuz resmi yönergeler ve yönlendirmeler olmadan kendi başına saymayı, toplamayı, birebir eşlemeyi, karşılaştırmayı öğrenebilecektir.
2. Toplama ve Çıkarma: Bu kavramın merkezinde ‘bir araya getirme’ - ‘ekleme’ olarak toplama ve ‘ayırma’- ‘alma’ olarak çıkarma işlemleri yer almalıdır. Bu amaçla çocuğumuzla neler yapabiliriz? Çocuğunuza toplama ve çıkarma ile ilgili hikâyeler anlatabilirsiniz. Toplama için; bir dala iki kuş kondu. Dala üç kuş daha kondu. Şimdi dalda kaç kuş var? gibi soruları uygun görsellerle destekleyerek çocuğunuzla diyaloglar kurabilirsiniz. Benzer şekilde çıkarma için de senaryolar oluşturabilirsiniz. Örneğin, tabakta beş elma vardı. İki elmayı yedim. Şu anda tabakta kaç elma var? gibi sorularla diyaloglar kurabilirsiniz. Sayı hissinin gelişmesinde ‘birleştirme’ ve ‘ayırma’ işlemi önemli rol oynar. Bu nedenle birleştirme ve ayırma ile ilgili resimler çizin. Sayıları farklı şekilde ayrıştırın. Örneğin, çocuğunuza 5 sayısını abaküs ile veya görsel materyallerle; 1+4=5, 2+3=5, 3+2=5, 4+1=5 şeklinde ayrıştırmasına yardım edebilirsiniz.
3. Geometri: Anaokulu aşamasındaki çocuğumuz iki boyutlu (düz) ve üç boyutlu (katı) şekillere bakmaya ve karşılaştırmaya başlar. Bu yaştaki çocuklardan, nesneleri konumlarına göre önde, arada, ortada, arkada, üste, alta terimleriyle tarif etmeleri beklenir. Ayrıca, çocuğun nesnelerin dış görünüşlerine bağlı olarak büyük, küçük, eşit gibi terimlerle nesneleri karşılaştırması da beklenir. Dolayısıyla, somut nesnelerle karşılaştırma, sıralama, isimlendirme gibi etkinliklerin yapılması önemlidir. Bu yaştaki çocuklar gerçek dünyadaki şekilleri merak ederler ve onları tanımaya bayılırlar. Dolayısıyla kullanılacak örnekler çocuğun yakın çevresinden seçilmelidir. Bu hem Piaget’nin bilişsel evrelerine hem de van Hiele’nin geometrik düşünme düzeylerine uygun bir yaklaşımdır. İki boyutlu şekilleri boyamaları ve onları kullanarak süslemeler yapmaları çocukların bu şekillerin özelliklerini keşfetmelerine yardım edecektir. Çocuklarımızı farklı şekilleri tanımak ve nitelikleri hakkında konuşmak için uygun bir dil kullanmaları konusunda teşvik etmeliyiz. Bu amaçla çocuklarımızla çalışırken onlardan çevrelerindeki, üçgene, dörtgene, kareye benzeyen şekilleri bulmalarını, göstermelerini ve dış görünüşlerine bağlı olarak özelliklerini söylemelerini isteyebilirsiniz. Benzer etkinlikleri 3 boyutlu şekiller için de yapabilirsiniz.
4. Ölçme ve Veri: Anaokulu yaşındaki çocuklar fiziksel dünyalarını tanımlamaya ve karşılaştırmaya başlıyorlar. Gerçek durumlarla ilgili verilerin toplanması, düzenlenmesi, açıklanması, sunulması ve yorumlanması, bunlara bağlı olarak karar verilmesi, ileriye yönelik tahminlerde bulunulması günümüzde sosyalleşmiş bireylerden beklenilen en temel becerilerdir. Bu beceriler, bireyin aynı zamanda çevresinde olup bitenleri anlamasına, duyarlı olmasına ve bilinçli olmasına katkıda bulunur. Bu amaçla çocuklarınızla şunları yapabilirsiniz: Görsellerle destekleyerek Ayşe ile Elif’in boyunu karşılaştırın. Hangisinin boyu daha uzun? Fil mi daha ağır, kurt mu? Bahçemizdeki erik ağacı ile elma ağacının boyları için ne söyleyebilirsin? gibi sorularla çocuğunuzun karşılaştırma ve sıralama becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilirsiniz. Pizza veya pasta parçaları, bir bütünü eşit olarak parçalara bölmek için harika görsellerdir. Çocuğunuzu erken yaşta madeni paraların parasal değerleriyle tanıştırın. Uzunluk kavramını tanıması amacıyla standart ölçü birimlerini kullanmadan önce yakın çevresindeki uzunlukları belirlerken çocuğunuzun ellerini veya adımlarını kullanmasını önerebilirsiniz. Saati ve takvimi tanıtmaya ve ne işe yaradıklarını tartışmaya çalışın. Sabah, öğle akşam gibi zaman dilimlerinden başlayarak analog saat maketi üzerinden saatin akrep ve yelkovanı hakkında konuşun ve günün saatleri hakkında fikir vermeye çalışın.
ETKİNLİKLER HAYATIN BİR PARÇASI
Bu kısa yazımızda okulöncesi çağındaki çocuğumuzla matematik eğitimi adına neler yapmamız gerektiğinin çerçevesini çizmeye çalıştım. Şunu unutmayalım ki okulöncesindeki çocuğumuzla yaptığımız etkinlikler onun hayatının bir parçasıdır. Bu öğrenme düzeyinde yapacaklarımız matematiğe erken giriş sağlayan eğlenceli aktiviteler olmalıdır. Okulöncesi matematik etkinlikleri ve görevleri çok fazla zaman alıcı olmamalıdır. Bu genel ilkeler rehberliğinde çocuklarımızı yapacakları uygun matematiksel etkinliklerle çevrelerindeki çoklukları, nesneleri ve kavramları gözlemlemeye, ifade etmeye ve yorumlamaya teşvik edersek, onların erken bağlantılar kurmalarına ve ömür boyu sürecek bir matematik temeli oluşturmalarına yardım etmiş oluruz.
PROF. DR. ADNAN BAKİ KİMDİR?
Prof. Dr. Adnan Baki 1982 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, Matematik Öğretmenliği bölümünden linsans eğitimini tamamladı. 1990 yılında University of New Brunswick’de yüksek lisans yapan Baki, 1994 yılında University of London, Institute of Education, Mathematics Education Doktora eğitimini tamamladı. Halen Trabzon Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi ve Matematik Eğitimi Derneği Kurucu Onursal Başkanı.