Güncelleme Tarihi:
Otizmin beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bir sürecin sonucu olarak ortaya çıktığı düşünülüyor. Genetik temelli olduğu görüşü hakim, ancak henüz otizmin genetik mekanizması anlaşılamamış durumda.
Dünyadaki son gelişmelere göre Mayıs 2013’te ABD’de yayınlanan DSM-5 Kriterlerine göre artık otizmin belirtilerini iki başlıkta toplayabiliriz:
Bu alanlar sosyal iletişim ve sosyal etkileşim ile kısıtlayıcı ve tekrarlayan davranış örüntüleridir.
Sosyal iletişim ve sosyal etkileşim
- Sosyal etkileşimde kullanılan sözel olmayan iletişimsel davranışlardaki bozukluklar, örneğin göz kontağındaki anormallikler, vücut dili, jestlerin anlaşılması ve kullanılmasındaki bozukluklar, yüz ifadelerinde ve sözel olmayan iletişimdeki eksiklik.
- Sosyal-duygusal iletişimde bozukluklar, örneğin karşılıklı sohbetteki başarısızlık, azalan ilgi ve duygu paylaşımı, sosyal etkileşimi başlatma veya karşılık vermede başarısızlık.
- İlişki geliştirme, ilişkiyi sürdürme ve anlamada bozukluklar, örneğin çeşitli sosyal ortamlara uygun davranış geliştirmede zorluk, hayali oyun paylaşımı, arkadaş edinme, akranlara yönelik ilginin yoksunluğu.
Davranış, ilgi ve aktivitelerin kısıtlayıcı ve tekrarlayan örüntüleri
- Kalıplaşmış ya da tekrarlayan motor hareketler, nesne kullanımı ya da konuşma.
- Benzerlik konusunda ısrar, rutinlere katı bir şekilde bağlılık.
- Çokça kısıtlı, yoğunluk ya da odaklanma olarak anormal, yerleşmiş ilgiler.
- Duyusal girdilere aşırı yüksek ya da düşük tepki, örneğin belirli seslere, doku veya kokulara olumsuz tepki.
Çocukta aynı yaş grubundakilerden farklı davranış ve yukarıdaki her iki konuda da belirtiler görülüyorsa hemen, vakit kaybetmeden otizm konusunda uzman bir çocuk ve ergen psikiyatriste başvurmak gerekiyor. Belirtiler tek başına bir anlam ifade etmez. Bu iki konuda da belirti olursa dikkat etmek gerekir.
Otizmli çocukların fiziksel gelişimleri diğer yaşıtlarından farklı değil. Konuşma ve sosyalleşme, oyun oynama zamanı gelince farklı olduğu gözlemlenir. Sosyal iletişim ve sosyal etkileşim, davranış, ilgi ve yinelenen konularında ayrı ayrı hepsinde belirtiler gözlemleniyorsa hemen bir profesyonele danışılmalı. Bu iki ana gelişim alanında belirtiler varsa dikkat etmek gerekiyor.
Engelli çocuğa da eşit eğitim fırsatı verilmeli
Erken tanı ve eğitim ile otizmli çocukların büyük bir kısmı topluma kazandırabiliyor. Tedavi yolu ise eğitim, eğitim, eğitim.
Özel eğitim, otizmin tek çaresi, tedavisi. Otizmli çocuklara erken yaşta, tercihen 3 yaştan önce tanı konması büyük önem taşıyor. Çünkü otizmli bir çocuk, özel eğitim almaya ne kadar erken başlarsa, o kadar hızlı ilerleyebilir. Özel eğitimin, uzmanlık gerektiren, çocuğun kişisel gelişimine göre planlanması ve aile ile koordinasyonun en üst seviyede olması gerekiyor. Ailelerin eğitimin bir parçası olması, alandaki seminer/konferans gibi bilgi paylaşımlarını takip etmesi, ama en önemlisi bilimsellikten uzaklaşmamaları önemli.
Otizmli çocuklarda haftada en az 20 saat, tercihen 35–40 saat süreyle ve çocuğun gelişim özelliklerine göre özel hazırlanmış eğitim programlarıyla özel eğitim verilmesi gerekir. Bu çocuklar için bireysel eğitimler tasarlanır çünkü her çocuğun ihtiyacı bir diğerinden farklıdır. Erken tanı ve eğitim çok önemli, otizmli çocukların erken tanı ve erken yoğun özel eğitim ile yaklaşık yüzde 50’si topluma kazandırılabiliyor. Yani 0-5 yaş arası doğru, yoğun özel eğitim alabilen çocukların yarısı toplumda bağımsız bireyler halinde yaşamlarına devam edebiliyor, örgün eğitim sistemi içinde yaşıtları ile normal okullara gidebiliyorlar.
Otizmin bilimsel olarak ispatlanmış tek çaresi erken yaşta yoğun ve kesintisiz özel eğitim, özel eğitim otizmin tek çaresi! Biz tüm çocuklarımızın okula gitme haklarının savunusunu yapıyoruz. Nasıl hepimizin çocuğu okullara gidip eğitim alabiliyorsa, engelli bir çocuk için de devletimiz eşit fırsat vermeyi başarabilmeli. Üstelik otizmde eğitim, eğitim hakkı ve eşit fırsattan da daha öte, eğitim bu anlamda otizmin tek ilacı, tek çaresi denilebilir.
Aile eğitimi çok önemli
Otizmli çocukların eğitiminde ailelerin önemi çok büyük. Çünkü biz okullarda ve eğitim kurumlarında ne yaparsak yapalım, ailenin eğitilmesi ve o eğitimin evde devam etmesi bir o kadar önemli. Ülkemizde otizm eğitimi almış öğretmen sayısı çok kısıtlı, ancak hepsine yüz yüze eğitimler vermek, onları otizm konusunda eğitmek neredeyse imkansız. Ailelerin de eğitime çok ihtiyacı var. Aile ve öğretmenlere ülkenin her yerinden ücretsiz üye olarak otizmli çocuklara nasıl eğitim verilmesi gerektiğini öğretmek lazımdı. Bunun için, Tohum Otizm Vakfı olarak bir ‘eğitim portalı’ geliştirdik. Ücretsiz olarak tüm Türkiye’nin kullanımına sunduğumuz ‘Otizm Eğitim Portalı’ ile www.tohumotizmportali.org adresi üzerinden hem ailelere, hem bu konuda eğitim alan üniversite öğrencilerine, hem de alanda çalışan uzmanlara hizmet veriyoruz. Bugün ‘Otizm Eğitim Portal’ı projemiz ile şimdiye kadar 3 bin 444 tanesi öğretmen diğerleri anne baba, uzman ve öğrenciler olmak üzere yaklaşık 9 bin 840 kişi ücretsiz olarak yararlanıyor.
Birleşmiş Milletler tarafından 2008 yılında Nisan ayı ‘Dünya Otizm Farkındalık Ayı’, 2 Nisan ise ‘Dünya Otizm Farkındalık Günü’ olarak ilan edildi ve tüm dünyada kabul gördü. Her yıl 2 Nisan günü, Autism Speaks organizasyonunun girişimi ve Uluslararası Otizm Topluluğu’nun desteği ile farklı pek çok kent simgesi, otel, konser salonu, müze, köprü vb. noktada otizmin simgesi haline gelen mavi renkli aydınlatma kullanılması sağlanarak otizme yönelik ortak bir mesaj yaratılmaya çalışılıyor. New York’ta Empire State Binası, Los Angeles’ta Universal Stüdyo binası, Brezilya’da Kurtarıcı İsa Heykeli, Avustralya’da Sidney Opera Evi bu zamana kadar mavi ışığın yakıldığı en bilinen noktalar arasında.
Biz de otizme yönelik farkındalığı arttırmak için İstanbul’da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri’ni, ayrıca Avrupa’nın en yüksek ikinci binası olan İstanbul Sapphire’i, 2 Nisan Çarşamba günü saat 20.00-22.00 arasında mavi ışık ile aydınlatarak hem Türkiye’de otizme dikkat çekiyor, hem de bu küresel harekete destek veriyoruz.
Ülkemizde engellilik konusunda çok değerli işler yapan birçok vakıf ve dernek var. Tohum Otizm Vakfı da dahil olmak üzere bu vakıf ve derneklerin hepsinin ortak sorunu, çalışmalarını sürdürebilmek ve varlıklarını devam ettirebilmek için maddi destek bulmak. Herkesi yararlı bulduğu çalışmalara sürekli olarak örneğin, her sene bütçelerine uygun olarak yardım yapmaya çağırmak isterim.
Çocuğunda otizm şüphesi duyan ebeveynler internet sitemizi ziyaret ederek ve/veya vakfımızı arayarak detaylı bilgi edinebilirler. Ayrıca ücretsiz gönderdiğimiz bilgi broşür ve kitapçıklardan da arzu edenlerin adreslerine gönderebiliriz. www.tohumotizm.org.tr