ÖSYM Başkanı Demir'den YGS öncesi açıklama

Güncelleme Tarihi:

ÖSYM Başkanı Demirden YGS öncesi açıklama
Oluşturulma Tarihi: Mart 07, 2016 14:09

ÖSYM Başkanı Ömer Demir, "Sınavın bitmiştir, cevap kağıtlarınızı kitapçığın arasına koyun" uyarısından sonra soruları yanıtlamaya devam eden adayların bütün emeğini zayi edeceğini belirtti. Demir, "Onun için özellikle bu konuda hassas olmalarını bekliyoruz. Çünkü çok sayıda kişinin geçtiğimiz yıl içinde bu kayıtlardan sınavını iptal ettik. Bu kopya değil, kural ihlali" dedi.

YGS ile ilgili merak ettiklenizi UZMANA SOR'un

Haberin Devamı


Demir, bir grup gazetecinin, 13 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek üniversiteye girişte birinci aşama olan YGS’yle ilgili sorularını yanıtladı.     

YÖK'ün aldığı kararla YGS'de uygulanan 140 baraj puanının 150'ye çıkarıldığını hatırlatan Demir, bu yılki YGS'de, bu değişikliğin dışında, sınavın içeriği ve organizasyonu açısından geçmiş senelerdekinden farklı durum olmayacağını söyledi.     

Sınav güvenliği bakımından tüm tedbirlerin alındığını bildiren Demir, "Şu anda sorularımızın tümü matbaada basılma aşamasında. Sağlıklı şekilde sınavı yapacağız" dedi.

Bu yıl sadece Şırnak'ta YGS'nin yapılmayacağını, burada sınava girecek adayları birkaç ile kaydırdıklarını anlatan Demir, "Bunun dışında sınav organizasyonunda bir değişiklik yok. Orada 7 bin 593 dolayında bir öğrenci var toplam" bilgisini paylaştı.     

Haberin Devamı

Demir, bir soru üzerine, Şırnak'taki öğrencilerin sınava kendi imkanlarıyla gideceklerini ancak yerel desteklerin olabileceğini ifade etti. Bu yılki YGS'de, geçmiş senelerden farklı olarak sınıfta sınavın kurallara uygun yürütülmesini aşamalandırdıklarını belirten Demir, "Bütün adaylara hangi aşamada  hangi uyarının yapılacağını özellikle kayıt altına aldık. Geçmiş yıllarda adaylara sınavın başında bütün kurallar okunuyordu.  Şimdi öyle değil. Sınavın başlangıcında, sonunda, her aşamada hangi kurallara uymaları gerektiği konusunda uyarılarımız var" dedi.     

"Kopya başka bir şey, kural ihlali başka bir şey"     

Kamera kayıtlarından bazı gözlemlerinin olduğunu dile getiren Demir, şöyle devam etti:
"Bazı adayların, sınav süresi bittiği halde soru kağıtları toplanırken soruları yanıtlamaya devam ettiklerini tespit ettik. Görevlilerin 'bırakın' demelerine rağmen. Bunların istemeden sınavlarını iptal ediyoruz. Çünkü bir kişiye ilave yarım dakika, 1 dakika süre vermek büyük bir haksızlık. İsteyerek ya da istemeyerek. Bu nedenle, adaylara çağrım, 'Sınavın bitmiştir, cevap kağıtlarınızı kitapçığın arasına koyun' dendikten sonra soruları yanıtlamaya devam eden kişi, bütün emeğini zayi etmiş olur. Onun için özellikle bu konuda hassas olmalarını bekliyoruz. Çünkü çok sayıda kişinin geçtiğimiz yıl içinde bu kayıtlardan sınavını iptal ettik. Bu kopya değil, kural ihlalinden dolayı. Bazen adaylar diyorlar ki 'Biz kopya çekmedik ki.' Kopya başka bir şey, kural ihlali başka bir şey."

Haberin Devamı

Kopyanın yaptırımlarının ağır olduğunu belirten Demir, bu durumda savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, adayın 2 yıl sınavlara girmekten men edildiğini, hapisle cezalandırılmak üzere mahkemeye dava açıldığını söyledi.

Demir, "Diyelim süresinden erken çıkmaya kalkarsa, çıkılması yasak olan bir sürede salonu terk ederse, salona getirmemesi gereken araçlarla gelir ve üzerinde bunlar çıkarsa bir şekilde unutkanlığından olabilir, bir kastı olmayabilir. Ama kuralları herkese uygulamamız gerekiyor. O yüzden bu kural ihlali konusunda özellikle adaylarımızın çok dikkatli olmasını istiyoruz" dedi.

"Amaç tüm sınavlarda kamera kullanmak"

Kamera kayıtlarından sınavdaki kural ihlallerini daha net gördüklerine işaret eden Demir, "Salonda diyelim ki yan oturup arkasındakine bakarsa 'Kopya çektin' demiyoruz, belki çekmiştir, çekmemiştir ama oturma düzeni öyle değil. Başkasıyla diyalog kurarsa, belki merhabalaşmıştır ama onun ses kaydını bilmediğimiz için diyoruz ki sınav sırasında görevlilerle, diğer adaylarla bir şekilde yardımlaşmak, konuşmak, iletişim kurmak, sınav kurallarına aykırı. Dolayısıyla bunu gördüğümüz an kural ihlali nedeniyle sınavını doğrudan iptal ediyoruz. Bu konuda dikkatli olmalarını özellikle söylemek isterim" değerlendirmesini yaptı. Büyük sınavlarda bütün sınıflarda kameranın bulunmasının mümkün olmadığını belirten Demir, "Çünkü şu anda yaklaşık 7 bin 300 binada, 117 bin salonda sınav yapacağız. Bir de binaların girişlerinde, bina sınav sorumlularının odalarında da kameralarımız var. Büyük sınavlarda bazı salonlarda olmayabiliyor ama küçük sınavların tümünde oluyor. Burada bunu tabii bazı yerlerde dağıtıyoruz. Amacımız, tüm sınavlarda kamerayı mümkün kılmak. Bugün itibarıyla tümünde yetecek kadar kamera temin etmiş değiliz" diye konuştu. Demir, "sınav güvenliğine" ilişkin soruya ise "Geçmiş yıllarda güvenliğin ihlaline ilişkin bir tespitimiz yok ama bu şekilde salon içi bina girişlerine ilişkin konularda daha hassas davranıyoruz. Ama sahada şu anda sınav organizasyonu konusunda bir açık olduğuna dair tespitimiz yok. Oldukça iyi bir altyapı, oldukça deneyimli bir kadro var. Dolayısıyla ekstradan tedbir alacak bir durum söz konusu değil. Ama mevcut tedbirleri daha sıkılaştırıyoruz" yanıtını verdi.

Haberin Devamı

"Bu bir sıralama sınavı"

YGS'ye girecek adaylara mesajlarının sorulması üzerine Demir, şunları söyledi:
"Bu sınav, bir seviye tespit sınavı değil özü itibarıyla. Yani adayların ne bildiklerini, ne bilmediklerini bir yeterlilik olarak belirleyen bir sınav değil. Bu bir sıralama sınavı. Dolayısıyla zorsa sorular herkes için zor, kolaysa herkes için kolay. Bazen adaylar, 'Bize kolay soru sorun' diyorlar. Kolay soru, hiçbir adayın işine yaramaz. Baraj sınırında kalanlar için olabilir. Ama normalde iddialı bir öğrenci, akranlarından daha iyi hazırlanmışsa, bilgisini iyi yansıtabilirse, kurallara uygun davranabilirse emeğinin karşılığını alır. Biz bunu taahhüt edebiliyoruz. Dolayısıyla soruların zorluğu, kolaylığı konusuna bu konudaki spekülasyonlara hiçbir şekilde prim vermemelerini tavsiye ederim.     

Haberin Devamı

Bu bir yarışma sınavı. Sonuçta bu yarışma sınavına adaylarımız çalışıyorlar ve bizim açımızdan bütün adayların emeği kıymetli. Onların emeğini zayi etmemek için, onların başarılarını değerlendirmek için hassas bir sınav yapmaya çalışıyoruz. Kurallara uygunluk konusunda adaylarımız hassas olurlarsa, mevcut adaylarımız içinde bir sıralamayı başarıyla yaparız. Ondan sonraki süreçler, büyük oranda okulların kontenjanları, üniversitelerin kontenjanları, adayların daha sonraki tercihleri, belki onların nereye yerleşeceğini belirleyecek. Tavsiyemiz, ellerinden geleni yaptıktan sonra bize de güvensinler."

Ömer Demir, "YGS barajının yükselmesiyle, kaç soru yapılarak barajın aşılabileceğine" ilişkin soruyu, "20 soru yapılırsa baraj geçilmiş olacak" şeklinde yanıtladı.     

Haberin Devamı

"Sınavlarda görev alacak gizli gözlemcilere" ilişkin soru üzerine Demir, salon gözlemcisi olarak, adının açıklanmayacağı, hiç kimsenin bilmeyeceği, sadece aday kimliğiyle sınava girecek ÖSYM görevlilerinin bulunacağını vurguladı.     

Bu uygulamayı 4-5 sınavda denediklerini bildiren Demir, "Bu bütün sınavlarda olacak. Bütün salonlarda olabilir" dedi.     

Gizli gözlemcilerin hangi illerde kaç kişi olacağı yönünde bilgi verilmeyeceğini anlatan Demir, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bütün salonlarda, salon başkanının, bina sınav sorumlusunun, o ildeki ÖSYM koordinatörünün bilgisi dışında aday kimliği olan ÖSYM görevlileri olacak. Süreçlerimizin düzgün işleyip işlemediğini içeriden bir gözle görmek istiyoruz. Bizim kendi görevlilerimizin de tanımladığımız şekilde görevleri yapıp yapmadıklarını içeriden bir gözlemciyle daha görmek istiyoruz. O amaçlı bir düzenleme. Bu konuda sayı vermek işin doğasına çok uygun değil. Sınav güvenlik tedbirlerinden ilave bir konu da bu."     

"Anket yaygın kullanılacak"

Sınavın ardından adaylara anket uygulaması yapacaklarını ifade eden Demir, şunları kaydetti:
"Adayların sınavdan çıktıktan sonra sınavla, sınav salonu, binaya ulaşımla ilgili, görevlilerle ilgili bize iletmek istedikleri bir şey var mı diye düşündük. Bunu bize nasıl kolay yoldan iletebilirler? Tabii her zaman mesajlarla iletebilirler ama bunları değerlendirmek zor oluyor. Onun için bir anket tasarladık. Bütün sınavlardan sonra uygulayacağımız bir şey. Sonuçlar açıklanıncaya kadar aday işlemleri sistemi üzerinden bütün adaylar bize ulaşabilecekler ve bu anketi doldurarak kanaatlerini bize iletebilecekler. Bundan sonraki çalışmalarımızda veya somut olarak bilmemiz gereken bir şey varsa, sınavla ilgili doğrudan bir iletişim kanalı olduğunu düşünüyorum. Şimdiye kadar ilgi gördü. Adaylar oradan sistematik biçimde kanaatlerini bize ulaştırabiliyorlar. Bütün sınavlarda yaygın bir şekilde kullanacağız bundan sonra."

Soruların açıklanması  yeniden değerlendirilebilir

ÖSYM Başkanı Ömer Demir, YGS sorularının kamuoyuna açıklanmasıyla ilgili, "Adaylar şifreleriyle girdiğinde sorular, herkes tarafından görülebiliyor. Aday evinde tüm soruları gördükten sonra, o sorunun başka bir sınavda kullanılma şansı kalmadı. Dolayısıyla başlangıçtaki amaçlardan birisi tamamen ortadan kalktı. Bu konu belki yeniden değerlendirilebilir, tüm soruları açıklama konusu. Bu hafta ÖSYM Yönetim Kurulunda görüşeceğiz" dedi.

"YGS sorularının yüzde 20'sinin açıklanmasıyla" ilgili soru üzerine Demir, soruların tümünün açıklanıp açıklanmaması konusunu da yeniden değerlendirmek istediğini söyledi.     

"Çünkü 2 milyon kişinin gördüğü soru, sonuç itibarıyla kamuoyuna mal olmuş soru demektir" diyen Demir, adayların tümünün şifreleriyle soruları görebildiğini hatırlattı.     

Kamuoyunun bütün soruları görmemesi meselesinin arkasında, konulara değil, "şu soru çıktı, bu soru çıkmadı" şeklinde sorulara odaklı hazırlık sürecine girilmesini engellemenin bulunduğunu anlatan Demir, "Bu konu belki yeniden değerlendirilebilir, tüm soruları açıklama konusu. Bir önceki arkadaşlar soruları açıklamayalım, böylece biriktirdiğimiz bazı soruları daha sonraki sınavlarda sorabiliriz gerekçesiyle bunu başlatmışlar. Bu çok doğru bir yaklaşımdı" dedi. Dünyada soruların zorluğu ya da kolaylığının gerçek adaylar üzerinde denenerek bulunduğunu dile getiren Demir, bunun başka bir yolu olmadığını belirtti.

Soruların adaylara açıklanması yönünde karar alındığını söyleyen Demir, şöyle devam etti:
"Bütün adaylar şu anda soruları görüyor. Aday evinde tüm soruları gördükten sonra, o sorunun başka bir sınavda kullanılma şansı kalmadı. Dolayısıyla başlangıçtaki amaçlardan birisi tamamen ortadan kalktı. Diğeri de sorulara odaklanılmasın, soru odaklı değil konu odaklı çalışılsın ve biz onun bilgi düzeyini ölçmeye çalışıyoruz. Böyle bir yönlendirme yapmayalım soruları yayınlayarak idi. Onu da değerlendireceğiz, belki bu konuda yeni bir karar vermek durumunda kalabiliriz."

"YGS'nin tüm soruları açıklanabilir mi" sorusuna Demir, "Bunu ÖSYM Yönetim Kurulunda görüşmemiz lazım. Bu hafta yönetim kurulunda görüşeceğiz. Kamuoyunda tümünün açıklanmaması, soruların saklı kalması diye bir şey söz konusu değil" yanıtını verdi.     

Soruları adayların gördüğüne değinen Demir, "Bu sene bir değişiklik yapabiliriz o konuda. Bunun ne faydası vardır, onu da hep birlikte göreceğiz. Malum böyle bir talep var, onu bir değerlendireceğiz" dedi.     

"Soru havuzuna lise öğretmenleri de dahil oldu"     

"YGS'de lise öğretmenlerinin soru hazırlayıp hazırlamadığı" sorusu üzerine Demir, lise müfredatına uygun soruların sorulduğunu, lise öğretmenlerinin de soru havuzunu genişletmek bakımından faydası bulunacağı kanısında olduklarını söyledi. Demir, bu kapsamda bu yıl ilk kez soru havuzunda lise öğretmenlerinin de katkısını almaya başladıklarını bildirdi. Kendi öğrencilerinin gireceği sınav için bir lise öğretmeninin soru hazırlamasının "yanlılık riski doğurabileceğini" kaydeden Demir, ancak soruların herhangi bir grup tarafından hazırlanmaması nedeniyle bu riskin bulunmadığını vurguladı.     

Demir, "Çünkü şu anda matbaada seçilmiş sorular içinde bir lise hocasının hazırladığı sorular da tesadüfen çıkabilir. Ama zaten bir sorudan fazla herhangi bir kişinin hazırladığı sorunun çıkma ihtimali yok. Dolayısıyla havuza lise hocalarının da katkısını almanın yeni metodolojide çok mahsuru olmadığını düşünüyoruz. Havuzu büyütmede, zenginleştirmede lise hocalarımızın da katkısını alacağız. Bu sınavda da lise hocalarının hazırladığı sorular çıkabilir" diye konuştu.     

"Aynı yazardan çok soru sorulmaması için tedbir alındı"

Ömer Demir, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sınavdan önce soruları matbaadaki arkadaşlar görür. Onlar 22 gün önce, geçen ayın 20'sinde girdiler matbaaya, çünkü onlar en son çekilen soruları görüyorlar, kompoze ediyorlar. Test şekline dönüştürüyorlar. Onların hiçbirinin dışarıyla, aileleriyle, herhangi bir dünyayla irtibatları yok. Onlar sınav bittikten sonra çıkacaklar. Arkadaşlar evine gittikten sonra onlar da evlerine çıkacaklar. Şifreyle, yetkiyle soruları bir yerden birisinin görmesi mümkün değil, bu başkan dahil olmak üzere. Ben kurum içinde soruların hazırlandığı yere girme ve hangi soruların hazırlandığına bakma yetkisi, şifresi olan birisi değilim. Her soruyu görmeye bir kişinin yetkisi de yoktur. Her kişinin görebileceği sorular bölünmüştür. Onların sınavda çıkıp çıkmayacağını bilemez."

"ÖSYM, sistemi tümüyle değiştirdi"

Geçmiş yıllarda uygulanan "soruların heyet tarafından hazırlanması ve daha sonra sesli okunması" yönteminin, farklı uzmanlık alanındaki kişilerin bunları görüp eleştirmesi ve muhtemel hataların önüne geçmesini sağladığını belirten Demir, "Fakat bunun riski, sınavdan önce bir grup hangi soruların sorulacağını biliyordur ve onlar dışarıdadır, dış dünyayla irtibat kurabilir durumdadır. Sınavla ilgili şaibeler, kamuoyunun meşgul olduğu kopya skandalları nedeniyle ÖSYM, tümüyle sistemi değiştirdi. Bahsettiğim sisteme dönüldü. Herhangi bir grubun bir araya gelip, soruları hazırlayıp, görüp 'Bunlar çıkacak' şeklinde bir bilgiyle kamuoyu içinde evine akşam gitme imkanı yok artık yeni sistemde" dedi.     

Soru havuzunun geniş ve daha önceki yıllarda hazırlanmış olmasının zaman zaman güncellik sorunu doğurabildiğine dikkati çeken Demir, şöyle devam etti:
"Eskiden hazırlanan soru, küçük bir ayrıntıyı atladığı için, gelişmeler farklı seyrettiği için soruların iptaline yol açıyor. Soru iptallerinin sebeplerinden birisi de büyük havuzda çalışmamız. 'Büyük havuzda çalışıp iptale mi razı olalım, yoksa küçük bir grup hazırlasın iptal mi olmasın' derseniz, biz birinciden yana tercihimizi kullanıyoruz. Güvenlik, birkaç sorunun iptalinden çok daha önemli. İptallerin sebeplerinden biri bu. İptaller geçmişte oldu, gelecekte de olabilir. Çift cevap iptallerinde ekol farklılıkları oluyor. Matematikte iki doğru olması bizim hatamızdır. Tıptaki bir soruda, 'Kadın doğum kitaplarında böyle, patoloji kitaplarında da bu yazıyor' deniliyor. İptal edildikten sonra da gruplar iddialarına devam ediyor. Dolayısıyla 'Bunu sıfıra indireceğim' demek bazen imkansız bir şey. Çünkü ilgili uzman camiası o konuda uzlaşmış değil. Onlar bir fikre sahip olmuş da o fikri sorulara yansıtmamış değil. Onlar zaten uzlaşmıyorlar, iptal edildikten sonra aynı gruplar iddialarına devam ediyor. 'Yok yanlış' diyor. 'Sınavı iptal ettiniz diye, yargı böyle karar verdi diye ben bilimsel olarak bu konudaki görüşümden vazgeçmiş değilim' diyor.

"İptallerle ilgili "doğal bir süreç" şeklinde açıklama yaptığını dile getiren Demir, "Bu nedenle doğaldır, sürecin bir parçasıdır. Olabilir. Yani gelecekte de olabilir bazı iptaller. Önemli olan sıhhatli, güvenli yapmak" dedi.

KPSS soruşturması

Ömer Demir, bir gazetecinin "KPSS soruşturması devam ediyor. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, şu görüşlerini paylaştı:
"2010 KPSS olduğu zaman ben YÖK'teydim ve başkanvekiliydim. ÖSYM'de o zamanlar başka arkadaşlarımız vardı ve YÖK kanadından bu süreci gözlemlemiştik. İptaliyle ilgili konuların o zamandan beri şahidiyim. O dönemde yeterince bu konu, ilgili savcılıkça soruşturulmadığı için veya çok uzadığı için bugüne kaldı. Hala o dönemde yapılması gereken işler şu anda yapılıyor. Zaman zaman bizden evraklar isteniyor. Biz onunla ilgili yeni bilgi istenirse, şunun detayı nedir istenirse onları sunuyoruz. Onun ötesinde tamamen bizim dışımızda gerçekleştiği için bir açıklama yapacak durumda değilim. Ama o günden bildiğimiz, deminden beri bahsettiğimiz bazı sınav tedbirleri, sorularla ilgili, güvenliğe ait hakikaten büyük gelişmeler oldu. Bunlar biraz da ben 'travma' diyorum. O KPSS travması nedeniyle oldu. O dönemde böyle bir şey ortaya çıkmamış olsaydı, güvenliğe ilişkin ve ÖSYM'nin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili bazı konular, bu kadar öne alınmayabilirdi. Belki 'ÖSYM aşı oldu' diyebiliriz. Yani maliyeti yüksek bir aşı ama sonuçta 'Aşı fonksiyonu gördü' diyebiliriz. Bilinçli bir aşı değil ama aşı fonksiyonu gördü. Madem böyle şeyler olabiliyor, buna tedbir almak için kurumsal yapı tümüyle değiştirildi." KPSS'nin tarihinin öne çekilme nedenini de açıklayan Demir, temmuzdaki sınavlarda görevli bulmakta zorlandıklarını söyledi.     

Demir, "Sınavları biliyorsunuz üniversite öğretim üyeleri ve lise hocalarının saha göreviyle yapıyoruz. O dönemde çok görev iadeleri ortaya çıkıyor. Onun için hatta daha yüksek ücret ödüyoruz görevlilere, yaz döneminde tatile gittiği için. Buna rağmen zaman zaman aksaklıklar oluyor, görevli bulmada zorlanıyoruz. Kendi iş yükümüzü planlarken, bir yerde büyük bir yoğunluk oluştuğu zaman iş takviminde aksaklıklar oluyor. Bu yüzden bundan sonra kalıcı olmak üzere, bu seneye mahsus değil, KPSS takvimini önceye aldık. Yönetmelikler de hak kaybına uğramayacak şekilde değiştirildi ve yayımlandı" bilgisini verdi.     

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!