Güncelleme Tarihi:
Aygün, “Bu yasaklarla özellikle ev anahtarı ve ulaşım kartı gibi belgeleri kimseye bırakamayacaklarından adayları sınav sonuna kadar bekleyecek birisi olmak zorundaydı. Toplu ulaşımı kullanarak da sınav binalarına ulaşma ve dönüş noktasında sorun yaşanmaması amacıyla ve olabilecek sıkıntıları en aza indirmek için böyle bir çalışma yaptık” dedi. Geçmiş yıllarda sınavlarda, güvenlik görevlileri tarafından adaylardan zorla piercing çıkarılan manzaralar yaşanmış, uzun süredir de sınav yapılan binaların önünde telefon, anahtar için tezgâh açan “emanetçiler” görülmeye başlanmıştı. Artık bu dönem sona erecek anlaşılan. Ancak diğer yasaklar sürüyor. Sınavların yapıldığı binalara girişte aday ve sınav görevlilerinin üzerleri emniyet görevlileri tarafından elle veya dedektörle aranmaya devam edecek. Her türlü delici ve kesici alet, ateşli silah, çanta, cüzdan, cep telefonu, saat, kablosuz iletişim sağlayan bluetooth gibi cihazlar ile kulaklık, kolye, küpe, yüzük (alyans hariç), bilezik, broş gibi metal içerikli eşyalar ve elektronik/mekanik cihaz, müsvedde kâğıt, defter, ders notu, kitap, sözlük, dergi, gazete ve benzeri yayınlar, cetvel, pergel, açıölçer ve benzeri araçlar sınav binasına kesinlikle alınmayacak. Sınavın yapıldığı bina içerisinde sınav öncesinde, sınav sırasında ya da sınavdan sonra bu tür cihazları taşıdığı tespit edilen adayın sınavı geçersiz sayılacak.
YKS’DE DEĞİŞİKLİK YOK
Başkan Aygün ile yaptığımız görüşmede adayların merakla izlediği soruları sordum. Geçen yıl gerek sınav sistemi, gerekse soru şeklinde yaşanan sürekli değişim rüzgârı anlaşılan bu yıl pek esmeyecek. Başkan Aygün, “YKS bu yıl ikinci kez uygulanacak. Yeni düzenlenen ve uygulamaya konulan bir sistemin belli bir süre uygulanmadan değiştirilmesinin ortaya çıkaracağı farklı sorunlar olabilir. Makul bir süre uyguladıktan sonra yeniden değerlendirme yapılıp, gerekli görülen iyileştirmeler o vakit yapılabilir. Bu bağlamda karar verici konumunda olan Yükseköğretim Kurulu, YÖK’tür. Bu yıl için bir değişiklik veya yeni bir düzenleme düşünülmüyor” dedi.
6 Eylül’de ÖSYM Başkanlığı koltuğuna oturan Aygün, ilkokulu köy okulunda, liseyi de Şebinkarahisar Lisesi’nde okuduktan sonra 1989’da Karadeniz Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisansını aynı üniversitede, doktorasını ise İngiltere’de tamamlayan Aygün, daha sonra Kocaeli Üniversitesi’ne dönerek akademik kariyerini tamamladı. Matematik alanında uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış 50’den fazla makale olan ÖSYM Başkanı, ülkemizdeki matematik bölümlerinin akreditasyon çalışmalarında ve Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun üniversitelerin kurumsal değerlendirilmesi süreçlerinde görev aldı.
MATEMATİKÇİ BAŞKAN
“Başarılı, ortalamanın üzerinde bir öğrenciydim. Lise yıllarında daha çok matematikte öne çıkardım ve o nedenle matematik okumaya karar vermiştim. Üniversitede bilerek ve isteyerek tercih ettiğim bir bölüm olduğu için Karadeniz Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü’nde parlak bir öğrencilik dönemi geçirdim. Bölüm birincisi ve fakülte birincisi olarak mezun oldum. Diplomamı 1989 yılında dönemin Başbakanı rahmetli Turgut Özal’dan almıştım. Mezuniyetimin ardından aynı bölümde yüksek lisans eğitimine başladım. Yüksek lisansı tamamladıktan sonra ÖSYM’nin yapmış olduğu sınav sonucunda kazandığım YÖK doktora bursu ile İngiltere’de doktoramı tamamladım.”
BU SENEKİ SORULARIMIZ DA GEÇEN YILKİ GİBİ
“ÖSYM’nin kuruluş nedeni üniversite sınavlarını düzenlemek olmasına rağmen gelinen noktada tüm kamu kurumlarının sınavlarını yapan ve yılda ortalama 40’ın üzerinde sınav uygulayan devletimizin sınav merkezi haline dönüştük. Geçen sene YÖK Başkanımız Prof. Dr. Yekta Saraç’ın öncülüğünde TYT için yeni bir yaklaşım geliştirildi. Önemli bir dönüşüm sağlandı. Türkçe ve matematik testlerinde bilgiyi ezbere dayalı bir çerçeveden çıkarıp muhakeme, anlama, yorumlayabilme, gündelik hayatla ilişkilendirebilme ve çıkarımda bulunabilme evresine taşındı. Sorulardaki bu dönüşümün ve evrilmenin hem eğitimciler, uzmanlar hem de öğrenciler tarafından olumlu karşılandığını düşünüyorum. Sonuç olarak öğrencilerimizin ezbere dayalı olmayan bu yaklaşıma adapte olmada zorluk yaşamadıklarını düşünüyorum. Bu sene de bu soruları aynı yaklaşımla hazırlamaktayız. Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Ziya Selçuk’un 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde açıkladığı gibi sınav odaklı olmayan bir eğitim sistemine geçtiğimizde sınav stresinin azalacağı bir dönem olacağına inanıyorum.”