Güncelleme Tarihi:
Sınav stresi unutkanlığa yol açıyor..
Özcan, Öğrenci Seçme Sınavı'nda (ÖSS) yapmayı düşündükleri değişikliklere ilişkin sorularını yanıtladı.
ÖSS'yi değiştirmek istediklerini belirten Özcan, bu konu üzerinde çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) da konuyla ilgili çalışmaları olduğunu söyleyen Özcan, MEB ile ortak çalışacak aşamaya henüz gelinmediğini kaydetti. Özcan, “Benim isteğim onlarla bizim ekibin beraber çalışması. Onların hazırlıkları bizimkinden önce başladı sanırım. Onlarınki, öğrencinin her yıl lise 1, 2, 3 ve 4 yıllardaki gösterdiği performansın ortalamasının sene sonundaki bir imtihanla birleştirilmesi ve onun nota dönüştürülmesi şeklinde. Biz de İngilizlerin yaptığı gibi düşünüyoruz” dedi.
İngiltere'deki sistemde adaylara 12-13 konu verildiğini ve adayların bu konulardan istedikleri birkaçını seçerek sınava girdiklerini anlatan Özcan, kendilerinin de bu model üzerinde durduklarını ifade etti. Özcan, şöyle konuştu:
“12-13 konuda imtihan verelim öğrencilere, öğrenciler 5'ini seçsin imtihana girsin, hepsinden girmesin. 3'ünden aldığı puanla da üniversitelere müracaat etsin. Üniversiteler de alacakları öğrencileri bölümlere bağlı olarak, 3 konu belirleyerek istesinler. Örneğin, desinler ki 'makine mühendisliğine genel kabiliyet, matematik ve biyolojiden 80 puanın üzerinde alanları kabul edeceğim, Bu puanı tutturanlar müracaat etsin'.
Bunu üniversiteler de yapabilir, ÖSYM'ye de yaptırabiliriz. Aynı eskiden olduğu gibi öğrencinin 3 konuda aldığı puan hangi bölüme tutuyorsa onu otomatik olarak yaptırabiliriz. Yani yerleştirme işini ÖSYM'ye verebiliriz, üniversiteye de yaptırabiliriz.
Eskiden, bizim zamanımızda, puan alıyordunuz, üniversiteye müracaat ediyordunuz. Üniversite de durumuna bakarak sıralıyordu. Her üniversitenin kapısında listeler yayınlanırdı, 'şunlar girmeye hak kazandı' diye. Ona benzer bir sistem. Her halde ikisini karıştırırız. Henüz net değil. Tek bildiğimiz şey sistemin kesinlikle değişeceği.”
“NE ALAN VAR, NE KATSAYI”
“Bu sistemde öğrencinin hangi okuldan mezun olduğunun önemi kalmayacak mı?” sorusuna Özcan, “Ne alan kalacak ne katsayı, hepsi gidiyor. Tamamen başarıya odaklı bir sistem olacak. Çocuğun, 3 dersten veya her neyse lise 1, 2, 3 ve 4'teki başarısına dayanan bir sistem olması lazım” yanıtını verdi.
Özcan, üniversitelerdeki her bölüm için adayların hangi derslerden veya konulardan başarılı olması gerektiğini üniversitelere soracaklarını belirterek, “Örneğin, makine mühendisliği bölümlerine soracağız 'siz hangi 3 tür puanla öğrenci almak istiyorsunuz' diye. Onlar belirleyecek. Daha sonra bunları ÖSYM'nin kitapçığında yayınlayacağız” dedi.
MEB'in öngördüğü sistem ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Özcan, şunları kaydetti:
“O da iyi bir sistem. Fakat orada ben bir şeye güvenmiyorum: Ortalama ağırlıklı puan konusu. Bu puanın hesaplanması konusunda... Yani biz bunu bırakırsak, bazı hocalar öğrencilerin başarısını gereksiz yere şişirebilirler, çocuğun durumu iyi görünsün diye. Ondan korkuyorum. Öyle olacağına, genel bir imtihan olsun, hiçbir sübjektif tarafı olmayan, öğrenci imtihana girsin, oradaki başarısına göre olsun, bu daha iyi.”
“TOEFL GİBİ BİR MEKANİZMA OLSUN”
“Siz, tek sınav mı düşünüyorsunuz?” sorusunu Özcan, şöyle yanıtladı:
“Aynı üniversite sınavı gibi tek ama senenin her anında yapılabilir bir sınav düşünüyoruz. Böyle bir defada olmasın, aday onu 3-5 defa alabilsin. Mesela matematikten girdi, diyelim ki 100 üzerinden 25 aldı, bu onu tatmin etmedi. 6 ay sonra bir sınav daha olsun. ÖSYM, bu imtihanları döndürsün istiyoruz. Nasıl işte, TOEFL'da 120 doları veriyorsun, o hafta sonu sana hemen veriyorlar imtihanı. Burada da öyle bir mekanizma olsun. Herkes, yığınlar, gidip bir günde o imtihanı almasın. Mesela, genel yetenek testini gelecek ay alacak, matematik testini 2 ay sonra, coğrafya sınavını ondan bir ay sonra alacak. Ama okul açılmadan yapılacak bu sınavlar, sürelere de riayet edilecek. Diyelim ki kaldınız, bir daha alabileceksiniz. Sonra aldığınız puanlarla üniversitelere başvuracaksınız. Bu sınavları döndürelim istiyorum, bir günde olmasın. Hani diyorlar ya '190 dakikada insanın hayatı tayin ediliyor'. Çocuk rahat rahat girsin. Hem çocuğun şansı da artar.”
Adayın üniversiteye sınavda aldığı en yüksek puanla başvurabileceğini söyleyen Özcan, bu sistemde “psikolojik stresinin de az olacağını”, adayın “kendini iyi hissettiği bir zamanda sınava girmesine olanak sağlanmış olacağını” kaydetti.
Böyle bir sistemin teknik olarak uygulanıp uygulanamayacağının sorulması üzerine Özcan, “ÖSYM uygulayabilir” dedi.
“BİZİM KONTROLÜMÜZDE OLSUN”
Özcan, böyle bir sistemde sınavın Ankara'da yapılmasından yana olduğunu söyledi. “Yapılacaksa Ankara'da olsun bu iş. Herkes Ankara'ya gelsin. Burada, bizim kontrolümüzde olsun” diyen Özcan, daha sonra birkaç ile yaygınlaştırılabileceğini kaydetti.
“Bu durum tepki çekmez mi, Ağrı'daki bir aday buraya nasıl gelecek?” sorusuna Özcan, “Eskiden, bizim zamanımızda geliniyordu. Tabii şöyle bir şey de yapabiliriz: Doğudakiler mesela Erzurum'da girebilir. Yani belli yerlerde olsun. Kastettiğim şey kontrollü olsun, kontrol edebileceğimiz iller olsun. Hakkari'deki sınavı ben kontrol edemem. Yeni bir sisteme geçiyoruz, bilinmezi de çok olur. O yüzden hakim olabileceğimiz Doğuda birkaç il, Orta Anadolu'da bir kaç il olabilir” karşılığını verdi.
Özcan, yeni sistemin, “İngiliz sistemi göz önünde bulundurularak, ülke koşullarına uygun bir sistem olmasını düşündüklerini” kaydetti.
“GELECEK YIL İÇİN OLMASA BİLE...”
İngiliz sisteminde açık uçlu sorular da yöneltildiğinin belirtilmesi üzerine Özcan, “Bazılarında açık uçlu sorular var. Sosyal alanında sorular açık uçlu zaten, test değil. Bizde eskiden uygulanan olgunluk sınavlarının aynısı. Mesela Tarihten 'şu savaşın etkilerini yazın' diyor. Hepsi test değil yani” dedi.
“Yeni sistemde de öyle mi olacak” sorusuna Özcan, “Tabii. Onu kaldıran konularda hepsi açık uçlu olacak” dedi.
YÖK Başkanı Özcan, konu “olgunlaştıktan” sonra üniversitelerle paylaşacaklarını bildirdi.
Özcan, düşünülen değişikliğin ne zaman uygulamaya konulacağı konusunda da “Gelecek yıl için olmasa bile, bu sefer alan ve katsayıları kaldırırız. ona bir hazırlık olur. Evet, yetişmeyebilir, olmazsa bir sonraki sene geçeriz” dedi.
“KATSAYI YERİNE PUANLA YERLEŞTİRİLECEK”
“Alan ve katsayıların kaldırılması halinde adaylar nasıl yerleştirilecek?” sorusu üzerine Özcan, “Aldığın puana göre yerleştirileceksin. Kimse de sana 'sen bu meslek okulundasın ancak şu meslek yüksek okuluna gidebilirsin' diye bir şey söylemeyeceksin. Puanın tutuyorsa makine mühendisi ol, sosyolog ol, psikolog ol” diye konuştu.
Özcan, birçok ülkenin üniversiteye giriş sistemini incelediklerini belirterek, “Yeni yeni bilgi topluyoruz sistemlerle ilgili. Dünyada nasıl yapılıyor, bizde nasıl yapılıyor? Bizimki türden sınav uygulayan 3 ülke kaldı” dedi.
“Düşündüğünüz modeli Milli Eğitim Bakanlığı ile paylaştınız mı?” sorusuna Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, “Milli Eğitim Bakanı ile özel olarak konuştum. 'Olgunlaşsın ondan sonra görüşürüz' diyor, gayet iyi karşılıyor” yanıtını verdi.