Güncelleme Tarihi:
Bir futbol tutkunu olan 29 yaşındaki Diyarbakırlı öğretmen “El Birliği” projesiyle bugüne kadar 50’ye yakın okula spor malzemeleri ulaştırarak kendisini hiç görmeyen öğrencilerin dahi sevgisini kazanmış. Köyden hiç çıkmamış, belki hayallerinin bile sınırı olan öğrenciler, öğretmenleri sayesinde bambaşka dünyaları tanıma fırsatı bulmuş. 5 yıl önce başladığı mesleğine milyonlarca gülücük sığdıran Osman Güneri, çocukları hayalleriyle buluşturan projesini şöyle anlatıyor:
ÇAMURDA TOP OYNARDIK
20 OKULA SAHA ÇİZDİM
YAŞAYAMADIĞIM HAYALLERİMİ ÖĞRENCİLERİM YAŞASIN
Düz bir eğitim sistemindense çocukları biraz daha okula bağlamak, onların mutlu olmalarını sağlamak istiyordum. Kendi öğrenciliğimi düşünüyordum. Bizim zamanımızda imkanlar pek elverişli değildi. 50 kişilik sınıflarda okuduk. Dörderli sıralarda oturduğumuzu hatırlıyorum. Böyle bir ortamda bir öğretmenlerimizin bizimle ilgilenmesi de tabi daha zor oluyordu. Bir de bakış açısı öğretmen okula gelir dersini anlatır gider üzerine kuruluydu. Ben dersleri bir şekilde eğlenceli hale getirmek istiyorum. Çocukları sporla okula bağlamak için de bu projeyi düşündüm. Kısacası şartlardan dolayı yaşayamadığım her şeyi kendi öğrencilerim yaşasın istiyorum. Yeni nesle uygun, onları okula çekecek şekilde dersleri işlemeye çalışıyorum.
AMAÇ BAŞARILI SPORCULAR ÇIKARMAK
Çocukların küçük yaşlarda keşfedilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bize öğrenciler 6-7 yaşlarında geliyor. Belki oradan 1-2 tane sporcu çıkarırım diye düşündüm. Herkes bir doktor, avukat, öğretmen olamayabilir. O yüzden ilk hedefim bu projede çocuklara küçük yaşta spor sevgisini aşılamak, aynı zamanda eğlenmelerini de sağlamaktı.
ÖĞRENCİLER HATAYSPORLA MAÇ YAPTI
Daha sonra bu yaptıklarım bana yetmedi. Üzerine katmak istedim. Mesela potalarımız yoktu onları temin ettim. Avrupa Şampiyonası döneminde çocuklara milli takım forması aldım. Derken bu iş biraz onların hayallerini gerçekleştirmeye döndü. Çünkü buradaki çocukların dünyası köyleri sadece. Onlar da buradan çıkamayacaklarını düşünüyorlar. Ben çocuklarla konuştukça onların hayallerini dinledikçe gerçekleştirmek için adım atmaya karar verdim. Bizim çocukların çoğunda Hatayspor sevgisi vardır. Bir öğrencimiz onlarla görüşmek istediğini söyledi, diğeri İstanbul’a gitmek, bir başkası Galatasaray maçını izlemek istediğini söyledi. Tabi bunlar onlar için çok uzak hayaller. Hepsini gülerek anlatıyorlar olmayacağından eminler. Ama ben bunları duyduktan sonra harekete geçtim. İlk olarak Hatayspor kaptanı Mesut Çaytemel’e ulaştım ve durumu anlattım. Bir hafta içerisinde köyde ne kadar öğrenci varsa hepsine kıyafetler alıp geldiler. 5 futbolcu ve bir antrenör okul bahçesinde çocuklarla futbol maçı yaptılar. Çocuklar o kadar sevindi ve eğlendiler ki anlatamam.
İLK KEZ UÇAĞA BİNDİLER
Galatasaray’dan bir yöneticiye ulaştım. Çocukların hayallerini gerçekleştirmek için uğraştığımı ve bu hayallerinden birinin İstanbul’u ve Galatasaray’ı ziyaret etmek olduğunu söyledim. Sağ olsunlar direkt dönüş yaptı ve öğrencilerimizle İstanbul’a gittik. İki gün boyunca gezdirdiler, ağırladılar bizi. Sonra da Galatasaray-Başakşehir maçına götürdüler. Bize spor malzemeleri de gönderdiler. Köyden ilk defa çıktı çocuklar, ilk kez uçağa bindiler, İstanbul’u gördüler. Onların mutluluğu görmeye değerdi.
10 BİN ÖĞRENCİYE ULAŞTIK
Ben bu projeyi geliştirdikçe sosyal medyadan da paylaştım ve bana onlarca mesaj gelmeye başladı. Öğretmenlerimizi de biraz cesaretlendirdi hatta. Diğer okullarda da öğretmenlerimiz benzeri projeler yapmaya başladı. Futbolcular, iş adamları, firmalar, benim kendi arkadaşlarım falan hep bağış yapmaya başladı. Bin tane top havuzu oluşturdum. Trazbsonspor, Ankara Demirspor, Fenerbahçe gibi takımlardan rica ettim. Bize yirmişer otuzar adet forma gönderdiler. Hepsini okullara ulaştırdım. Sadece kendi görev yaptığım ya da yaşadığım şehirdeki okullar için değil farklı şehirlerdeki köy okulları için de spor malzemeleri desteği buldum. Kulüplerle irtibat kurup bu okullara top, forma, eşofman gibi malzemeler gönderilmesini sağladım. Bugüne kadar 50’ye yakın okula yardım ederek 10 bin civarı öğrenciye ulaşmış olduk.
OZAN TUFAN’DAN 1907 KİTAPLIK KÜTÜPHANE
Pandemi döneminde çocuklar okuldan uzak kalınca proje de sekteye uğradı açıkçası. Ben de yine bu döneme uygun bir şeyler yapmak istedim ve ilçedeki tüm okullara EBA destek sınıfı açmak istedim. Yüz kadar tablet toplayabildim ve 10 okulda sınıf açabildim. Son olarak da Fenerbahçeli futbolcu Ozan Tufan’a ulaşmak istedim. Eşi Rojin Haspolat da Diyarbakırlı. Yardımsever bir insan olduğunu duymuştum. Kendisine mail attım ve sağ olsun hemen dönüş yaptı. Çocuklarla video çekip onlara gönderdik. Onlar da bize video gönderdiler ve zoom üzerinden görüşebileceğimizi söylediler. Çocuklar aşırı mutlu ve heyecanlıydılar çünkü daha 2-3 gün önce milli takımda gol atmıştı. Çocuklarımız sorular sordular muhabbet ettiler. Daha sora 1907 adet kitaptan oluşan bir kütüphane kurmaya karar verdiler. Kitaplar alındı fakat yeni eğitim öğretim yılında faaliyete geçecek. Şu an açılış yapmak yasak olduğu için kitapları aldık okulda bekletiyoruz. İnşallah yeni sezona müthiş bir kütüphane ile başlamayı planlıyoruz.