Güncelleme Tarihi:
Şiir:
Garip (O. Rıfat, M. C. Anday ile, 1941)
Garip (geliştirilmiş 2. basım, kendi şiirleri, 1945)
Vazgeçemediğim (1945)
Destan Gibi (1946)
Yenisi (1947)
Karşı (1949)
Nasrettin Hoca Hikayeleri (1949)
Bütün Şiirleri (ölümünden sonra, 1951)
Düz Yazı:
Nesir Yazıları (ö.s. 1953; Deniz Doğru adıyla 1969)
Edebiyat Dünyamız (ö.s. 1975)
Sanat ve Edebiyat Dünyamız (ö.s. 1982)
Bindiğimiz Dal (ö.s. 1982)
BEN ORHAN VELİ
Ben Orhan Veli,
"Yazık Oldu Süleyman Efendiye"
Mısra-ı meşhurunun mübdii..
Duydum ki merak ediyormuşsunuz
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela adamım, yani
Sirk hayvanı falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Evde otururum,
Masa başında çalışırım.
Bir anne ile bir babadan dünyaya geldim.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne Ingiliz kıralı kadar
Mütevazıyım,
Ne de Celal Bayar’ın
Ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim.
Puf böreğine hele
Bayılırım.
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Yayan dolaşırım,
Mütenekkiren seyahat ederim.
Oktay Rıfat’la Melih Cevdet’tir
En yakın arkadaşlarım.
Bir de sevgilim vardır, pek muteber;
Ismini söyleyemem,
Edebiyat tarihçisi bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Meşgul olmadığım "ehemmiyetsiz"
Sadece Üdeba arasındadır.
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır...
Amma ne lüzüm var
Hepsini sıralamaya?
Onlar da bunlara benzer.
1940’lardaki yenilikçi "Garip" akımının öncüsü olan Orhan Veli, eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayan bir anlayışla yazdığı şiirleriyle sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Yeni dünyalar, yeni insanlar, yeni söyleyişler sokarak şiirin sınırlarını genişletti.